Erdoğan, yapımı 16 yıl süren yolun açılışına Vahdettin Köşkü'nden katıldı
"Uzunluğu 11,3 kilometre olan Amasya çevre yolu aynı zamanda şehirler arası geçiş mesafesini 2 km kısaltıyor. Daha önce yaklaşık 30 dakika süren bu güzergah artık 7-8 dakikada kat edilebilecek."
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2005 yılının Temmuz ayında yapımına başlanan Türkiye’nin en pahalı ve en uzun sürede yapılan yolu olarak tarihe geçen Amasya Çevre Yolunun açılışına Vahdettin Köşkü’nden telekonferans yöntemiyle katıldı.
Erdoğan, “Amasya Çevre Yolumuzun ülkemize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu proje, şehir içinden geçen şehirlerarası araç trafiğini tamamen şehir dışına çıkartıyor. Uzunluğu 11,3 kilometre olan Amasya çevre yolu aynı zamanda şehirler arası geçiş mesafesini 2 km kısaltıyor. Daha önce yaklaşık 30 dakika süren bu güzergah artık 7-8 dakikada kat edilebilecek. Böylece vakitten ve akaryakıttan yıllık 110 milyon tasarruf sağlanacak.” diye konuştu.
Erdoğan, “Çok fazla gürültü çıkaran ülkelerin amacı Ayasofya değil bizim varlığımız” açıklamasında da bulundu.
Dün Ayasofya’nın ibadete açılışı esnasında Yunanistan’ın Selanik kentinde protestolar düzenlenmiş, Türk bayrağı yakılmıştı. Erdoğan, Amasya Çevre Yolu açılışında “Karada, denizde, havada, her yerde milletimizin ve ülkemizin, dostlarımızın hakkını, hukukunu, çıkarlarını savunduk” diye konuştu.
Erdoğan, “Maruz kaldığı her saldırının ardından Türkiye’nin tökezlemesini, diz çökmesini bekleyenleri bir kez daha hayal kırıklığına uğrattık” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Güçlü ve büyük Türkiye vizyonumuz, yavaş yavaş ete kemiğe bürünmeye, fiili neticelere dönüşmeye başladı.”
“Maruz kaldığı her saldırının ardından Türkiye’nin tökezlemesini, diz çökmesini bekleyenleri bir kez daha hayal kırıklığına uğrattık.”
“Merzifon Havalimanı’nın yolcu sayısını sadece 2 yılda 12 kat artırdık. Haberleşme alanında da Amasya’daki hızlı internet abone sayısı 329 bini buldu. Fiberoptik kablo uzunluğunu da 2 bin kilometreye yaklaştırdık.” diye konuşan Erdoğan’ın ardından Ulaştırma bakanı Adil Karaismailoğlu da Erdoğan’a hitaben bir konuşma gerçekleştirdi.
Karaismailoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Yaptığımız yollarla, köprülerle, yük trenlerimizle, havayollarımızla, limanlarımızla, haberleşme uydularımızla halkımız için adeta iş oluyoruz, aş oluyoruz, bereket oluyoruz. Her bir projemiz ilk günden istihdam sağlarken artan bir yaşam kalitesinin öncüsü oluyor. Dünyadaki ekonomik gelişmelerin, coğrafyamıza sunduğu bütün fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için bölgemizde lojistik süpergüç olmanın hazırlığındayız.”
“ŞAHLANAN BİR EKONOMİ”
“Zenginlik daha çok iş imkanı, daha değerli bir Türk lirası ve şahlanan bir ekonomi… Liderliğinizde yerine getirdiğimiz bu kutsal vazifenin bize her gün daha fazla güç verdiğini belirtmek istiyorum.”
“Yaptığımız yollar ve köprülerle, yük ve yolcu trenlerimizle, ülkemizi ve dünyayı saran havayolu ağlarımızla, limanlarımızla, uydularımızla adım adım hedeflerimize yürüyoruz. Dünya salgın hastalıkla boğuşurken biz sadece en yüksek standartta sağlık hizmetleri vermekle kalmadık, aynı zamanda yaptığımız açılışlar ve temel atmalarla ülkemizi kalkındırmaya devam ettik.”
“Karada, denizde, havada, her yerde milletimizin, ülkemizin, dostlarımızın hakkını hukukunu savunduk. Irak’tan Suriye’ye Libya’dan Ege’ye kadar nerede ülkemize yönelik tehdit varsa, tereddüt etmeden gidip gücümüzü ve kararlılığımızı ortaya koyduk.”
“Ekonomimize kurulan tuzakları bozarken, desteklerle milletimizin her kesiminin yanında olduğunu gösterdik. Milletimizin tüm fertlerine nefes aldıracak tedbirleri hayata geçirdik. Maruz kaldığı her saldırının ardından Türkiye’nin tökezlemesini bekleyenleri hamdolsun bu süreçte bir kez daha hayal kırıklığına uğrattık.”
“Daha düne kadar sürekli gizli açık yaptırım, ambargo, bedel ödetme tehditlerine maruz kalırken; bugün herkesin birlikte çalışmak istediği bir ülke haline geldik. Egemenlik haklarımız için attığımız adımlar genel olarak kabul görmekte, saygıyla karşılanmaktadır.”
“Son günlerde çok fazla gürültü çıkartan ülkelerin gayelerinin Ayasofya ve Doğu Akdeniz değil, bizatihi Türklerin ve Müslümanların bu coğrafyadaki varlığı olduğunu biliyoruz. Bu gerçeği yavaş yavaş herkes görmektedir”.
“Türkiye’nin her alanda sergilediği onurlu ve sonuç alıcı duruşa öyle kolay gelinmedi. Eskiler ‘düt demeye dudak ister’ derler. Bağımsız bir politika ortaya koyabilmeniz için bunu sağlayacak siyasi, ekonomik, askeri ve diplomatik güce sahip olmanız gerekir.”