RÖPORTAJ | İTÜ Öğrencileri: Uzaktan sınav sistemindeki eşitsizlikler son bulmalıdır!
"Mesajda sınav için kamera, mikrofon ve bilgisayar-dolayısıyla tabii ki internet- gerektiği, bunların kayıt altına alınacağı belirtilmiş. Bir de tripod istendi!.. Öğrencilerin bilgisayarı, mikrofonu ve kamerası varmış ve sanki bunların olması zorunluymuşçasına dalga geçer gibi bir de tripod istediler."
Covid-19 salgını sebebiyle YÖK’ün aldığı karara göre tüm eğitim ve eğitim kurumları uzaktan eğitime geçmişti. Bu süreçle birlikte İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerine sınavlar hakkında bir mesaj gönderdi. Mesajda sınav sırasında bilgisayar, kamera ve tripod bulundurulmasının zorunlu olacağı eğer bu araçlar bulundurulmazsa sınavdan geçemeyecekleri söylendi. Öğrenciler ise bu araçlara sahip olmadıkları için üniversite yönetimine tepki gösterdi. Bu tepkilere ve sürece yönelik olarak İstanbul Teknik Üniversitesi Öğrencisi M.T. ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Merhaba, Covid-19 pandemisiyle birlikte tüm üniversiteler eğitime uzaktan devam etmeye başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bu süreçte öğrenciler hangi sorunlarla karşılaştı?
M. T. : Dünyayı sarsan koronavirüs nedeniyle sekteye uğrayan eğitim sisteminin açıkları öğrencileri etkilemeye devam ediyor. Resmi olarak üniversitelerin kapanmasıyla beraber evlerine dönen öğrenciler eğitimlerinin nasıl olacağı konusunda merakla haber beklerken İTÜ, bizlere dersleri online eğitim olarak vereceğini duyurmuştu. “Zoom” üzerinden dersler devam ettirilirken ‘Öğrencilerin internete ulaşımı var mı?’ diye sorulmadı. Buna alternatif olarak derslerin tekrar videolarının 14 gün sistemde tutulacağını bildirip VF’yi (yoklamadan kalma notu) kaldırdıklarını söylediler. İnterneti ve donanımı olmayan, bu yüzden ders videolarını izleyemeyen öğrencileri ise bu derslerdeki konulardan mesul tuttular. Birkaç gün önce ise YÖK’ün kararıyla da sınavların online olacağı netleşti. Öğrencilerin kafalarında sınavın nasıl yapılacağına karşı soru işareti varken bir anda bir öğretim üyesinin mesajıyla tüm öğrenciler şok oldu.
Mesajda sınav için kamera, mikrofon ve bilgisayar-dolayısıyla tabii ki internet- gerektiği, bunların kayıt altına alınacağı belirtilmiş. Bir de tripod istendi!.. Öğrencilerin bilgisayarı, mikrofonu ve kamerası varmış ve sanki bunların olması zorunluymuşçasına dalga geçer gibi bir de tripod istediler.
Buna karşılık İTÜ Taşkışla Kulüpleri bir anket yapmıştı geçtiğimiz günlerde. 3012 kişinin katılımıyla gerçekleşen ankette öğrencilerin yarısından fazlası uzaktan eğitime kesintisiz devam edemediğini söyledi çünkü çeyreği dersleri mobil veriyle izliyordu. Aynı zamanda yine yarısı için yaz okulunun olmaması planlarını sekteye uğratıyor.
Uzaktan eğitim sürecinde yaşanan sorunlar için öğrenciler neler talep ediyor ve ne yapıyor?
M. T. : Psikolojik sorunlar, süreç, dersler ve ödevler öğrencilerin omuzlarına zaten yük olarak binmişken yaz okulunun da yapılmayacağını açıklayan İTÜ rektörlüğü öğrenciden yana hareket etmediğini bir kez daha gösterdi bize. ÇAP, yan dal, yükseklisans ve son dönem öğrencilerini büyük bir mağduriyete sokan rektörlük, burs alan ve ortalamasını yükseltmesi gereken öğrencilere de aynı mağduriyeti yaşatacağını açıkladı. Buna karşılık İTÜ’lü öğrenciler 15 Mayıs 21.00 tarihinde #İTÜlübirlikolmalı etiketinde buluştu ve taleplerini dile getirdi.
Talepler arasında pass/fail sisteminin getirilmesi, sınav sürecinde ders videolarının 14 gün değil sınırsız açık olması, online sınava girecek öğrencilere internet sağlanması, yaz okulununolması,yurtlarda oluşan mağduriyetin giderilmesi ve yönetimin alacağı kararlarda daha şeffaf olması vardı.
Aslında yaz okulu dediğimiz şeyin mantığını tekrar sorgulamamız da gerekir. Yaz okulunun açılmasını istiyoruz ama çoğumuz zaten okurken çalışmak zorundayız. İş yerlerinin salgınla birlikte kapanması bizleri ve ailemizi ekonomik olarak çok etkiledi. Şuan yaz okulu açılsa bile çoğu öğrenci ücretini ödeyemeyecek. Bunun yanı sıra üniversiteler böyle bir sistemle neden öğrencilerinden para alıyor? Zaten okulumuza işletmeleri soktular, her sene yemekhaneye zam yaptılar… Şunu bir kez daha görüyoruz, bize yolunacak kaz gözüyle bakıyorlar. Bunu sene başındaki özel işletmelerin zamlarıyla gördük. Yaz okulunun kendisi de aslında öğrencilere ve eğitime sermaye tarafından yapılan bir saldırıdır.
Peki, bu sürecin diğer tüm üniversitelerde de ortaya çıkması muhtemel gözüküyor, diğer üniversitelerin uzaktan eğitim sürecine dair bilgilerinizi paylaşabilir misiniz?
M. T. : İTÜ’de böyleyken diğer üniversitelerde de durum pek farklı değil. Medipol Üniversitesi’nde de benzer ve daha ağır taleplerin varlığı öğrencilerin tepkisini çekti.
Ailesinde hastalık olan, gerekli donanımı sağlayamayan ya da psikolojik anlamda kötü bir durumda olan öğrencilere daha ılımlı davranılması gerekilirken YTÜ’den bir öğretim görevlisinin mesajı ‘Bir üniversitede öğretim üyeliği yapan birisi böyle bir kelimeyi nasıl kullanabilir?’sorusunu aklımıza getirdi. Mesajda “İyi çalışın çünkü final online olacak. Farkındasınız ki epey beleş bir sınava girdiniz. Sizi kontrol etme şansımızın olmadığı finalde böyle olacak. Telafi etmemiz için biraz kanırtacağız o zaman…” Akademide pedofiliyi savunan hocalar, sahtekarlıkla ya da eşi, dostunun torpiliyle yükselenler ortaya çıkıyor bu süreç içerisinde. Ve bizim gördüklerimiz denizde kum diyebiliriz. Ve şu soruyu sormak gerekir. Yıllardır bir sınav sistemini bile oturtamamış hükümetin atadığı rektörler uzaktan eğitim sürecinde ne kadar başarılı olabilir?
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
M. T. : Kriz yönetiminde düşük not alan iktidar öğrencilerin yüküne yük katıyor. Ayrıca sadece üniversitede de değil. Lise öğrencilerinin sınavını erkene çekme kararı da geçtiğimiz günlerde alınmıştı. Öğrencilerin geleceğini önemsemeyen onun yerine turizmi ve ekonomiyi pohpohlayanlar, gençlikle kan uyuşmazlığını çoktan gösterdi diye düşünüyorum. Lise ve üniversite farketmeksizin hâlâ derslere giremeyen milyonlarca genç varken bu tabloyu kimse üstlenmiyor. Hayalleri, idealleri uğruna çırpınan gençleri hayal kırıklığına uğratmaya devam edeceklerdir. Geleceksizliğin her dönemde yüzümüze vurulduğu sıralarda umut kayıpları yaşanacaktır ama bizim de tüm olanlara karşı söyleyecek sözlerimiz var. Biz bu düzenin bataklığında boğulmayacağız. Birlik olarak, boyun eğmeyerek isteklerimizi her daim söylemeye devam edeceğiz. Üniversitelere, gençliğe ve bilime yapılan her saldırıya kafa tutacağız.