Erdoğan: Türkiye'yi özgürlüklerde dünyanın en ileri ülkelerinden biri haline getirdik
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin etkinliğinde gündeme ve Doğu Akdeniz ve Ege'deki gerilime dair açıklamalarda bulundu.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Yarın AK Parti’nin 19’uncu kuruluş yılına hep birlikte ulaşacağız. Bu akşam Ankara’da kutlayacağız. 19 yıldır heyecanımızdan hiçbir şey kaybetmeden, aziz milletimize hizmet için koşturuyoruz. Ülkemizin dört bir yanına mührümüzü vurduk. 81 vilayetimizin her birinde eserimiz var. Türkiye’yi demokrasiden sağlığa, eğitimden adalete her alanda adeta şaha kaldırdık. Sadece yatırımlarda değil, özgürlüklerde de Türkiye’yi dünyanın en ileri ülkelerinden biri haline getirdik.”
“Darbenin izlerini temizlemek istedik, karşımızda vesayetçi CHP’yi bulduk” diyen Erdoğan, “Hızlı tren, köprü, Avrasya Tüneli’ni, Marmaray’ı yaptık; karşımızda yine CHP’yi bulduk. Gezi olaylarında milletin iradesine kast eden çapulculara meydanı bırakmadık; onlar bu çapulcuların arkasında yer aldılar. FETÖ’cülere boyun eğmedik. Hendek teröründe açılan çukurlara gömdük. FETÖ paçavraları önünde nöbet tutanlar, 15 Temmuz gecesi tankların arasından geçip belediyeye sığınanlar, kontrollü darbe iddiasında bulunanlar her zaman kaybetti, karşılarında bizi buldular. Terörle, şiddetle iktidar hayali kuranlar AK Parti’nin çelik iradesi karşısında istediklerini bulamadılar. Alnımız ak, başımız dik bir şekilde yürümeyi sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.
GENÇLİK RÜYASI AYASOFYA
Ayasofya’yı yeniden ibadete açtıklarını hatırlatan Erdoğan, “Gençlik yıllarımızın bir rüyası olan bu hedef, yaptığımız mitinglerle Ayasofya’yı yeniden ibadete açılmasının milletimize, ümmete ve tüm insanlığa tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Bu rüyamızı gerçekleştirdiği için defalarca hamt ediyoruz. O Sultanahmet Meydanı buna şahit. 86 yıl sonra buranın tekrar ibadete açılmış olması bizler için mutlulukların en büyüğü” dedi.
MACRON’UN DERDİ SÖMÜRGECİ YAPIYI AYAĞA KALDIRMAK
Erdoğan, Beyrut’taki patlama üzerinden Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a ise şöyle seslendi:
“Beyrut Limanı’nda meydana gelen büyük bir patlama sonrası seferber olduk. Geniş bir ekiple Beyrut’a gittiler, görüşmeler yaptılar. STK’larımız gittiler ve gerekli olan ihtiyaçları tespit ettiler. Cumhurbaşkanı Yardımcımızı ve Dışişleri Bakanımızı göndererek, yanlarında olduğumuzu gösterdik. 400 ton buğday Beyrut’a ulaştırıldı. AFAD ekiplerimiz arama-kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarına devam ediyor. Giden arkadaşlarımız Macron’un yaptığını değil, insanlığın yerine getirdi. Macron falan bunların derdi, sömürgeci yapıyı ayağa kaldırmak. Biz insani ve İslami görevimizi yerine getirdik, getiriyoruz. Hariri’nin döneminde oraya gitmiş ve ‘Bizim inancımızda Şia, Sünni vs mezhebi bir taassup yok. Bugün Lübnan’da bunun için varım’ demiştik. Bu mezhep taassubundan kurtulamayan nice ülkelerimiz var.”
DOĞU AKDENİZ VE EGE GERİLİMİ
Erdoğan, Doğu Akdeniz ve Ege’deki gerilimle ilgili ise şunları söyleri:
“Yunanistan ve Rum yönetimi yanlış adımlar atıyor. Kimse kendisini dev aynasında görmemeli. Şov peşinde de koşmamalı. Tekrar söylüyorum. Bizim kimsenin hakkında gözümüz yok! Ama kimseye de hakkımızı yedirmeyiz. Oruç Reis gemimizin başlattığı çalışma kıta sahanlığımızın sınırları içindedir. Kimse endişe etmesin. Bu saha 2012 yılında Türkiye Petrolleri’ne verdiğimiz ruhsat sahalarında yer alıyor. Bunlar Resmi Gazete’de yayınlandı. Bunların tavrı art niyetlidir.
Kimse kendisini dev aynasında görmemeli, şov peşinde koşmamalı. Türkiye olarak Yunanistan ile sorunların çözümü diplomasi masasında aradık. Buradan şu gerçeğin altını çizmek istiyorum. Bizim kimsenin hakkın gözümüz yok ama hakkımızı yedirtmeyiz. Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini dışlayan hiçbir girişimin başarı şansı yoktur.
Biz ruhsatları Resmi Gazete’de yayımlayarak dünya ile paylaştık. Oruç Reis gemimi 23 Ağustos’a kadar çalışmalarını yürütecektir. Yunanistan’ın ortaya koyduğu tavır ise art niyetlidir. Türk kıyılarına 2 kilometre Yunan anakarasına ise 580 kilometre uzaklıktaki Meis üzerinde deniz yetki alanı talep etmek akılla izah edilemez.”
