Erdoğan: AİHM bizim mahkemelerimizin yerine karar veremez
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a ilişkin “Tutukluluğu sonlandırın” kararına tepki gösteren Erdoğan, “AİHM’in Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiği kararına ilişkin de konuşan Erdoğan, “AİHM, bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez” diye konuştu.
Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:
“AİHM’in Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara da değinmek istiyorum. AİHM bizim mahkemelerimizin yerine karar veremez. Bizim mahkemelerimizce değerlendirilir. Biz bireysel başvuru adımını attığımız zaman Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’nin bütün yolları tüketme unsuru olarak gördük. Şimdi görüyoruz ki burada tüm yollar tüketilmeden AİHM bu kararı alma yoluna tevessül etmiştir. Bunun da gerekçesini biliyoruz. Selahattin Demirtaş hakkındaki hüküm, İspanya’daki Batasuna Parti ile gerekçelerle çelişmektedir. AİHM böyle bir terörist savunmanın arkasında olduğunu bilmelidir. Bu şahıs siyasi söylemleriyle değil, terörle arasına mesafe koyamadığı için milletimizin gözünde de suçludur. Kobani’nin katili budur. Ey AİHM sen anlamasan da biz anlatmaya devam edeceğiz. Aynı mahkemenin FETÖ davaları hakkında takınacağı tavır da şimdiden görülmeye başlandı.”
detay
AİHM: Selahattin Demirtaş derhal tahliye edilmeli
Kılıçdaroğlu’na iktidarı eleştirdiği için check-up önerisinde bulunan Erdoğan, “Ciddi manada bir check-up’tan geçmesi lazım. Hem ruhsal hem fiziki olarak” dedi.
2021 yılı burs ve kredi miktarlarını da açıklayan Erdoğan, “Erdoğan,”2021’de lisans öğrencileri için ödemeyi 550 liradan 650 liraya çıkardık. 1100 lira olan yüksek lisansı 1300 liraya, doktorada 1650 lira olan ödemeyi 1950 liraya çıkardık” diye konuştu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“TBMM Genel Kurulu’nda geçtiğimiz hafta kabul edilen 2021 bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bütçe görüşmeleri Meclis’in temel görevleri arasında ilk sıralarda yer alır. Meclis’te kabul edilmesiyle, bütçe tüm Meclis’in tüm milletin bütçesi haline gelmiştir. Demokrasiler muhalefetin de varlığıyla anlam kazanır. Bu vesileyle komisyon ve Genel Kurul’da teklifleri ve tenkitleriyle bütçemize katkı sunan tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum. Bu bütçe 83 milyonun her birine hizmet edecek, her insanımızın hayatına dokunacak bir belgedir. Elbette her bütçe önemlidir ama bu yıl koronavirüs salgının etkisini sürdürdüğü dönemde 2021 bütçesi ayrı bir ehemmiyete sahiptir. Amacımız bir yandan salgının etkilerini azaltmak diğer yandan ülkemizi hedeflerine yaklaştırmaktır. Bütçe üzerindeki tartışmaların daha yoğun ve kapsamlı olması gayet tabiidir. Bu tartışmaların ahlaki, adil ve yapıcı bir zeminde yürümesidir. Bu bütçe görüşmelerinde saygıya layık pek çok görüş ifade edilmiştir. Fikri olan fikrini söyler, fikri olmayan ise yalanla hakaretle kendisini göstermeye çalışır. Bu yıl 747’nci Mevlana Hazretlerinin dediği gibi testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar. Bu durumun takdirini tüm milletimize bırakıyoruz.
“KENDİLERİNİ TEK PARTİ DÖNEMİNDE SANIYORLAR”
Bunların da üslupları da kişiliklerinin yansımasıdır. Vizyoner politika ortaya koyan, halkın gönlünü kazanmaya çalışan muhalefet anlayışının eksikliğidir. Her gün yeni bir yalan söyleyen, yalanı yüzüne vurulunca hiç utanmadan başka yalana geçen bu zihniyetle hiçbir yer varamayız. Bu yalanları milletin gözüne baka baka kendilerine emin şekilde söylüyorlar. Buna herkesin de inanmasını bekliyorlar. İşçi, çiftçi, öğretmen, asker, polis kim varsa herkese hakaret etmekten de çekinmiyorlar. Bunlar kendilerini o tek parti devrinde sanıyorlar. Öğretmen CHP’li ise makbul değilse kötü. Çiftçi CHP’ye oy veriyorsa iyi vermiyorsa cahil. Yargı mensubu kendi vicdanına göre hareket ediyorsa militan. Bu listeyi her meslek grubu için uzatmak mümkün. Bu zatlara Türkiye’nin demokrasi ile yönetildiğini sık sık hatırlatmak gerekiyor.
Allah rızası için iş yapmak nedir, milletin gönlünü kazanmak nedir bunları bilmeyenler, salgın döneminde yapılanları lekelemek için canhıraş çaba içinde. Biz 2023 hedeflerimizin karşısına çok daha iddialı hedeflere çıkan bir muhalefet görmek istiyoruz. Başkalarının projelerine payandalık etmek bizim asla itibar edeceğimiz bir siyaset tarzı değildir. Kendi partilerinin için bir ur gibi sardığı anlaşılan taciz, tecavüz ve hırsızlığa karşı itibarlı bir duruş sergileyemeyenler beyhude çaba içinde çırpınıyorlar. CHP bunlardan temizlenmeden milletin karşısına çıkmamalıdır. Utandan, sıkılmadan ‘Bizim başkanlarımız şöyle temizdir, böyle temizdir’ diyor. Şu anda adliye adliye dolaşıyorlar, bunların neresi temiz? Ciddi manada ruhsal ve fiziki olarak cheak-up’tan geçmesi lazım. Bu zihniyetin geçmişteki faşizan uygulamalarını da bıkmadan, usanmadan yüzlerine vurmayı sürdüreceğiz. Bunun hesabını vermekten kurtulamayacaklar.
Dün ne diyor, uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi… Uyuşturucu satıcılığı yapabilirsiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz diyor… Bu ne sapkınlıktır, istikametini tamamen şaşırmış. Gel uyuşturucu örgütünü kur, organ mafyasını da kur hiç olmazsa devlet senden bir şeyler elde etsin. Başka bir işe yaramıyorsun. Vergi konusunda da belli bir tecrübesi var, belki bu adımı atarsa bir işe yarar. Siyaseti öğrenmesi için bu söylediklerini ispat gerekir.
CHP zihniyetinin asıl gayesini anlamak için son günlerdeki kimi uygulamalara bakmak lazım. Bu zihniyet, geçtiğimiz günlerde Mevlana’nın vuslat yıldönümü kılıfı altında, asırlık geleneği yerle yeksan etmeye kalktı. Kur’an-ı Kerim’i ve ezanı Türkçe okutmak gibi bir garabet İstanbul’da sergilendi. Asıl zihniyetin Ayasofya’nın ibadete açılmasından, Çamlıca Camisi gibi eserlerin ülkemize kazandırılmasından rahatsızlığını da unutuyor değiliz. Tek parti özlemiyle yanıp tutuştukları anlaşılıyor. Kimsenin de inancımıza, kültürümüze el ve dil uzatmasına müsaade etmeyiz. Tasavvufta çok önemli bir kaide var. ‘Edep ya hu’ der. El, dil, bel dikkat edeceksin. Etmezsen rezili rüsva olursun, bunların da akıbeti budur. Kuran-ı Kerim’e inanıyorsanız gereken hürmeti göstermelisiniz.
Her şey istismar. Gereken dersi gereken hesabı sormak suretiyle bunlar olacak. Hz. Mevlana’nın veya başka bir mürşidin yolundan gidiyorsanız, geleneklere uymak zorundasınız. Müslümanlar için Kuran-ı Kerim’in, ezanın nasıl okunacağına bırakın alimler karar versin, siz anlamazsınız bu işlerden. Dert başka. Dert, bu ülkenin değerleriyle oynamak. Milletin böyle bir talebi yokken, kimi zaman turistik, ticari hesaplarla dini sembollere sataşılmasını art niyetli buluyoruz. 1940’ların faşist uygulamalarına geri dönüş gibi bir hesap varsa bunun yanlış olduğunu söylüyoruz. Bu İstiklal Mahkemeleri’ni yeniden kurmaya kadar varır.
Gerçi bunlar pek çok zırvayı söylemekten de kaçınmıyor. Ülkemizi ileriye doğru götürecek her hizmetin başımızın üzerinde yeri vardır. Tarihe, kültüre, inanca yönelik hiçbir saldırıyı hoş görmeyiz. Önceleri cehaletlerine verdiğimiz söz ve davranışlarının bilinçli olduğunu gördüğümüz için kendilerine hak ettikleri şekilde mukabele etmeye sürdüreceğiz. Bunlara en büyük dersi sandıkta milletimiz verecektir.
Türkiye’nin geçmişte yaşadığı kavgaların ve bedellerin arka planında bizi siyasi ve ekonomik olarak geride bırakma planları olduğunu ifade edebiliyoruz. Çok partili siyasi hayata geçişimizin ardından kabuğumuzu kırmak için yaptığımız her hamlenin bizi tekrar içimize kapatması bunun sonucudur. Bugün de PKK’den FETÖ’ye kadar terör örgütünü üzerimize salanlarla içeride bunların borazanlığını yapanların eli aynı ipe çıkıyor. 15 Temmuz gecesi milletimiz canı pahasına darbecilere karşı direnirken, Bakırköy’de televizyon karşısında kahvesini yudumlayanları da biliyoruz. Bu zihniyet PKK’lıları ‘hendek kazan arkadaşlar’ olarak tanımlayanlardır, FETÖ’cüleri ‘haklarını arayan mağdurlar’ gibi göstermeye çalışanlardır. Gezicileri ‘aydınlanma hareketi’ olarak göstermek isteyenlerdir.
“CUMHUR İTTİFAKI’YLA BİRLİKTE ÜLKEMİZİ YOLUNA DEVAM ETTİRMEKTE KARARLIYIZ”
Bu zihniyetin sahibi zat, varlık barışını uyuşturucu, fuhuş, organ ticaretiyle irtibatlandıracak kadar alçaldı ve düştü. Bu kendi ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti ve sufle verenleri tarihe gömmek boynumuzun borcudur.
Cumhur İttifakı’yla birlikte ülkemizi önce 2023’e ardından da yoluna devam ettirmekte kararlıyız. Bu hedefe ulaşana kadar durmak dinlenmek yok. Ülkeye ve milletin hizmetin adını bizim gibi bunu ancak 18 yıldır kesintisiz yaşayanlar bilir. Girdiğimiz 15 seçimin tamamından milletimizin gönlünü kazanarak birinci çıktık. Tarihleri faşizmle, darbecilikle; bugünleri ise taciz, tecavüzle dolu olanların siyasetten silinip gitmeleri ne acı. İktidarı milli iradeye ram olmak yerine, terör örgütlerinin arkasında, dışarıda kırpılan gözlerde aradıkça bundan kurtulamayacaklardır.
“SANCILI BİR DÖNEM GEÇİRDİK”
2020 yılında koronavirüs nedeniyle sadece sağlık alanında da değil, dış politikada da sancılı bir dönem geçirdik. Türkiye’nin çıkarlarını savunmak için gerektiğinde bedel ödedik, ama zalimler karşısında asla baş eğmedik. Bugün Türkiye denilince adalet, haysiyetli dış politika geliyor akıllara. Türkiye’nin yıldızı yükseldikçe, saldırıların şiddeti de artıyor. Uluslararası arenada etkili şekilde oyun kuran Türkiye gerçeği, kaostan beslenenleri rahatsız ediyor. Ne Türkiye’nin ekseninde bir kayma, ne terör örgütleriyle mücadelede bir zafiyet vardır. Bu bir kararlılığın, inancın, azmin gereğidir. Ülkemiz DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle göğüs göğüse çarpışan tek NATO ülkesidir. Düzensiz göçte yükü omuzlayan tek ülkedir.
Avrupa ve ABD ile ilişkilerimizi geliştirirken, Asya’yı, Afrika’yı asla ihmal edemeyiz. Tüm çabalarımıza rağmen AB ve ABD ile ilişkilerimizin suni gündemlerle sınandığı bir yıl oldu. Yeni yılda ABD ve AB ile olan münasebetlerimzide yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz. AB’nin de Türkiye’yi kendinden uzaklaştıran stratekik körlükten uzaklaşmasını bekliyoruz. ABD’nin yeni başkanı Sayın Biden’ın da Türk-ABD ilişkilerine gereken özeni göstereceğine inanıyoruz. Türkiye zoru başarak dirayete, akla sahiptir. Önümüzdeki dönem dış politikada da Türkiye’nin şahlanış dönemi olacaktır.
Bugün üniversite öğrencilerimize bir müjde vermek istiyorum. 2021 yılında öğrencilerimize krdi ve burs miktarını belirledik. 2021 yılında lisansta 650 lira, yükseklisansı da 1300 liraya çıkarıyoruz. Doktorada ise 1950 liraya çıkarmış oluyoruz. Ocak ayında 452 bin öğrencimize burs, 1 milyon 11 bin öğrencimize kredi olarak yatırılacaktır.”