Davutoğlu: Erdoğan'la aramıza 'kripto FETÖcüler' girdi

"Şu anda Sayın Erdoğan’ın danışmanı, One minute olayında İsrail ağzıyla ‘İktidarın sonu geldi’ diyorlardı. One minute olayında arka kapı diplomasisini ben yürüttüm. Şimon Perez’e özrü ben dilettirdim."

Davutoğlu: Erdoğan'la aramıza 'kripto FETÖcüler' girdi

Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski AKP’li Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bilim Sanat Vakfı’na “kayyım” atanmasıyla ilgili “Bu fiili yapan Sayın Cumhurbaşkanı’dır. Ne yaptı Bilim Sanat Vakfı? Nedir bu öfke?” tepkisini gösterdi.

Şehir Üniversiteleri ve Bilim Sanat Vakfı’na kayyım atanmasına ilişkin Davutoğlu şöyle konuştu:

“Tarihin akışını şekillendiren şeyler kurumlar ve kitapların tarihidir. Ben evlat acısı yaşadım. Bir evlat acısı neyse emek verdiğiniz kuruma yönelik kapatma faaliyetleri de aynıdır. Şehir Üniversitesi bir neslin evlat acısıdır, Bilim Sanat Vakfı’na kayyum atanması bir neslin evlat acısıdır.

28 Şubat’ın karanlık günlerinde Bilim Sanat Vakfı alternatif bir bilim yuvası olarak görüldü. Ama biz kimseye Bilim Sanat’çılar demedik, Davutoğlu’cular da demedik. Sağcı, solcu herkese bizim kapımız açıktır dedik. 28 Şubat’ta Bilim Sanat’ın kapısı birgün bile kapanmadı ama şimdi kayyum atandı.”

“Neden kayyum atandı?” sorusunu cevaplayan Davutoğlu, “Keşke bu soruyu sayın Cumhurbaşkanı’na sorsaydınız, ben merak ederdim nasıl cevap vereceğini. Bu fiili yapan Sayın Cumhurbaşkanı’dır. Ne yaptı Bilim Sanat Vakfı? Nedir bu öfke? Madem Bilim Sanat’a kayyum atandı, madem Şehir Üniversitesi kapatıldı, hiçbir şey gizli saklı kalmasın.” diye konuştu.

‘MEZARA KADAR YANINDAYIM’ DEDİM

Erdoğan’la ilişkisine de değinen Davutoğlu, “AK Parti’nin kuruluş aşamasında milletvekilliği teklifiyle geldiklerinde ilim hayatıyla devam etmek istediğimi söyledim. Ama her zaman destek vereceğimi belirttim. Siyasete girince Bilim Sanat Vakfı’yla ilişkimi kestim, başkanlığı bıraktım. Siyasette hiçbir yerde Bilim Sanat Vakfı’nı kullanmadım. Vakfın bir atlama tahtası olarak kullanılmasına izin vermedim. İlk başta ‘6 ay kalırım, geçiş sürecinden sonra 2088’de Şehir Üniversitesi’ni kurmak için ayrılırım’ dedim. Cumhurbaşkanı da bunu biliyordu. Sonra Dağlıca ve AK Parti kapatma davaları oldu. Süreç uzadı. Erdoğan’a, “Bu parti kapatılacaksa sizinle mezara kadar yanındayım” dedim.” diye konuştu.

Sınırsız programında Adem Özköse’ye açıklamalarda bulunan Davutoğlu, meşhur ‘one minute’ vakasına da değindi:

“Şu anda Sayın Erdoğan’ın en güçlü olduğu zamanda yanında ona sadakat edenler, Sayın Erdoğan’ın en zayıf olduğu zamanlarda ona en ağır hakaretleri edenlerdi. Sadece Sayın Soylu’yu kastetmiyorum. Ben Erdoğan’ın en zayıf dönemlerinde yanındaydım. Gezi olayları olduğunda Kuzey Afrika gezisinde 3 gün yanından ayrılmadım. 15 Temmuz olduğunda Konya’da bir an yanından ayrılmadım. Şu anda Sayın Erdoğan’ın danışmanı, One minute olayında İsrail ağzıyla ‘İktidarın sonu geldi’ diyorlardı. One minute olayında arka kapı diplomasisini ben yürüttüm. Şimon Perez’e özrü ben dilettirdim.”

“ARAMIZDA ‘KRİPTO FETÖCÜLER’ GİRDİ”

Erdoğanla aralarına ‘kripto FETÖ’cülerin’ girdiğini söyleyen Davutoğlu, FETÖ okullarında okuyan kripto FETÖ’cülerden isim vermeden bahsetti:

“Sayın Erdoğan’la aramıza FETÖ okullarında okuyan kriptö FETÖ’cüler ve 28 Şubat’ta başörtüsüne en ağır zulümleri yapanlar girdi. En güçlü olduğum zamanda Sayın Erdoğan’la aramız bozulmasın diye, ayrıldım. Ayrılmadan önce Erdoğan’dan sadece 2 şey istedim. Birincisi benimle birlikte çalışan arkadaşlara dokunulmasın ve Şehir Üniversitesi devam etsin.”

Davutoğlu, ‘Şam’da namaz kılacağız’ söyleminin Erdoğan’a ait olduğunu söyledi:

“Ayrıldıktan sonra AK Parti ve Erdoğan’ın aleyhinde hiçbir şey söylemedim. Bütün Suriye dosyasını bana yıkmaya çalıştılar. ‘Emevi Camii’nde namaz kılacağız’ sözü bana değil Erdoğan’a aitti ama ben bu sözü söylemedim demedim.”

“Eğer AK Parti yolsuzluklardan arındırılmış olsaydı, ihaleler şeffaf olsaydı, siyasi etki kanunu çıkarılsaydı, hamasi bir dil kullanılmasaydı ben siyaseti bırakıp ilim hayatına geri dönerdim.”

“Şehir Üniversitesi’ni FETÖ tehdit olarak gördü. Her türlü çamuru atmaya çalıştılar. İkinci kesim ise üniversiteleri fermanla çalışan yer olarak gören zihniyettir. Bu bazen seküler olur, bazen bugünkü YÖK zihniyeti olur, talimatla üniversite kapatır. İlim adamı o kişidir ki; talimatla değil vicdanıyla, aklıyla davranır. Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasına neden oy veriyorlar? Çünkü; müthiş bir korku var, bir de menfaatlerini kaybetmek istemiyorlar. Geçip karşıma otursalar isteyerek oy verdiklerini söylemezler.”