SERBEST KÜRSÜ | Ali İsmail Korkmaz’a atılan tekmenin hesabını kim soracak?
Suat Erdem
“Birincisi şu, bir bayram geçirdik her partinin bayramlaşacağı partiler ilan edildi. Bütün siyasi partilerle bayramlaşabilen tek parti Cumhuriyet Halk Partisi, bütün siyasi partilerle konuşabilen bir parti, bu demokraside kıymetli bir şey mi değil mi? Buna bakmak lazım, bütün partilerle konuşabiliyor olmak örneğin, MHP ile bayramlaşabiliyor olmak MHP’nin bize yaptığı dünya kadar hakaret iftira ve hedef göstermelere boyun eğiyor olmak demek değil. Ama ona oy veren seçmene saygı duyuyor olmak demek Adalet ve Kalkınma Partisi ile bayramlaşmak demek bir yandan, işte ben buraya gelmeden önce Gezi Parkı’nın kenarında piknik yapar gibi bir şeyler atıştırdım. Her yer kapalı orada şöyle bir düşündüm, mesela geçtiğimiz günlerde Amerika’da hayatını kaybeden siyahi vatandaş George Floyd için Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu açıklama kıymetli ama ben düşündüm Ali İsmail Korkmaz, Minneapolis’te mi öldü? Benim AKP ile bayramlaşıyor olmam Ali İsmail Korkmaz’ın kanını yerde bırakmaktan ya da onun hatırasına saygısızlıktan değil AKP’yi tercih etmiş olan seçmene saygımdan.”
CHP Grupbaşkanvekili Özgür Özel’in bir televizyon kanalında kullandığı cümleler bunlardı. 31 Mayıs vesilesiyle söylediği bu sözler, üzerine konuşulması gereken ve çok manidar sözlerdi; hele ki bugün CHP’nin bulunduğu muhalif çizginin AKP zihniyetiyle bağını görenler için. Bu sözleri laiklikten ve eşitlikten taviz vermeden konuşmak, ülkemizin ilericileri ve yurtseverleri için Haziran Direnişi’nde kaybettiklerine boynunun borcudur.
“Gezi” olarak bilinen Haziran Direnişi şüphesiz halka ve toplumsal kesimlere yapılan baskının ve AKP’nin gerici rejiminin toplumu dönüştürme çabasına bir tepki sonucu olarak ortaya çıktı. Hatırlayalım ‘türbansız kadın, perdesiz eve benzer’, ‘milli içkimiz ayrandır’, ‘ 3-5 çapulcu’, ‘ biz kararı verdik verdiğimiz gibi bunu işleyeceğiz’ ve daha bir çok baskıcı söyleme karşı 2013’te Haziran direnişiyle ülkemizin en büyük halk hareketi yaşanmıştı. Peki, Haziran direnişini savunup halkımızın Gezi’de ortaya koyduğu laiklik, ilericilik ve Cumhuriyetçilik değerlerini savunmamak gerçekten ona sahip mi çıkmaktır? Konuşulması, tartışılması ve en önemlisi cevaplanması gereken önemli sorumuz budur.
Özgür Özel, konuşmasının ilk kesitinde “siyasi partilerin bayramlaşması” üzerinde duruyor. Özel, sarf ettiği bu cümlelerle, ne kadar kucaklayıcı görünüyor değil mi(!); laiklik konusunda yeri geldiğinde mangalda kül bırakmayanlar, siyasetin içine dini uygulamaları sokmaktan çekinmiyorlar. Laikliğin genel tanımı olan ‘dünya ve din işlerinin ayrılmasını’ bir tarafa konulsun, CHP 1923 Cumhuriyeti’nin değerlerini iktidarı süresince gün be gün tasfiye eden AKP’nin zihniyetini içselleştirmiş, televizyonlarda kendilerinin “bayramlaşabilmeleriyle” övünmektedirler. Şüphesiz laiklikten verdikleri en ufak ‘taviz’ bu olsa gerek.
CHP’nin AKP’lileştiği artık son seçimlerle beraber bir kez daha yüzümüze vurulan bir gerçek. Seçim dönemi televizyonlarda veda hutbesinden örnek veren bir Genel Başkan’a, seçim sürecinde Eyüp Camii’nde pozlar veren sözde “laik” devletin belediye binasında Kuran okutanlar; bu sorgulandığında ise “burası benim özel alanım” diyebilecek kadar ileriye gidenlerin partisi CHP… Bazı gerçekler çabuk unutuluyor ya da AKP karşıtlığının göz boyamasıyla es geçilebiliyor. Soruyoruz Urfa Siverek’te aday gösterilen, bölgede “devlet- polis- mafya” ilişkilerini sürdüren kontrgerilla olarak kullanılan Bucak Aşireti’nden birini aday gösteren partiniz CHP’ye biz de Özgür Özel gibi elimizi ardımıza koyarak “şok oldum” tepkisi mi vermeliydik? Hayır, bu ülkenin ilericileri, yurtseverleri sizin “iyi niyetli” gözüken dilinize de, düzen solculuğunuza da aldanmayacak ve sizin sahteliğinizi emekçi halkımıza ifşa etmekten çekinmeyecek.
Yine aynı programda Özgür Özel’in bir Cumhurbaşkanlığı tanımı var ki, Tank-Palet fabrikasını Katarlılardan alan, Sarayını bilim yuvasına dönüştüren bir Cumhurbaşkanı, Özgür Özel’in isteğiymiş. Peki bu Cumhurbaşkanı 2013’te MHP ile birlikte çıkarttığınız sonrasında bir fiyaskoya dönüşen Ekmeleddin İhsanoğlu mudur? Yoksa 2018’de “ikna” edemediğiniz Gezi döneminin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül müdür? Replika siyasetinizin ülkemizi cumhuriyetçi, ilerici bir satıha taşıyacağı düşünülemez. Emekçi halkımızı siyasal İslamın, sağın partilerine teslim ederken kurduğunuz düzen içi, “sol” gözüken cümleler içi boş ve şaşalı sözler olmanın ötesine gidemiyor.
Yine Gezi Direnişi’ne ve Ali İsmail Korkmaz’a değinen Özgür Özel, devamında AKP iktidarının o zamanki temsilcileri bugün ise “farklı biçimleri” olan artıkları Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi, Ali Babacan’ın Deva partisi ile uzlaşıyorlar. Bugün Ali İsmail Korkmaz’ın ve Gezi’de yitirdiklerimizin sorumlusu olan dönemin siyasi iktidarının temsilcileriyle yan yana gelip onlara destek olmak için can atıyorlar. Keza Saadet Partisi ve İyi Parti gibi ülkemizin gerici- faşist partileriyle yan yana gelmek bir “iyi niyet” göstergesi ve kapsayıcılık olarak yansıtılıyor. Oysa bu, ülkenin eğitim kurumlarında dinci – gerici örgütlenmelerin yapılmasına, Sivas Katliamı’nın faillerine, faili meçhul cinayetlere sessiz kalmaktır.
AKP’nin ilericilik, laiklik ve Cumhuriyetçilik değerlerine saldırdığı Gezi’de bu gerici dönüşümü durdurmak için kurulan Gezi barikatının gerisine düşenler onu savunamazlar.
Bugün ülkemizde bir Millet ya da diğer ismiyle Demokrasi İttifakı günden güne güç kaybeden ve siyaset üretemeyen AKP’yi devirebilirler. Bu koşullarda AKP’nin kendisinin değil ama zihniyetinin iktidarda kalmayacağını kim söyleyebilir?
Sermaye sınıfıyla, gericilikle, emperyalizmle uzlaşan CHP, Ali İsmail Korkmaz’a atılan tekmenin hesabını soramaz. Ali İsmail Korkmaz’a da, Soma’da madenciye atılan tekmenin de, ülkemizde kadın taciz ve tecavüzlerinin de hesabını omurgalı siyasetiyle komünistler soracak, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Bu haber en son değiştirildi 4 Haziran 2020 19:19 19:19
Eğitim Sen İstanbul 6 Nolu Üniversiteler Şubesi'nin çağrısıyla düzenlenen eylemde, gözaltına alınarak tutuklanan Levent Dölek’in…
İSİG Meclisi 2025 Mart ayı iş cinayetleri raporunu yayımladı. Mart ayında 145 işçi hayatını kaybetti.
Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestolarda, anayasal haklarını kullanırken gözaltına alınan 139 kişi hakkında iddianamede…
CHP, her çarşamba İstanbul'un bir ilçesinde düzenleyeceği mitinglerin ilkini 9 Nisan'da Şişli'de yapacağını açıkladı.
Avukatları, 19 Mart'ta gözaltına alınan ve 23 Mart'ta tutuklanan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık'ın tutukluluğuna…
İSİG Meclisi Mart ayı raporunu yayınladı. Rapora gore Mart ayı içerisinde en az 145 işçinin…