Müyesser Yıldız: FETÖ ya hiç gitmedi ya da yeniden geliyor
"Silivri'de 15 buçuk ay yattım.. Şimdi Silivri’den daha azimli ve kararlıyım. Hem bu kumpası bozacağız, hem de 15 Temmuz’un perde arkasını çözeceğiz.”
Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız geçen hafta perşembe günü gece saatlerinde tutuklandı.
Savcılığın gözaltına alma gerekçesi “siyasi ve askeri casusluk” (TCK328) olan Yıldız’ın mahkemeye “gizli kalması gereken bilgileri açıklamaktan” (TCK329) sevk edilerek tutuklanması dikkat çekti.
Yıldız’ın evinde yapılan arama sırasında evde bulunan aralarında Yıldız’ın oğlu ve eşine ait olan bilgisayarlara da el konulmuştu. Evde yapılan arama sırasında Yıldız’ın avukatına haber vermesi engellenmiş, el konulan bilgisayarların imajları da alınmamıştı.
Müyesser Yıldız, son anda, hala erişilebilinen üç adet yazısı delil gösterilerek tutuklandı.
CHP’nin Gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer, Müyesser Yıldız’ı Sincan Cezaevi’nde ziyaret etti. Çakırözer, ziyareti sonrasında TBMM’de düzenlediği basın toplantısında hem tutuklu gazeteci Müyesser Yıldız’ın mesajını kamuoyu ile paylaştı, hem de haberi, yazısı nedeniyle haksız, hukuksuz tutuklu gazetecilere özgürlük istedi.
BENİM VE OĞLUMUN BİLGİSAYARLARINA EL KONULDU
Odatv‘nin haberine göre, Müyesser Yıldız’ın mesajı şöyle:
“Olmayan bir dosya üzerinde kendimizi savunmaya çalışıyoruz. Gerçek niyet belli casusluk falan değil. 15 Temmuz’un aydınlanmasını istemiyorlar. Yaşadıklarımız eski FETÖ kumpaslarıyla neredeyse bire bir aynı. İsimsiz, imzasız bir ihbar mektubuyla dosya açılıyor. Savcıya da sordum “Hani artık isimsiz, imzasız ihbar mektupları delil sayılmayacaktı?” Dosyanın içinde hiçbir belge yok… O yüzden telefonumdan bilgisayarımda olmayan belge yaratmaya çalışıyorlar…
Benim ve oğlumun bilgisayarların imajlarının alınmadan el konulması kabul edilemez. FETÖ kumpaslarında bile imaj alınmıştı… Benim cep telefonum bilgisayarım olmasa davada delil diye hiçbir şey yok!..
Ergenekon döneminde peynir ekmek gibi tutuklama kararları çıkıyordu. Şimdi yeniden o günlere dönüldüğünün hissiyatındayım. Ben kaçacak insan değilim.
Delil karartma diyorlar. Neyi karartacağım? Yazdığım yazılar dışında ortada delil mi var? Beni tutuklamaya gerekçe gösterdikleri üç yazıya erişim serbest!
Devletin gizli belgelerini açıklamakla suçlanıyorum… Önce casuslukta sonra devletin gizli belgelerini açıklamak. Dosyaya baktığınızda belge falan yok..
Beni bilenler bilir. 15 Temmuz duruşmalarında devletin güvenliği ile ilgili çok gizli bilgiler anlatıldığında bunları yazmadım. Zen Suriye ile ilgili, Irak ile ilgili anlatımları paylaşmadım. Ülkemizi zor durumda bırakacak bilgileri paylaşmadım.
O yüzden devletin gizli belgelerini paylaşmak yerine keşke bana yakışan bir suç bulsalardı. Bu suç bana yakışmaz.”
“TÜRKİYE GEÇMİŞ HATALARINDAN HİÇ Mİ DERS ÇIKARMAYACAK?”
“Benimle birlikte gözaltına aldıkları İsmail Dükel’i 10 senedir hiç görmedim, konuşmadım!
Şu anda tutuklu bulunduğum Sincan Cezaevi kampüsünün girişinde mahkeme salonu var. O mahkeme salonunda bu günlerde Akıncı davası görülmekte. Şu anda arzu ettiğim orada olup bir an önce duruşmaları izlemek. En önemli isimler sona bırakılmıştı. Buradan çıktığımda duruşma izlemeye devam edeceğim.
Bu süreç, bize yaşatılanlar Türkiye için, hukuk devleti için ayıplı bir süreç ama ben direneceğim, kazanacağım…
Koğuşumda sürekli şunu soruyorum:
Türkiye geçmiş hatalarından hiç mi ders çıkarmayacak? 2009 dan bu yana yaşananlar tekrar mı edilecek? Bugün iktidardakileri kimler kandırıyor. Bu ülkeye ne zaman hukuk, adalet gelecek? Kader mahkumları için birkaç yılda bir düzenlemeler geliyor ama görüyoruz ki iktidar mahkumları için hiçbir düzenleme yapılmıyor..
“15 TEMMUZ’UN PERDE ARKASINI ÇÖZECEĞİZ”
Bu soruşturmaya baktığımızda FETÖ zamanındakilerden hiçbir farkı yok!
O zaman diyorsunuz ki bunlar ya hiç gitmediler, ya da geri geliyorlar. Silivri’de 15 buçuk ay yattım.. Şimdi Silivri’den daha azimli ve kararlıyım.
Hem bu kumpası bozacağız, hem de 15 Temmuz’un perde arkasını çözeceğiz.”