CHP nereye koşuyor?
CHP’den “Yetmez ama evet” açılımı. Kılıçdaroğlu, “Yetmez Ama Evetçilerle” buluştu...
Cumhuriyet Halk Partisi’nin siyasi çizgisi her geçen gün sağa kayıyor. 24 Haziran seçimlerinde muhafazakar seçmenden oy almak adına AKP benzeri bir siyasi kampanya yürüten CHP şimdi de yüzünü liberallere döndü. Özellikle 2010 referandumunda ‘Yetmez Ama Evet!’ diyerek AKP’nin ve FETÖ’nün önünü açan Yetmez Ama Evetçilerle CHP liderinin buluşması CHP’nin her geçen gün sağa kayışının bariz bir örneği daha oldu.
T24 yazarlarıyla buluşma
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da T24 yazarları ve yöneticileriyle buluştu. Buluşmaya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan ve Faik Öztrak, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Genel Başkan Danışmanı Okan Konuralp, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve CHP Sarıyer İlçe Başkanı Sevim Yalınkılıç da katıldı.
T24 adına ise Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın ile T24 yazarları Hasan Cemal, Murat Belge, Yalçın Doğan, Aydın Engin, Fikret Bila, Şirin Payzın, Tayfun Atay, Soli Özel ve Murat Sabuncu toplantıya katıldı.
Muhafazakar açılım
24 Haziran seçimlerinde özellikle Ekrem İmamoğlu nezdinde ortaya çıkan muhafazakar açılım, T24 yazarlarıyla buluşmada da Kılıçdaroğlu’nun ağzından bir kez daha ifade edilmiş oldu.
Kılıçdaroğlu, bu toplantıda muhafazakar kesimlerle de benzer toplantıları yaptığını söyleyerek kanaat önderleriyle görüştüklerini ve muhafazakar kesimle yaptıkları toplantıların birinde şunları dile getirdiğini toplantıda ifade etti:
“… Muhafazakâr kesimlerle yaptığımız toplantılarda bazen kendilerine takılıyorum, ‘Siz kendinize muhafazakâr diyorsunuz ama muhafazakâr değilsiniz. Asıl muhafazakâr bizdik, yıllar yılı değişmemek için direndik’ diyorum.”
Kılıçdaroğlu eleştirilere yanıt verdi
Kılıçdaroğlu, T24 yazarlarıyla yapılan toplantıya dönük sonrasında gelen eleştirilere “eski tartışmaları gündeme getirmek doğru değil” diyerek yanıtlamaya çalıştı. Yetmez ama evetçilerle yaptıkları ortak toplantıyı savunan Kılıçdaroğlu, meselenin tek başına bir basın ziyareti olmadığını şu sözleriyle somut olarak ortaya koymuştur:
“Ülkede bütün bu olumsuzluklar yaşanırken eski tartışmaları gündeme getirmek anlamlı değil. Bu nedenle bizim asıl gündemimiz geçmişte kimin ne hata yaptığı değil. CHP olarak bizim de hatalarımız olmuş. Bizim esas meselemiz şu anda demokrasiden, yargının bağımsızlığından, basının özgürlüğünden, demokrasiden yana olanların aynı tarafta olmasıdır. Kavgaymış, intikammış, ‘geçmişte bize destek vermedi, iktidarı destekledi’ymiş… Bu tür ayrışmaların tümü Erdoğan’ın işine gelir. Bizim acil sorunumuz demokrasidir. Herkes özgürce yaşasın istiyoruz. Bu doğrultuda hareket ediyoruz.”
Millet İttifakı sağ ittifak
Daha önce MHP’den çıkan İyi Parti ve AKP’nin içinden çıktığı Saadet Partisi ile Millet İttifakı kuran CHP, son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP kurucusu Abdullah Gül’ün adaylığının yolunu aramıştı.
Önümüzdeki seçimlerde yine Millet İttifakını sürdürmeyi önüne hedef olarak koyan CHP, AKP’nin başbakanlığını yapmış Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi ve AKP’nin ekonomik işlerden sorumlu bakanı Babacan’ın yeni siyasi hareketiyle de ittifak arayışı içinde olduğu basına yansıyan bilgiler arasında. CHP, aslında sağ bir cephenin merkez partisi olarak kendisine misyon biçmiş durumda.
Yetmez Ama Evetçilik ve CHP
Bugün de karşımıza yine benzer bir durum çıkacak gibi. Yıllardır CHP eleştirisi yapan liberaller bu kez “yetmez ama evet” diyerek CHP’yi desteklediklerini açıklamaya başladılar. T24 yazarlarıyla yapılan toplantı AKP’nin ve FETÖ’nün önünü açan liberallerin CHP’yi desteklemesi kadar CHP’nin aslında liberal bir siyasal yönelime girdiğinin de göstergesi olarak görülmeli. Uzun süredir sağ bir çizgiye doğru partiyi çeken CHP’nin T24 yazarlarıyla yaptığı toplantı, CHP’nin liberal kimliğini artık somut olarak gösterdiğinin beyanı olarak okunmalıdır.
Yetmez Ama Evetçiler unutulur mu?
2010 referandumunda anayasa değişikliğine evet oyu vererek, yargı başta olmak üzere devletin bütün kurumlarına AKP ve FETÖ kadrolarının önünün açılmasında büyük desteği olan liberallerin bugün “kandırıldık ve yanıldık” açıklamaları pek inandırıcı değil. Dün verdikleri oyu hala savunan liberaller bugün Erdoğan’ın saptığını düşünmekteler. Aslında Türkiye’nin emperyalist merkezlerle uyumunu “demokrasi” kılıfı altında gündeme getiren liberaller bir kez daha sahnedeler.
Yetmez Ama Evetçi kimlikleri bilinen bazı isimlerin geçmişte söyledikleri unutularak bugün CHP ile yaptıkları toplantıyı meşru görmek mümkün değil.
Hasan Cemal, “Ben öteden beri AKP iktidarıyla laikliğin elden gittiğine de sivil dikta geldiğine de inanmadım” demiş, Murat Belge de “2010 referandumunda ‘evet’ diyenler kandırıldı ama sorumlusu “1923’te kurulan bu Cumhuriyet’in sahipleri, katı kemalistler” demişti. Murat Belge ise geçtiğimiz aylarda verdiği bir röportajda, “Bizim desteklediğimiz uydurma bir Erdoğan’mış” derken “2010 referandumunda ‘Evet’ diyenler kandırıldı mı?” sorusuna “Bence evet. Zaten bütün bu olanlar bir kandırmaca haline geldi sonunda. Ben de doğrusu kendimi kandırılmış hissediyorum. ‘Elim kırılaydı da oy vermeseydim’ diyecek halim yok. O zamanın şartlarında doğru davrandığımı düşünüyorum” demişti.
Bir başka isim ise Aydın Engin. Aydın Engin ise “ben yetmez ama evet demedim düpedüz evet demiştim” diyerek gerçek kimliğini açık olarak göstermişti.
“Aslında tartışmanın beni doğrudan ilgilendiren bir yanı yok. T24’ün, hele Tırmık’ın düzenli okurları biliyor: Ben ne “Yetmez ama evet” dedim; ne EDP’li arkadaşlarım gibi evet’i “AKP’ye hayır” parantezine aldım; harbiden evet dedim. Getirilmek istenen değişikliklere baktım; var olan Anayasaya baktım; yenisinin eskisinden biraz daha iyi olduğuna, bana ve ülke demokrasisine daha yararlı olduğuna kanaat getirdim ve duraksamadan evet dedim.”
Liberal aydınların zikri ve fikri ortadayken CHP’nin liberallerle yaptığı toplantı ülkemiz açısından büyük bir ihanet olarak görülmelidir.