Komünistlerden çağrı: Tüm yurttaşlar, koronavirüs testinden geçirilmelidir
Türkiye Komünist Hareketi, bir halk sağlığı sorunu haline gelen koronavirüs salgınına ilişkin, "tüm halkımızı koronavirüs salgınına karşı önlemlerimizi arttırmaya, toplumsal dayanışmaya hazır olmaya ve aynı zamanda kapitalizm virüsüne karşı mücadele etmeye davet ediyoruz." çağrısında bulundu.
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) bütün dünyada yayılan ve bir halk sağlığı sorunu olan koronavirüs salgınına ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, koronavirüse karşı tek çözümün kamucu, eşit, parasız sağlık sistemi olduğu vurgulanırken, tüm yurttaşların koronavirüs testinden geçirilmesi gerektiği belirtildi.
TKH tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Kapitalizmin insanlığa önerdiği korku ve bekle-gör politikasıdır! Tüm yurttaşlar, koronavirüs testinden geçirilmelidir!Koronavirüs’e karşı tek çözüm kamucu, eşit, parasız sağlık sistemidir!
Geçtiğimiz Ocak ayında tanısının konulması ile birlikte tüm dünyanın gündemine giren, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da pandemi olarak tanımlanan koronvirüse bağlı gelişen gribal enfeksiyon ve sonuçları kapitalizmin çıkışsızlığını, acizliğini ve başarısızlığını her geçen ortaya çıkarmaktadır.
Günümüzde kapitalizmin ve özellikle 1980’ler itibariyle dünya üzerinden estirilen neo-liberal küreselleşmeci dalganın sonuçları, bugün dünyada yaşanan salgında açık olarak görülmektedir.
Sorun tek başına dünya üzerinde bir hastalığın ortaya çıkması ya da yayılması değildir. Mesele piyasacılığın ve sömürü düzeninin emekçilere yaşattığı cehenneme bir de salgın hastalıkların eklenmesi, tek tek ülkelerdeki sermaye sınıfının ve emperyalist tekellerin ise bu salgın karşısında idare etmek dışında bir çözüm üretememesidir. Son örnekte yaratılmaya çalışılan korku ikliminin nedeni budur.
Kapitalizm akıl ve bilimin yerine korkuları, koruyucu sağlık hizmetlerinin yerine “bekle-gör” politikasını geçirmiştir.
Kapitalizmin insan sağlığına yaklaşımının özü, emekçilere ölmeyecekleri düzeyde bir sağlık hizmetini satmak, sonra hasta olduklarında ise bunu daha pahalıya satmaktır.
Koronavirüs salgını bu açıdan, kapitalizm gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Neo-liberal politikalarla birlikte sağlığın ticarileşmesi bir dizi kapitalist ülkenin salgından etkilenen insanlara sağlık hizmetini dahi sunamayacak olduğunu fazlasıyla göstermiştir.
Tüm dünyada görülme potansiyeli olsa da bulaşıcı hastalıklara karşı mücadelenin ve halk sağlığının esasları bellidir:
Yapılması gereken, hastalığın bulaştığı tüm insanların tespit edilmesi, olası riskli grupta sayılan kişiler ile birlikte bunların devlet güvencesi altında karantinaya alınmasıdır.
Hastalığın tespit edilmesi içinse öncelikle riskli gruptaki herkesin, bir adım sonrasında ise tüm toplumun koronavirüs testinden geçirilmesi dışında bir yol bulunmamaktadır.
Sadece klinik bulguların ortaya çıkmasını bekleyerek kaybedilen zaman, hastaların virüsü başka kişilere bulaştırmasından başka bir sonuç doğurmamaktadır.
Halk sağlığının özü ve esası toplum katılımının sağlanmasıdır. Toplum katılımı da “bekle-gör” politikasına indirgenemez. Yaklaşık iki aydır ülkemizde ve dünyada yaşanan tabloya baktığımızda ortaya çıkan temel olgu tam da kapitalist emperyalist sistemin bir virüs karşısında yaşadığı çaresizliğin emekçilerin üzerine yıkılmasıdır.
İşte tam da bu yüzden, başta koronavirüs olmak üzere tüm bulaşıcı hastalıklar ve insan sağlığını tehdit eden olaylarla mücadele için öncelikle gereken şey halk sağlığını merkeze koyan, kamucu ve parasız sağlık sistemine geçiştir. Neo-liberalizm ve “tahammül edilebilir bir kapitalizm” balonunun patlamış olduğu bir kere daha yaşanan koronavirüs salgını ile gözlerimizin önündedir. Sosyal devletin tasfiyesinin ve sağlıkta dönüşüm masallarının hesabı emekçilere kesilmektedir.
Kapitalizm, halk sağlığını tasfiye etmiş, sağlık hizmetlerini birey bazlı parayla satılan metaya dönüştürmüştür. Bugün en gelişmiş kapitalist ülkelerde salgının ortaya çıkmasının altında bu vardır.
Bugün ülkemiz dahil kapitalist ülkelerde herkesi sağlık taramasından geçirebilecek bir sistem bulunmamaktadır. Sağlık Bakanı tarafından herkesi testten geçirmiyoruz, bulgu ortaya çıkınca test yapıyoruz sözü bir başarı öyküsü değil, aslında yaşanılan durumun dışa vurumudur.
Halkımız, bugün ülkemizdeki önlemleri bir başarı olarak propaganda etmeye çalışan AKP’ye inanmamalıdır. Ankara’da öğrencilerin apar topar yurtlardan çıkarıldığı, salgın bütün dünyada somut bir gerçekken onbinlerce insanımızın umreye gitmesine göz yuman, okulları apar topar kapatıp, salgına karşı tedbirleri yurttaşların sırtına yükleyerek, evlere kapanın diyen bir politikanın başarı diye propaganda edilmesi beklenemez.
Bugün atılması gereken en önemli adım tüm yurttaşlarımızı koronavirüs taramasından geçirmektir. Acilen bu konuda büyük bir eylem planı hazırlanmalıdır.
Bu açılardan, Türkiye Komünist Hareketi olarak tüm halkımızı koronavirüs salgınına karşı önlemlerimizi arttırmaya, toplumsal dayanışmaya hazır olmaya ve aynı zamanda kapitalizm virüsüne karşı mücadele etmeye davet ediyoruz.”