Enformasyon Savaşında Gerçekler: Yalan Makinesi - Suriye Savaşında Cephe Gerisi
"Alev Doğan, bu kirli Enformasyon savaşında onurlu bir gazetecinin nasıl bir tavır alması gerektiğini gözler önüne seriyor. Gelecekteki yeni savaşlarda emperyalizmin oyunlarına karşı, daha dikkatli olmamızı sağlıyor."
Hasan Kurtuluş
2011 yılından beri süren Suriye’deki savaş, şu günlerde düşük yoğunluklu bir çatışmaya dönmüş gibi gözüküyor. Fakat birçok sorun hâlâ çözüm bekliyor. Ortada cevaplanması gereken sorular var. Bu yüzden, ne yazık ki Suriye savaşı bir süre daha devam edecek gibi duruyor.
Yeni Ülke Yayınları’ndan çıkan “Yalan Makinesi: Suriye Savaşında Cephe Gerisi” kitabı, komünist bir gazeteci olan Alev Doğan’ın, Suriye savaşına dair kaleme aldığı bir tür tanıklık metni. Alev Doğan, kitabın yazılma amacını şöyle anlatıyor “Başlarken…” bölümünde:
“(…) Suriye savaşı ile bazı medya organlarının paspas ettiği gazetecilik onurunu kendimce düştüğü yerden kaldırmaya çalışmak.” (syf.15)
Yazarın tarafı ve çabası en başından belli ve açık. Onurlu bir gazeteci olarak, gerçeğin yanında, yalanın karşısında ve Enformasyon savaşlarında gerçeğin cephesinde yer alıyor.
Bir komünist olarak Alev Doğan’ın tarafı, emperyalistlere ve gericilere karşı bir tür Kurtuluş Savaşı veren, “Suriye halkının onurlu direnişinden yana”. Bir gazeteci olarak çabası ise “cephe gerisinde yalanları ifşa ederek bir nebze olsun katkı sunmaya çalışmak bu direnişe”.
Emperyalistlerin parmağını ve çabalarını saklamak için, medya organlarında bazen Suriye savaşından “Suriye İç Savaşı” olarak bahsedilir. Oysa gerçek çok daha farklıdır:
“Suriye’de yaşanan bir iç savaş değil, emperyalist işgaldir. Çünkü kanlı eylemlerle, Suriye’yi adeta bir cehenneme çeviren bu militanlar, Suriye’nin evlatları değil, dışarıdan ikame, paralı askerlerdir.” (syf. 23)
Bir ara, Suriye haberlerinde çok gözüken, medya organlarında fazlaca yer alan, hakkında belgeseller bile yapılan Beyaz Miğferler (White Helmets) Suriye’deki savaşta emperyalistlerin parmağını ve Enformasyon savaşlarının ne kadar ciddi olduğunun en belirgin örneklerinden biri.
Gönüllülerden oluşan, masum bir yardım kuruluşu gibi lanse edilen Beyaz Miğferler, aslında bir İngiliz ajanı James Le Mesurier’in paravan şirketlerinden biri olan Mayday Rescue’nun arkasında olduğu, Fetih Ordusunun militanlarından meydana gelen bir örgüt.
“Beyaz Miğferler’in asli görevi de, kamuoyunu yalan ve manipülatif haberlerle beslemek, özellikle Batı medyasında yer alan, olmayan kimyasal saldırılarla ilgili sahte videolar ve fotoğraflar çekerek kamuoyunu yanıltmak ve Suriye üzerinde ‘uçuşa yasak bölge ” oluşturulması için lobi faaliyeti yürütmektir.” (syf.65)
Kitabın önsözü, Kurtuluş Kılçer’e ait. Önsözde Kılçer, Suriye savaşında emperyalizmin rolünü kısaca özetliyor.
Kitabın son bölümünde Kurtuluş Kılçer, H. Murat Yurttaş ve Kamil Tekerek söyleşileri yer alıyor. Söyleşilerde komünistlerin gözünden Suriye savaşı inceleniyor. Zihin açıcı sorularla savaşın ayrıntıları ortaya seriliyor.
Alev Doğan, bu kirli Enformasyon savaşında onurlu bir gazetecinin nasıl bir tavır alması gerektiğini gözler önüne seriyor. Gelecekteki yeni savaşlarda emperyalizmin oyunlarına karşı, daha dikkatli olmamızı sağlıyor.