Komünistlerden 14 maddelik 'Toplumcu Reçete'

Komünistlerden dünyayı ve Türkiye'yi saran koronavirüs salgınına karşı 14 maddelik 'Toplumcu Reçete'

Komünistlerden 14 maddelik 'Toplumcu Reçete'

Komünistler, koronavirüs salgınının halk sağlığıyla birlikte ekonomiyi de etkilediğine dikkat çekerken; faturanın emekçilere kesilmesini reddettiğini duyurdu.  Türkiye Komünist Hareketi (TKH), 14 maddelik ‘Toplumcu Reçete’yi açıkladı.

“Krizin bir boyutu halk sağlığı iken, diğer boyutu ekonomik krizin derinleşmesidir” denilen açıklamada, “Salgın tehdidi yayıldıkça ekonomik kriz de derinleşiyor. Krizi fırsat görenler, salgını da fırsat olarak görüyor. Salgını ve ekonomik krizi bahane ederek, bedelini emekçilere ödetmek isteyecekler” ifadelerine yer verildi.

Bütün özel sağlık kurumları ve hastanelerle birlikte, bütün ilaç şirketleri ve depolarının da kamulaştırılması gerektiğine yer verilen toplumcu programda; ilaçların halka ücretsiz verilmesi ve işten çıkarmaların yasaklanması gibi maddeler de ‘Toplumcu Reçete’de yer aldı.

İşte TKH’nin açıkladığı 14 maddelik ‘Toplumcu Reçete’:

SALGININ TOPLUMSAL VE EKONOMİK SONUÇLARINA KARŞI TOPLUMCU REÇETE

Başta Avrupa olmak üzere dünya kapitalizmi, koronavirüs salgını karşısında büyük bir kriz yaşıyor. Krizin bir boyutu halk sağlığı iken, diğer boyutu ekonomik krizin derinleşmesidir.

Özelleştirmeleri, serbest piyasayı ve bireyciliği öne çıkarıp kamusal ve toplumsal değerleri tahrip eden kapitalizm, koronavirüs salgını karşısında çaresizlik, başarısızlık ve panik içinde.

Bu paniğin bir tarafı halk sağlığının büyük bir tehdit altında olmasıdır. Diğer tarafı ise emek sömürüsü ve kar üzerine kurdukları kapitalist ekonominin büyük bir krizle karşı karşıya kalmasıdır.

Salgın tehdidi yayıldıkça ekonomik kriz de derinleşiyor. Krizi fırsat görenler, salgını da fırsat olarak görüyor. Salgını ve ekonomik krizi bahane ederek, bedelini emekçilere ödetmek isteyecekler.

Bir yandan sağlık önlemleri alınmadan çalışma koşulları dayatılırken, diğer yandan ücretsiz izin, işten çıkarmalar ve hak gaspları adım adım gündeme geliyor!

Emekçilere bunlar reva görülürken başta AKP olmak üzere düzen siyaseti ekonomik krizden çıkışın yolu olarak patronlara ve sermaye sınıfına kaynak aktarmayı önlem diye sunuyor.

Kriz diyerek emekçilerin ekmeklerini ve işlerini elinden alanlar, bugün salgın bahanesiyle yine aynı adımı atarak emekçi halkı sadece işsizlikle, yoksullukla ve geleceksizlikle değil aynı zamanda koronavirüs salgınıyla baş başa bırakıyorlar.

Bugün yaşadığımız koronavirüs salgını büyük bir toplumsal ve ekonomik krize doğru gitmektedir!

Yaşanılan bu krizden çıkış, toplumcu ve kamucu bir reçeteyle mümkündür. Toplumun ve ülkenin bütün kaynakları halka aktarılmalı, kriz karşıtı kamucu bir program acilen uygulamaya sokulmalıdır.

Fırsatçılığa, emekçilerin sağlığı ile oynanmasına, krizin bedelinin emekçi halka çıkarılmasına ve emekçi halkın kazanılmış haklarının gaspına izin verilemez!

Partimiz Türkiye Komünist Hareketi, koronavirüs salgını karşısında yaşanılan toplumsal ve ekonomik krize karşı aşağıdaki toplumcu programın acilen yaşama geçirilmesi çağrısı yapmaktadır.

TOPLUMCU REÇETE

Yaşanılan toplumsal ve ekonomik krize karşı Toplumcu Reçete:

1. Risk grupları belirlenerek sağlık taraması öncelikli kılınmalıdır.

65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan yurttaşlarımız bellidir. Bu yurttaşlarımıza dönük olarak acilen sağlık taraması yapılmalı ve gerekli karantina önlemleri uygulanmalı ve eğitimler verilmelidir.

İlçe bazlı karantina merkezleri oluşturulmalı, il ya da bölgeler düzeyinde hastaneler belirlenerek sadece koronavirüs hastalarının tedavisi için tahsis edilmelidir.

2. Halkın temel ihtiyaçlarını karşılayan sektörlerde ve zorunlu olarak çalışmak durumundaki emekçiler düzenli sağlık taramasından geçirilmelidir.

Başta sağlık emekçileri olmak üzere toplumsal görev ve sorumluluğu olan ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılayan bütün çalışanlar düzenli sağlık taramasından geçirilmeli, koruyucu önlemlerle görevlerini yapmaları sağlanmalıdır. Tüm sağlık çalışanlarının öncelikle iş sağlığı ve güvenliği garantiye alınmalı, Türk Tabipler Birliği’nin sağlık çalışanları ile ilgili önlem uyarıları hayata geçirilmelidir.

3. Bütün yurttaşların sağlık taramasından geçirilmesi için ulusal bir eylem planı hazırlanmalıdır.

Hastalığın yayılmasının ve hastaların kontrol altına alınmasının en önemli yolu tüm toplumun taramadan geçirilerek, enfeksiyonun kontrol altına alınmasıdır. “Bekle-gör” politikasının, toplumsal anlamda daha fazla kaos ve ölüm getireceği açıktır. Bunu bertaraf etmenin yolu tüm hastaların ivedilikle tespit edileceği, karantina altına alınacağı ve ihtiyacı olanlara dönük tedavilerin gündeme geleceği ulusal bir eylem planının hazırlanmasıdır.

Cezaevlerinde bulunan tüm hükümlü ve tutuklular için ivedilikle test yapılmalı, test sonucu pozitif çıkanlar ve daha önceden hasta olanların hastane ortamında tedavisi sürdürülmelidir.

ÜCRETSİZ SAĞLIK HİZMETLERİ

4. Bütün özel sağlık kurumları kamulaştırılarak sağlık hizmetleri her koşulda bütün yurttaşlara ücretsiz sağlanmalıdır.

Bütün özel sağlık kurumları ve hastaneler kamulaştırılmalı, sağlık hizmetleri bütün yurttaşlara ücretsiz kılınmalıdır.

5. Bütün ilaç şirketleri ve depoları kamulaştırılmalı, ilaçlar halka ücretsiz verilmelidir.

İlaç şirketleri ve depoları kamulaştırılmalı, devlet ilaç üretiminde ve dağıtımında tek merci haline gelmeli, ilaçlar halka ücretsiz bir şekilde sunulmalıdır.

6. Sosyal sigortacılık sistemi devreye girmelidir

Sağlığın piyasaya ve sömürüye açık hale gelmesinin adı olan “Genel Sağlık Sigortası” sistemi kaldırılmalı, sosyal sigortacılık sistemine dönülmeli ve sağlık hizmetlerinin finansmanı genel bütçeden karşılanmalıdır.

7. Salgın nedeniyle verilen izinlerin ücretli olması zorunlu kılınmalıdır!

Salgın nedeniyle faaliyetlerini durduran bütün işyerlerinde uygulanan izinler mücbir sebep dolayısıyla ücretli izinli sayılmalıdır. Ücretsiz izin uygulaması ya da izinlerin yıllık izinden düşürülmesi gibi uygulamalar emekçilerin kazanılmış haklarının gasbı anlamına geleceği için yasaklanmalıdır. Okulların tatil edilmesi dolayısıyla ebeveynlerden biri zorunlu ve ücretli izinli sayılmalıdır.

‘İŞTEN ÇIKARMALAR YASAKLANMALIDIR!’

8. İşten çıkarmalar yasaklanmalıdır!

Salgını ve ekonomik daralmayı gerekçe göstererek ücretsiz izin adıyla ya da doğrudan işten çıkarmalar yasaklanmalıdır. Salgını bahane ederek ekonomik krizin bedelinin işçi ve emekçilere ödetilmesi kabul edilemez. İşsizliğin yüksek bir oranda bulunduğu ülkemizde salgın sırasında yurttaşların işten çıkarılması daha fazla yoksullaşma anlamına gelecektir. Krizin faturasının kesileceği adres patronlardır.

9. Salgın ve kriz bahane edilerek ödenmeyen ücretler devlet garantisi altına alınmalıdır.

Ücretsiz izin adıyla geçici işten çıkarmalar sırasında emekçilerin yaşayacağı hak gasbına izin verilemez. Başta işsizlik fonu ve ücret garanti fonu olmak üzere kamu kaynakları kullanıma sokularak çalışan bütün emekçilerin ödenmeyen ücretleri devlet garantisine alınmalı, ücretleri ödemeyen patronlardan geri alınmak üzere yasal düzenleme yapılmalıdır.

10. Gıda fiyatları dondurulmalı, halkın günlük yaşam ihtiyaçları serbest piyasanın insafından çıkarılmalıdır.

Yaşanılan tabloda halkın temel gıda ihtiyaçları devlet tarafından tam denetime tabi tutulmalıdır. Gıda fiyatları dondurulmalı, halkın günlük ihtiyaçları serbest piyasanın rantçı ve fırsatçı insafına bırakılmamalıdır. Bütün marketler ve gıda tedariği tek bir dağıtım kooperatifi altında birleştirilmelidir.

11. Krizin mali boyutunun aşılması için bütün bankalar ve finans kurumları derhal kamulaştırılmalıdır.

Bugün ücretsiz sağlık hizmetinden emekçilerin maaş almasına, emekli ve işsiz yurttaşların geçimlerini sürdürmelerine kadar bütün ihtiyaçların karşılanması için devletin bütün mali kaynakları el koyması gerekmektedir. Bununla birlikte salgının bütün boyutlarıyla bertaraf edilmesi için mali kaynaklar seferber edilmelidir. Bütün bankalar ve finans kurumları kamulaştırılmalıdır.

‘BÜTÜN KAYNAKLAR HALKA’

12. Devletin dış ve iç borç ödemeleri durdurulmalı, bütün kaynaklar halka aktarılmalıdır.

Toplumun ihtiyaç duyduğu kaynakların sağlanabilmesinin yolu dış ve iç borçların ödemelerinin iptal edilmesidir. Bugüne kadar faiz adı altında alınan dış ve iç borçlar, fazlasıyla kendisini karşılamış bulunmaktadır. Toplumsal ve kamusal hizmetlerin yürütülmesi için dış ve iç borçlar ödenmemeli, bu mali kaynak toplumsal seferberliğe ve halka aktarılmalıdır.

13. Elektrik, doğalgaz, su ve haberleşme ücretsiz hale getirilmelidir.

Yaşanılan salgın ve ekonomik kriz koşullarında halkın en temel ihtiyaçları derhal parasız hale getirilmelidir. Elektrik, doğalgaz su ve haberleşme halkın temel ihtiyaçları olarak ücretsiz sağlanmalıdır.

14. Yurttaşların bankalara dönük kredi borçları bugüne kadar ödenen faizler düşünüldüğünde silinmelidir.

Yurttaşların banka kredi borçları, ödenen miktarlar ve faiz ödemeleri baz alınarak silinmelidir