Gerici Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu köşesinde, İstanbul Sözleşmesi’ni ve Baroları hedef alan bir yazı kaleme aldı.
LGBTİ’leri de hedef gösteren gerici yazar Karahasanoğlu yazısında, İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerinin ne olursa olsun değişeceğini şu ifadeleri kullanarak bildirdi:
“İstanbul Sözleşmesi’nde, ‘Sözleşmede yapılacak değişiklikler’ başlığı ile tek maddelik bir bölüm var. Yani bugün bazı eşcinsel destekçileri ter ter tepiniyorlar ya, ‘Virgülüne dokundurtmayız’ diyorlar ya. Aslında, imza atan ülkeler bile, sözleşmeye bir madde koyup, ‘ilerde değiştirilmesi teklif edilirse, bunun nasıl yapılacağı’ konusunda prosedür belirlemişler. ‘Bu sözleşme yapıldı. Kimse noktasının yerini değiştiremez’ demiyorlar. LGBTİ’ler tepinse de sözleşmede değişiklik geliyor!
Demek ki, tam da Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, ‘İstanbul Sözleşmesi nas değil’miş.. Yeter ki, biz kraldan fazla kralcı olmayalım.. Üç tane eşcinselin peşine takılıp, ,’İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti önlüyor. Sözleşmeye karşı çıkanlar, kadına şiddeti onaylayanlardır’ aldatmacasına kapılmayalım.
Şiddet ile ilgili düzenlemeler kalsa da ‘cinsel yönelim’ ve benzeri ifadelerle eşcinselliğin meşrulaştırıldığı içeriklerin sözleşmeden çıkarılması için gerekli adımları atalım. İmzacı ülkeler bile sözleşme maddelerinin değiştirilmesinin mümkün olduğunu söylüyorlar. Sonrasında da.. ‘Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin teklifi değerlendirmesi’ ile başlayan bir prosedür ile teklifin kabul edilebilineceğini sisteme bağlıyorlar..
Türkiye; bilim adamları ile hukukçuları ile din adamları ile kanaat önderleri ile çok hızlı bir şekilde, İstanbul Sözleşmesi’ndeki Türk toplumuna uymayan, inancımızla çelişen, örfümüze aykırı ifadeleri, bugüne kadar medya organlarında yapılan tartışmaları da dikkate alarak tespit etmeli.. Bunlarla ilgili değişiklik önerilerini bir metin haline getirmelidir.
Türkiye’nin, bu tartışmadan, bu yolla çıkması mümkündür..”
Ayrıca Karahasanoğlu yazısında, kendisi gibi gerici ve Yeni Akit yazarı Yaşar Baş’a övgüler yağdırıp Barolar için, “Onlar kadro işleri ile unvan alma ile makam-mevki tartışmaları ile günlerini dolduruyorlar.. Barolar, siyasi tartışmalara müdahil olarak, kendi görüşlerini topluma dayatmakla meşgul oluyorlar.. Serbest avukatlık yapan Yaşar Baş’ın kafa yorduğu kadar, üniversitelerdeki hukukçu öğretim üyelerinin, siyasalcıların bu işe kafa yorduğunu sanmıyorum.. Baro yönetimlerinin, “Bu ülkenin hukuk kurumlarıyız. Ülkenin önünü açacak, elini güçlendirecek çözümler üretelim” gayretinde olduğunu, düşünmüyorum..” diye konuştu.
Bu haber en son değiştirildi 17 Ağustos 2020 13:30 13:30
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…