RÖPORTAJ | Üniversite Öğrencileri: Birlikte okuyup, tartışıp, üretiyoruz!
"Okuyarak, tartışarak içinde yaşadığımız süreci anlıyoruz ve mücadeleyle de iyi olan için çaba harcıyoruz. Gelecek güzel günler için bütün arkadaşlarımızı mücadeleye çağırıyoruz. Merak eden, ilgi duyan, sorusu olan, bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünen bütün arkadaşlarımız söyleşimize davetli. 16 Mayıs Cumartesi 18.00'da TKH Gençliği Twitter hesabında buluşalım."
Üniversitelerde sosyalizm mücadelesini gençlikle buluşturan Sosyalist Düşünce Toplulukları (SDT) koronavirüs salgını nedeniyle etkinliklerini dijital ortamda sürdürüyor.
İstanbul, İzmir, Ankara, Kocaeli, Eskişehir, Uşak, Aydın, Nazilli’de üniversite öğrencileriyle bir dizi etkinlik gerçekleştiren Sosyalist Düşünce Toplulukları, birçok akademisyeni ve aydını gençlerle buluşturmuştu.
Salgının artından internet ortamında düzenlenen ilk etkinlikte Prof. Dr. İzzettin Önder, “Salgından Ekonomik Krize: Kapitalizm” başlığında konuk edilmiş; ikinci etkinlikte ise Prof. Dr. İzge Günal “Salgın Karşısında Bilim Ve Gericilik” başlığında gençlere seslenmişti.
Üçüncü söyleşinin akademisyen, yazar Fatih Yaşlı’nın katılımıyla “Antikomünizm Ve Türkiye’de Sağ Siyaset” başlığında 16 Mayıs Cumartesi günü 18.00’da gerçekleşeceğini duyuran üniversite öğrencileri ile SDT’yi, etkinliklerini ve üniversitelilere mesajlarını konuştuk. İşte o röportaj:
Manifesto: Merhaba, Üniversite öğrencileri ile Türkiye’nin birçok ilinde panel ve söyleşiler düzenlediğiniz Sosyalist Düşünce Toplulukları hakkında genel olarak neler söylemek istersiniz?
M.Y: Öncelikle günümüzde ağırlıklı olarak eğitimde etkisini daha net bir şekilde gördüğümüz bilimsellikten uzak, yaygın gericilik propagandasına karşı her türlü toplumsal sorunun bilimsellikle açıklanacağını ve çözümleneceğini savunan üniversite öğrencilerini bir araya getiren bu platformu, toplumsal ilerleyiş adına attığımız kıymetli ve nitelikli büyük bir adım olarak değerlendiriyoruz. En temel haklarımızdan biri olan bilimsel eğitime erişebilmek için, geleceğimizi bilinçle örebilmek için hep birlikte emek vererek, bütünlüklü bir mücadeleyle bir dizi akademisyenin katılımıyla Sosyalist Düşünce Toplulukları söyleşilerini gerçekleştiriyoruz.
A.B: İçinde bulunduğumuz düzenin bireyselleştirme ve dolayısıyla yalnızlaştırma uğraşına yanıtımızı Sosyalist Düşünce Toplulukları olarak birlikte okuyup tartışarak, birlikte öğrenerek ve birlikte sorgulayarak veriyoruz. Bu düzen içerisinde eğitimin ve bilimin yönetenlerin kar marjından daha önemli olmayışını, gençlerin geleceğinin fazlasıyla geri plana atıldığını ve daha geçtiğimiz günlerde liseli dostlarımızın emeklerinin tek kalemde silinebildiğini gördük, görüyoruz.
Covid-19 Salgını ile birlikte üniversiteler kapatıldı ve uzaktan eğitim sürecine geçildi. Sosyalist Düşünce Toplulukları bu sürece kadar ve bu süreçte neler yaptı?
A.B: Salgın öncesi gerçekleştirdiğimiz tüm SDT söyleşilerinin katılımcılarla birebir temas noktasında ve kitlesel tartışma ortamının oluşmasında son derece etkili olduğunu yaşadıklarımızla ve aldığımız dönüşlerle fark ediyorduk. İlk SDT söyleşimiz olan ‘İnsanlık Tarihi’ söyleşimizi Alaeddin Şenel’in katılımıyla, ikinci söyleşimiz olan ‘Evrim Paneli’ni ise Dr. Çağatay Tarhan’ın katılımıyla gerçekleştirmiştik. Toplumların ve insanlığın tarihine dikkat çekerek ilerleyen çağlarda maruz bırakıldığımız gericiliğe değinmiş, müfredatlarımızdan kaldırılmış olan evrim konusunu bilimsel ve tarihsel çerçevesinde ele almıştık. Prof. Dr. Sibel Özbudun ve İKD GYK üyesi Hande Durna katılımıyla gerçekleştirdiğimiz, Türkiye’de kadın sorununun temeline indiğimiz, salgın öncesi son panel olan ‘’Kadın ve Sosyalizm’’ panelini Su Gösteri Sanatları Merkezinde tüm üniversiteli gençlikle bir arada geçirmiştik.
M.Y: Tüm dünyayı etkisi altına alan salgının getirdiği karantina sürecinde online eğitime geçilmesiyle birlikte bizler de Sosyalist Düşünce Toplulukları olarak söyleşilerimize online devam etme kararı aldık. Söyleşilerimizin sürekliliğini sağlamak amacıyla en akılcı ve bilimsel çözümle hareket ettiğimizi düşünüyoruz.
Prof. Dr. İzzettin Önder Ve Prof. Dr. İzge Günal ile yaptığınız uzaktan söyleşilere dair tepkiler nasıl oldu ve söyleşilere dair neler söylemek istersiniz?
A.B: Akademide isimlerini başarıyla andığımız profesörlerin üniversiteli gençliğin üniversitelerde anlatılmayanlarla buluşturması, bilinçlenmesinde ki emeklerine büyük saygı duyuyoruz ve bu mücadelede bizi yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyoruz. ‘’Salgından Ekonomik Krize Kapitalizm’’ ve ‘’Salgın Karşısında Bilim ve Gericilik’’ başlıklarında gerçekleştirdiğimiz uzaktan söyleşilerin de, salgın öncesinde gerçekleştirdiğimiz söyleşiler kadar güçlü geçtiğini belirtmek gerekir.
M.Y: Üniversiteli gençliğin salgın sürecinde merak ettiklerinin açıklanması noktasında önemli olan bu söyleşilere talep oldukça yoğundu. Söyleşilerimizin merkezinde olan sorgulama ve tartışma dinamiği yitirilmeden, söyleşi sonunda dinleyicilerden gelen sorular cevaplandırıldı. Seçtiğimiz başlıklar aslında doğrudan ülke gündemine paralel bir şekilde ilerletmiş olduk bu süreçte, bu sebeple yine bu gündemde tartışmalı olan birçok soru cevaplandırılmış oldu.
Akademisyen/Yazar Fatih Yaşlı ile yapacağınız söyleşinin başlığını biraz açabilir misiniz?
M.Y: Tarih, halkın birlik içinde mücadele ettiği birçok olaya tanıklık etmiştir elbette ama bilhassa Rusya topraklarında çarlığa karşı verilen mücadele sonrası dünyanın, sosyalizmin yaşanılabilirliğiyle tanışmasıyla ve Sovyet liderlerinin önderlik gücünün yüksek olmasına karşı yükselen anti-komünizm propagandalarının ve sağ siyasetin, Türkiye öznelinde nasıl şekillendiğini ve sosyalizmin sesinin bu topraklarda yükselmesine karşı nasıl refleksler verdiğini konu alan kapsamlı bir söyleşi olacak.
Antikomünizm ve Türkiye’de Sağ Siyaset başlığında yapacağımız söyleşinin gençliğin yakın tarihi ve içinde yaşadığı dönemi anlamlandırması açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.
Bu soru vesilesiyle bütün arkadaşlarımızı da söyleşimize davet etmiş olalım. Merak eden, ilgi duyan, sorusu olan, bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünen bütün arkadaşlarımız söyleşimize davetli. 16 Mayıs Cumartesi 18.00’da TKH Gençliği Twitter hesabında buluşalım.
Son olarak üniversiteli arkadaşlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
A.B: Üniversitelerin genel tablosu doğrudan ülke gündemleriyle belirlenirken payımıza düşen de üniversitelerde eğitim sisteminin yapısının piyasacılık ve gericilik ile kuşatılması oluyor. Gençlikte de geleceksizliğe, çürümeye, savrulmaya yol açıyor. Eğitim sisteminin bilimsellikten uzak ve akıl dışı hale dayandırılmasına bu düzenin kendisi zemin hazırlıyor. Türkiye’de üniversiteler ticarethane, akademi de yobaz ve gerici düşüncelerin merkezi haline getirilmiştir. Bu tabloyu değiştirmek ise bizlerin mücadeleye güç vermesiyle gerçekleşecektir.
M.Y: Bireysel yaşam kavgasını sonlandıracağımız ve mücadeleyle insanca yaşam için karşılarında duracağımız, sıra arkadaşlarımızın üzerine basarak yükselme düşüncesini yıkacağımız zamanların geleceğini bilmekteyiz. Okuyarak, tartışarak içinde yaşadığımız süreci anlıyoruz ve mücadeleyle de iyi olan için çaba harcıyoruz. Gelecek güzel günler için bütün arkadaşlarımızı mücadeleye çağırıyoruz.