27 Mayıs'a soldan bakmak
31-05-2020 09:0027 Mayıs düzen siyasetinin üzerinde çok tartıştığı başlıklardan birisi. Biz de bu hafta Pusula'mızı 27 Mayıs'a ayırdık.
27 Mayıs düzen siyasetinin üzerinde çok tartıştığı başlıklardan birisi. “Darbe mi, ihtilal mi” en fazla yapılan tartışmaların başında yer alıyor. AKP ve yandaşlar, 27 Mayıs’ı neredeyse bütün kötülüklerin anası olarak göstermeye çalışıyorlar. Ancak görece en ileri anayasa bu dönemin ürünü. İkinci olarak Menderes’in istibdat rejimine karşı gelişen bir düzen içi hareket de ayrıca 27 Mayıs’ı özgün kılıyor. Görece demokratik bir ortamın ülkeye gelmesi 27 Mayıs ile 12 Mart ve 12 Eylül arasında büyük farklar yaratıyor. Biz de bu konuyu Pusula’mızda işledik.
İlk yazımızı Neşe Deniz Babacan yazdı: “27 Mayıs: Darbe mi, ihtilâl mi yoksa bütün kötülüklerin anası mı?” başlıklı yazımızı akademisyen, yazar Fatih Yaşlı’nın yazısı takip ediyor: “1961 Anayasası üzerine notlar: “İşçi sınıfının sahip çıktığı bir anayasa””. AKP’nin mağduriyet siyasetine yanıt veren “AKP’nin çarmıhtaki İsa’sı: Adnan Menderes” başlıklı yazı Demir Silahtar tarafından kaleme alındı. Yine bugün 27 Mayıs darbesiyle hiç ilgisi yokmuş gibi sunulan MHP’nin kurucusu Türkeş üzerine bir değerlendirmeyi Vedat Altan kaleme aldı. “Türkeş 27 Mayıs tarihinden çıksa mı?” Diğer iki yazımız ise dönemin siyasal süreçlerini değerlendiriyor. İlk yazımız DP’nin kuruluş öncesi dönemine ışık tutuyor. “Amerikancı Demirkırat” başlığıyla Yağız Pekru tarafından yazıldı. Diğer yazımız ise Hakan Yerlikaya tarafından kaleme alınan “27 Mayıs: Düzenin “ileri” adımı”…
İyi okumalar…