Eğitimde Sınıf Tavrı: Eğitim emekçileri görmezden gelinerek öğretmenler günü kutlanamaz!
"Eğitimde Sınıf Tavrı, “bu böyle gitmez” diyen eğitim emekçilerinin sesi olarak; eğitim emekçilerinin diğer emekçilerle gücünü birleştirerek, özelde ya da kamuda, ücretli, sözleşmeli ya da kadrolu, sendikalı ya da sendikasız çalışan bütün eğitim emekçilerini sömürüye, baskıya, piyasacılığa, gericiliğe karşı mücadele etmeye çağırıyor!"
Eğitimde Sınıf Tavrı, 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne ilişkin bir açıklama yayımladı.
“Eğitimdeki yükün “öğretmen maaşlarından” kaynaklandığını iddia eden, “öğretmenler olmasa maarifi çok güzel idare ederdim” zihniyetiyle adımlar atan Bakan Ziya Selçuk’un ’’Öğretmenler günü’’ kutlamaları ikiyüzlülüktür!” denilen açıklamada, Eğitimde Sınıf Tavrı tarafından emekçilere mücadele çağrısı yapılarak, “Eğitim emekçilerinin taleplerinin göz ardı edildiği, kadrolu-kadrosuz, özel-kamu vb. şekilde eğitim emekçilerini bölen statülerin ortadan kaldırılması, eğitim emekçilerinin tek gün değil, her gün mücadelesi etmesi gerekmektedir!” denildi.
“Eğitim emekçileri görmezden gelinerek öğretmenler günü kutlanamaz!” başlıklı açıklamanın tamamı şöyle:
“12 Eylül darbesinin ürünü olan, öğretmenliğin ve öğretmenlerin ne kadar ‘kutsal’ olduğuna vurgu yaparak göstermelik olarak kutlanan ‘’24 Kasım Öğretmenler günü’’ bu yıl pandemi koşullarında eğitimin ve eğitim emekçilerinin durumu görmezden gelinerek kutlanıyor.
Eğitim alanı sermaye düzeninin ve gericiliğin tahribatı altındayken eğitim emekçileri pandemi döneminin yükünü taşıyarak yeterince önlem alınmayan sağlıksız ortamla, daha fazla çalışma daha düşük ücretle ve işsizlikle karşı karşıya kalmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı Mart ayından itibaren, tutarlılıktan uzak adımlarıyla süreci yönetememiştir. EBA TV’nin içeriğinden biçimine, “uzaktan eğitimin” çevrimiçi platformlardan işlenmesine, öğrencilerin sağlıklı bir ortamda eğitim görmesine dönük adımlar göstermelik olarak kalmıştır. Bu göstermelik adımlar Ziya Selçuk’un kendi konumunu ve eğitim patronlarının çıkarlarını öncelik haline getirmiştir.
“Öğretmenler yattığı yerden para kazanıyor” açıklaması yapan eğitim patronlarının, eğitimdeki yükün “öğretmen maaşlarından” kaynaklandığını iddia eden, “öğretmenler olmasa maarifi çok güzel idare ederdim” zihniyetiyle adımlar atan Bakan Ziya Selçuk’un ’’Öğretmenler günü’’ kutlamaları ikiyüzlülüktür!
Okullar işletmeye, öğrenciler müşteriye dönüştürülmeye devam ederken öğretmenler arasındaki ‘farklılaşma’ belirginleşti. Kadrolu, sözleşmeli, ücretli ya da özel eğitim kurumlarında çalışan binlerce eğitim emekçisinin kaderi güvencesizliğe, işsizlik kaygısına, sağlıksız ve esnek çalışma koşullarına, eğitim patronlarının ya da liyakatsiz idare amirlerinin mobbing uygulamalarına teslim edildi.
Bu uygulamalarda Bakanlığı kesmemiş olacak ki; belirli iş sözleşmesinin daha kısa vadelerle yapılması, sadece ders saati ücretlerinin ödenerek açlık sınırının altında çalışma koşullarına maruz bırakılması eğitim emekçileri karşı karşıya bırakıldı.
Böyle bir ortamda eğitim emekçilerinin günü kutlanamaz!
Eğitim emekçilerinin taleplerinin göz ardı edildiği, kadrolu-kadrosuz, özel-kamu vb. şekilde eğitim emekçilerini bölen statülerin ortadan kaldırılması, eğitim emekçilerinin tek gün değil, her gün mücadelesi etmesi gerekmektedir!
Eğitimde Sınıf Tavrı, “bu böyle gitmez” diyen eğitim emekçilerinin sesi olarak; eğitim emekçilerinin diğer emekçilerle gücünü birleştirerek, özelde ya da kamuda, ücretli, sözleşmeli ya da kadrolu, sendikalı ya da sendikasız çalışan bütün eğitim emekçilerini sömürüye, baskıya, piyasacılığa, gericiliğe karşı mücadele etmeye çağırıyor!”