Kayıt dışı rakı üretimi 2 katına çıktı
Devletin en önemli vergi kaynaklarından biri olan içki sektöründe kayıt dışı üretim zirve yaptı. 3 yılda kayıt dışı rakı üretimi 4 milyon litreden 8 milyon litreye çıkarken, kaçak rakı nedeniyle devlet 1.5 milyar dolar vergi kaybına uğradı.
Yüksek vergi oranları, satış ve pazarlama yasakları ve art arda gelen fiyat artışları nedeniyle gündemden düşmeyen içki sektöründe, sahte içki ve evde üretim furyası yaşanıyor. Yaklaşık 15 milyar TL’lik vergi ödemesi ile devletin en önemli gelir kalemlerinden biri haline gelen sektörde yüksek alkol derecesi ile rakı, 2016 sonrasında merdiven altı üretimin en önemli unsuru haline geldi. Piyasadaki rakı arzının yaklaşık dörtte biri merdiven altı veya evde üretilen ürünlerden oluşurken, piyasadaki kayıtlı rakı üretiminin 32 milyon litre, kayıt dışı rakı üretiminin ise 8 milyon litre civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu noktada özellikle rakı üretiminin temel unsuru olan etil alkol ithalatında yaşanan patlama, 2016 sonrasında piyasa dinamiklerinin hızlı bir şekilde değiştiğine işaret ediyor.
TÜKETİCİ RAKIDAN VAZGEÇMEDİ
Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı’nın etil alkol ve rakı satışlarına ilişkin yayınladığı verilere göre, 2015 yılında 35 milyon litre olan iç piyasadaki rakı arzı, 2018 yılında yaklaşık 32 milyon litreye düşmüş durumda. Piyasada satılan etil alkol satışları üzerinden yapılan hesapla evde veya merdiven altında üretilen rakı miktarı ise yaklaşık 2 kat artarak 8 milyon litreye ulaştı.
Yüksek vergi politikaları ile tahsilat veznesi gibi çalışan içki sektöründe, evde üretim hızla yaygınlaşıyor. Bira ve şarap gibi fermente içki kategorilerinde evde üretim artarken, damıtma yöntemi ile üretilen ve distile olarak tabir edilen yüksek alkollü rakıda ise merdiven altı üretim ağırlık kazanıyor. Tüketim rakamlarına bakıldığında ise fiyat artışlarına rağmen tüketicinin rakı içmekten vazgeçmediği, bunun yerine merdiven altına yöneldiği gözleniyor. Öte yandan devletin içkiden tahsil ettiği vergi oranları 15 milyar TL’yi bulurken, sahte içki nedeniyle 1.5 milyar dolarlık (yaklaşık 9 milyar TL) bir vergi kaybı olduğu tahmin ediliyor.