Dışişleri Bakanlığı: Yanlı ve hukuka aykırı tutumu reddediyoruz
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, " Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege ve bölgesel konularda, esasen AB’nin büyük kesiminin de benimsemediğini bildiğimiz, ancak dayanışma ve veto baskısıyla 10 Aralık AB Zirvesi Sonuçlarına konulmak zorunda kalınan yanlı ve hukuka aykırı tutumu reddediyoruz." ifadelerine yer verildi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “10 Aralık AB Zirvesi Sonuçlarına konulmak zorunda kalınan yanlı ve hukuka aykırı tutumu reddediyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada 1-2 Ekim AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde Türkiye hakkında alınan kararlara tepki gösterildi.
Zirvenin sonuç bildirgesine göre Avrupa Birliği, Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları nedeniyle yaptırım uyguladığı Türk şirket ve vatandaşlar listesini genişletilmesi kararı alınmıştı.
Öte yandan Türkiye hakkında raporların daha geniş yaptırımların görüşüleceği Mart 2021’e kadar hazır olması istendi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama yer alan ifadeler şöyle:
“1-2 Ekim AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nden bu yana ülkemizle diyalog ve temas yönünde çaba gösteren Dönem Başkanı dahil birçok AB ülkesi olsa da, bir-iki ülkenin dar siyasi hesapları nedeniyle Türkiye-AB ilişkilerinde henüz pozitif gündem yaratılamamış ve AB hiç bir yararı olmayan kısıtlayıcı önlem alma arayışından çıkamamıştır.
Bazı üye ülkelerin üyelik dayanışmasını ve veto haklarını kötüye kullanarak, Türkiye’ye karşı gündeme getirdikleri maksimalist talepleri ve haksız tutumları, Türkiye ile AB’yi bir kısır döngü içine sokmuştur. Bu durum, Türkiye ve AB’nin ortak çıkarları ile bölgemizin barış, güvenlik ve istikrarına zarar vermektedir.
Özellikle Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege ve bölgesel konularda, esasen AB’nin büyük kesiminin de benimsemediğini bildiğimiz, ancak dayanışma ve veto baskısıyla 10 Aralık AB Zirvesi Sonuçlarına konulmak zorunda kalınan yanlı ve hukuka aykırı tutumu reddediyoruz.
Türkiye, bölgede istikrarın tesisi için, Yunanistan’la, kışkırtıcı adımlarına rağmen, ön koşulsuz olarak istikşafi görüşmelere başlamaya hazır olduğunu her zaman ifade etmiştir.”