İmamoğlu'ndan Erdoğan'a: Hiç kimse halka sesini yükseltmesin
İBB Başkanı İmamoğlu "Hükümetle her alanda iş birliğine istekliyiz" derken isim vermeden Erdoğan'a "Hiç kimse halka sesini yükseltmesin" diye seslendi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Kanal İstanbul Çalıştayı düzenlendi. İBB’nin ev sahipliğinde düzenlenen çalıştaya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ‘İyi Parti’ Genel Başkanı Meral Akşener de katıldı.
Programın açış konuşmasını yapan İmamoğlu, isim vermeden seskendiği AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Mevlana’nın sözünü” hatırlatarak çağrı yaptı.
Mevlana’nın “Sözünü yükselt, sesini değil… Yağmurdur çiçekleri büyüten, gök gürültüsü değil…” sözlerini anımsatan İmamoğlu, “Biz her alanda hükümetle iş birliği ve uyum içerisinde çalışmaya hazırız ve istekliyiz. Yalnız bizim tek bir şartımız var: Hiç kimse ‘ben bilirim, ben yaparım’ demesin! Hiç kimse halka sesini yükseltmesin… Mevlana’yı dinlesin…” dedi.
İmamoğlu çalıştayda yaptığı konuşmadan özetler şöyle:
-Kanal İstanbul, İstanbul’un coğrafyasını değiştirecek, doğal hayatın ve şehir hayatının bütün boyutlarını ciddi biçimde etkileyecek bir proje. Bu projeyi gündeme getirenlerin, buna neden mecbur olduğumuzu anlatmak ve toplumu ikna etmek zorunlulukları vardır.
-Kanal İstanbul, mecbur olmadıkça hiç kimsenin asla evet demeyeceği, çok büyük ve çok riskli bir ameliyat. Tamamıyla yanlış bir ameliyat. İstanbul kesip biçilecek. İstanbul’un hayati sistemleri zarar görecek. İstanbul’un bazı bölgeleri felç olacak. Kimi yerleri sakat kalacak. Bir şehri böyle riskli, böyle ölümcül bir ameliyata sevk edenler, ‘Siz ne derseniz deyin, bu ameliyat yapılacaktır’ diyemezler. Bunu yapmayı kafalarını koymuş olanlar, bu ameliyata neden mecbur olduğumuzu mutlaka anlatmak zorundalar.
-Hepimiz ama hepimiz, İstanbul’un neden kesilip biçilmek zorunda olduğunu anlamak zorundayız. Bu mecburiyetin sebepleri konusunda, hep birlikte, 16 milyon hatta 82 milyon vatandaşımızla ikna olmalıyız. Hepimiz, İstanbul’a dayatılan bu büyük ameliyatın riskleri konusunda her şeyi bilmek ve her detayı öğrenmek zorundayız.
-Önce öğreneceğiz. Öğrenmeliyiz. Ondan sonra hep birlikte kararımızı veririz. Bütün bunlar, sağlıklı bir öğrenme ve düşünme süreciyle ortaya çıkabilir ancak. Bu çalıştay, İstanbul’un bağrına batırılacak bıçağın, yani Kanal İstanbul’un bütün risklerini bilimsel olarak ortaya koymayı amaçlıyor.
-Kanal İstanbul’a gerçekten mecbur muyuz? Bize anlatılanlar doğru mu? Bu şehrin ve bu ülkenin bunca sorunu varken, sıkıntıları, dertleri bunun sırası mı şimdi? Bizim Kanal İstanbul’la ilgili tavrımız siyasi değil, hayatidir. Çünkü bu proje, bu şehrin tüm tarihi boyunca karşılaşabileceği en büyük risklerden biridir.
-Bu projeyi gündeme getirenlerin, ‘Siz ne derseniz deyin, biz bu ameliyatı yapacağız’ diyenlerin iki temel argümanı var: ‘İstanbul Boğazı’ndaki gemi geçişleri dolayısıyla yaşanması muhtemel riskler ve bu projenin Türkiye’ye sözüm ona gelir getirecek olması.’ Gemilerin, özellikle de tehlikeli yük taşıyanların, boğazdan güvenli bir biçimde geçmelerini sağlamak çok önemli bir konudur. Bu konuda elbette hepimiz çok hassas olmalıyız. Boğaz güvenliğini sağlamak adına, hükümetimiz, uluslararası planda hangi adımı atacaksa, hepimiz onun arkasında oluruz ve tam destek sağlarız. Her türlü iş birliğini yapmak zorundayız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın.