HTŞ lideri Culani ÖSO ile yaptıkları işbirliğini anlattı
HTŞ lideri Ebu Muhammed El Culani'nin yakın zamanda verdiği röportajlar, ÖSO'nun HTŞ ile işbirliğini gözler önüne serdi.
El Kaide’nin Suriye kolu olarak bilinen cihatçı terör örgütü Hay’at Tahrir El Şam’ın (HTŞ) lideri Ebu Muhammed El Culani, Suriye ordusunun örgüte yönelik operasyonlarını arttırdığı son dönemde, sosyal medyada daha fazla boy göstermeye başladı.
Suriye ordusu, İdlib’de bir çok yeri cihatçı terör örgütü HTŞ’den temizlerken, El Culani’nin örgüt lideri kimliğiyle yaptığı açıklamalar “Middle East Media Research Institute” MEMRİ tarafından derlenirken, haberin çevirisi Kayahan Uygur imzası ile Odatv’de yayımlandı.
Bu açıklamaların en yenisi örgütün resmi ajansı Ebaa’nın 5 Şubat tarihli videosundan ve 15 Şubat tarihinde El Culani’yle yapılmış 2 röportajdan alınmış. Sosyal medyada da görüntülü olarak yayınlanan bu belgelerin altında Tahir El Ömer ve örgüt yandaşı ve Türk vatandaşı Abdussamet Dagül imzaları bulunmakta.
Tahir El Ömer, El Culani’ye “neden bu kadar kayıp verdiniz ve geri çekildiniz?” diye soruyor. El Culani, “Astana ve Soçi anlaşmaları nedeniyle rejim ve Rusya, güçlerini belli noktalarda yoğunlaştırma fırsatını buldular” diyor. “Aslında Türklerin ve Kürtlerin elindeki yerler de güvende değil, daha sonra sıra oralara gelecek” diye devam ediyor.
HTŞ’nin resmi pozisyonu Astana ve Soçi’ye karşı çıkmak şeklinde ama pratikte bir direnişi olmamış. 7 Haziran 2018’de Türk askerinin İdlib’de olmasını desteklediğini söylemiş. 15 Ekim 2018’de silahlarını teslim etmeyi reddettiyse de sonradan tüm ağır silahlarını eski adı ÖSO olan Suriye Milli Ordusu’na (SMO) devretmiş ama ilginç olan şu ki geçtiğimiz Aralık ayında çatışmalar alevlenince SMO ağır silahlarını HTŞ’ye hemen geri vermiş. Ve bugün El Kaide bağlaşığı HTŞ, emanetten geri aldığı ağır silahlarıyla Suriye’ye karşı savaşıyor.
El Culani şöyle diyor: “Bugün konuştuğumuz rejim eski rejim değil. Bugün Rus ve İran işgalinden söz ediyoruz. Onlar bu rejimi terk etseler ülkenin hepsi iki hafta içinde elimize geçer. Ama şimdi sabır ve sebat gerekiyor ve de daha iyi eğitimli kadrolar yetiştirmeliyiz”.
El Culani kendi örgütü HTŞ’nin yüzde 70 örgütlü ve eğitimli olduğunu iddia ederken SMO’nun kargaşa ve başıbozukluk içinde bulunduğunu, ancak yüzde 10 etkili olabildiğini söylüyor.
El Culani sahada HTŞ yani El Kaide ile SMO’nun birlikte savaştıklarını ama bunun bile Halep kırsalında 6 cephede, İdlib’de 5 cephede birden direnebilmek için yetersiz oluğunu vurguluyor. Çözüm için El Culani’nin önerisi “birleşik bir komutanlık” kurmak ve tabii bunun da HTŞ’ye verilmesi.
El Culani, “İdlib’de Suriye hükümetine karşı verilen savaşın en azından yüzde 75’inin HTŞ tarafından verildiğini, şu anda aktif olan 10 cepheden 8’inde önderliğin HTŞ’ye ait olduğunu ve örgütler arası operasyon merkezinin günde 2-3 kez toplandığını” belirtiyor.
El Culani “Türkiye’nin İdlib’de bulunması yasal hakkıdır” derken şöyle devam ediyor: “Ruslar hiçbir zaman Türk halkının dostu olmamıştır, Türkiye ile Rusya arasındaki binlerce yıllık rekabet Türk halkının İdlib’deki Rus varlığına karşı çıkmasına neden olmuştur. Bizim İdlib’de zafer kazanmamız bölgedeki tüm kavimler için yararlı olur özellikle de Türkiye için.”
El Culani Suriye dışındaki İslamcıların da desteğini kazanmak amacında olduğunu gizlemiyor. Röportajı “Tüm cephelerdeki mücahitlere ve tüm dünyadaki tüm Sünnilere” başlığı altında bir mesajla tamamlayarak yakın bir “zafer” müjdeliyor. HTŞ Lideri şöyle diyor: “Diyorum ki bu savaş, Suriye halkının savaşı, bölgede genel olarak tüm Sünnilerin savaşıdır. Bu savaş için çok ağır bir bedel ödedik. Şimdi sonuna yaklaştık biraz daha fazla sabır gerek”.