Sabah yazarından ABD seçimleri sonrası 'Aman dikkat' yazısı
Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Müderrisoğlu'nun ABD seçimlerinde oluşan tablo sonrası Türkiye siyasetiyle ilgili 'dikkat' uyarısı yaptığı konu başlıkları arasında AKP de yer aldı.
ABD’deki başkanlık seçimlerini Demokratların adayı Joe Biden’in kazandığı yönünde oluşan tablo sonrası AKP’nin yayın organı Sabah‘ta dikkat çeken bir yazı kaleme alındı.
Gazetenin Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, ABD başkanlık seçimi için “küresel bir aktörün kişisel, kurumsal ve yapısal sorunlarla ne kadar malûl olduğunu göstermekle kalmadı, Türkiye içindeki pek çok dinamiği de hareketlendirdi” deyip “dikkat edilmesi gerekenler” başlığı altında ekonomi, ordu, yargı ve siyasette olası gelişmelerin izlenmesi gerektiğini söyledi.
Müderrisoğlu’nun yazısından bazı bölümler şöyle:
“Birinci konu, hiç şüphesiz ekonomi! Kura yapılan son atak karşısında faizleri artırma baskısının zirveye çıkması ve bu tabloya eşlik eden jeo-stratejik riskler söylemi sanılandan da önemli. Bugün, kur istikrarı gerekçesi ile piyasaya faiz şoku verilmesi için sıraya girenler, 3-6 ay içinde ekonominin derin durgunluğa itilmiş olacağını gayet iyi biliyorlar. Bu tür şartların, siyasal mühendislik faaliyetleri için kullanılması ise cabası. Faiz politikasının kur düzeyine göre mi yoksa yıllık enflasyon hedefine göre mi şekilleneceği hususu yüksek dikkati gerektirmekte.
İkinci konu, FETÖ, PKK ve türev örgütlerin halen hukuki takibat altındaki simgesel profilleri, onların hamileri ve talepleri ile ilgili. 15 Temmuz hain darbe girişimi öncesi, sırası ve sonrasında örtülü faaliyetleri açık edilen kimi isimlerin temize çıkarılması hamlesi belli ki yeniden motive olacak. Bu durum, tekil kararlardan ziyade milli güvenlik tehdidi olarak algılanan kişi ve olaylara bakış açısının değiştirilmesini zorlayacak kadar hassas. Aman dikkat!
Üçüncü konu, AK Parti’nin teşkilatlarda gerçekleştirdiği kan ve kadro tazelemesi ile bağlantılı. Ana gövdeden düşen siyasi yaprak veya dallara meyleden, buralarda deva bulamayan veya oralardan bir gelecek çıkmayacağını düşünen, sonra hiçbir şey olmamış gibi hakiki AK Parti’li görünümü ile eve dönmeye çalışan gel-git tiplere de dikkat edilmeli. Hele hele “Bakın, tüm çağrılara rağmen buradayız” mesajı ile taltif bekleyen çift ajandalılardan uzak durmakta fayda var.
Dördüncü konu, NATO ve TSK ekseninde, geçmiş günlerin özlemi ile yaşayanlara dair. TSK’daki reformu, sivil-asker ilişkilerinin güncel seyrini özünde hazmedemeyen, ABD veya NATO’dan ilham alan üniformalı ve sivil kimselerin iş, ilişki ve beyanlarına da bundan sonra çok yönlü bakılmalı. Eski Amerika’nın Türkiye’deki sözcüleri ve gizlenmiş temsilcileri mermere damlayan su misali faaliyetlerini sürdürürken, şimdi hızlanabilirler.
Beşinci konu, yargı kurumunun anayasal rolü ve ele aldığı dosyalardan türetebildiği neticelerle ilintili. Bir yanda FETÖ’cü unsurlardan arınan ve bu nedenle destek gören yargı erki, diğer yanda kararları hatta beyanları ile siyasal içerikli etki uyandırabilen yargı mensupları. Yorum ve değerlendirme farkının konjonktüre göre değişmesi olasılığı, sürprizlere açık olmayı adeta olağanlaştırabilir!
Ve nihayet… Demokratik siyasal muhalefetin, gayri milli mahfillerde olgunlaştırılan yol haritasını benimseme ve takip etme ısrarı, dostlar ittifakının ortaklaştığı hedef ve yöntemlerin niteliği, gerek iktidar gerek muhalefet kanadında artan küçük ölçekli seçeneklerin son kertede siyasi yelpazede nerede konuşlanacağı üzerinde de ciddiyetle düşünülmeli.”