İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Üretimin Desteklenmesi, Planlanması ve Ürünlerin Pazarlanması Çalıştayı’na katılan Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin “İstanbul, tarım arazilerinin de olduğu bir büyük şehir ama bazı büyük projelerin tarım arazilerine olan etkisi geçtiğimiz günlerde tartışılmıştı. Kanal İstanbul da bunlardan biri. Eğer olursa, tarım arazilerini nasıl etkileyecek?” şeklindeki sorusunu Ekrem İmamoğlu şu ifadelerle yanıtladı:
“İstanbul’un mevcut tarım alanının neredeyse yüzde 10 civarındaki kısmını Kanal İstanbul yok ediyor. Şehirleşme etkisi? Bu zaten tahmini mümkün olmayan bir seviyeye doğru gider. Kanal İstanbul, bir travma. Kanal İstanbul, öyle stratejik bir proje falan asla değil. Kanal İstanbul, bir emlak işi. Emlak geliştirme işi. Yani; ‘Yaparız, satarız, para kazanırız!’ Bakın bu kadar net söylüyorum. Efendim Boğaz geçişiymiş, Boğaz’ı korumaymış… Hayır! Bu kadar uzun yıllardır analiz ettiğim, her yönüyle insanı dinlediğim, serbest piyasadan, bu işi yapan inşaatçı firmalardan, başka kurumlara kadar… Takip ettiğim bilim insanlarından dinlediğim kısmıyla bunu tarif ediyorum: Suyunu yok edecek. Tatlı su rezervlerini ciddi anlamda etkileyecek. Aynı zamanda, oluşturduğu, 8 milyon insanı hapsettiği ada, toprağa verdiği zarar, depremle ilgili oluşturduğu tehditleri üst üste koyduğunuzda büyük bir travma.”
“Düşünülmesi bile benim uykularımı kaçırıyor. İnşallah tüm hukuksal çabamızla bu işi engelleyeceğiz” diyen İmamoğlu, “Tabii ki toplumun da iradesiyle engelleyeceğiz. Toplumun bunu reddettiğini ve istemediğini görüyorum. Siyasi mekanizmalar üzerinden ‘olur’ veren halkın da vicdanen ‘olur’ vermediğini de biliyorum ben. Hissediyorum bunu. Yani, siyasi tarafı olduğu parti desteklediğinden dolayı, ‘Evet’ diyor ama vicdanının bunu kabul etmediğini biliyorum. Deprem konuşmamız lazım. Depremle hiç alakası olmayan, bu kentte yeni bir şehir var etme çabası içerisindesiniz. Neredeyse 1 milyon 100 bin tanımlı var orada, bence 2 milyonu aşar. Daha bu şehirde on binlerce riskli yapının sorununu çözemedik. Bunu çözelim. Bu masada konuşulacak konu o. Kanal İstanbul masası yıkılmıştır. Bence yıkılmıştır. Bakın, her gün sallanıyoruz. Depremi konuşacağız. Yüz binlerce insanın canını konuşacağız, malını konuşacağız. Bu ülkenin ekonomisini konuşacağız. Tekrar söylüyorum. İstanbul depremi eşittir, bu ülkeye en an 400-500 milyar dolar. Niye 400-500 milyar dolar? Bir günlük zararı tariflemiyorum burada. Yıllara sarih bu ülkenin depresyonunu, ekonomik kayıplarını, moralsizliğini üst üste koyduğunuzda bu rakam bile az kalır. Bu kadar büyük bir tehdidi siyasi malzeme yapmayın” ifadelerini kullandı.
Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri yaptığı açıklamada en önemli önceliklerinin İsral saldırılarının durdurulması olduğunu ifade…
Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen heyelanda 9 işçinin hayatını kaybettiği…
İçişleri Bakanlığı’nca kayyum atanan Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan, savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle…
Narin Güran cinayetinde amca Salim Güran ve baba Arif Güran'ın araçlarının içinde bulunduğu 5 araç…
Şahin, " Bilinmelidir ki RTÜK sansür kurumu değildir. Anayasamız net bir hükümle sansürü yasaklar" ifadelerini…
Dokuzuncu olağan kongresini gerçekleştiren Saadet Partisi'nde genel başkanlık için Kayseri milletvekili Mahmut Arıkan ile İstanbul…