Bir liselinin gözünden salgında eğitim
Hepimiz bilimsel, eşit, parasız ve nitelikli eğitimi hak ediyoruz! Bizler yoksulluk ve işsizlikle dolu bir gelecek değil, iyi ve güvenceli bir geleceği hak ediyoruz!
Mizgin Vural
Koronavirüs salgınıyla beraber ilkokul, ortaokul ve liseler için EBA sistemi üzerinden uzaktan eğitim süreci başlamıştı ve devam ediyor. Tıpkı örgün eğitimde olduğu gibi uzaktan eğitimde de öğrenciler paralı, anti-bilimsel, gerici ve niteliksiz eğitime maruz kaldılar. Tablet, bilgisayar, telefon ve internet sahibi olamayan yoksul aile çocukları, tarım işçiliği yapan çocuklar ve anadili farklı olan 7 milyonu aşkın öğrenci uzaktan eğitime ulaşamamış ve bununla birlikte salgın sürecinde eğitimin dışında kalmışlardır. Öğrencilerin dersleri izlemek için gerekli teknolojik donanım ve internetten yoksun olmaları eşitsizliklere yol açmış, anayasal hakkımız olan eğitim hakkı işlevsiz, anlamsız bir hale gelmiştir. Paranın saltanatının hüküm sürdüğü bu düzende parası olmayana öğrencilere geleceksizlik biçilmiş kaftan oldu. Gerici iktidarın altyapı yetersizliği yaşanılanlarla birlikte bir kez daha gün yüzüne çıktı. Birçok öğrenci ders videolarını izlemekte ve sisteme girişte sorunlar yaşadılar.
Eğitimin her kademesinde dinci gericilikten vazgeçmeyen AKP iktidarı tarafından uzaktan eğitim sürecinde “eğitim” görmeye çalışan ortaokul öğrencilerine Adnan Menderes’in idam sahnesini ayrıntılarıyla birlikte izletilmiş ve ders aralarında “Ara Nağmeler” adıyla ilahiler dinletilmiştir. Öğrencilerin ve velilerin sosyal medya üzerinden tepkiler göstermesiyle Milli Eğitim Bakanı, “Bu yoğun süreçte, üzülerek ifade ediyorum ki, görev dağılımında kendilerine güvenerek denetleme ihtiyacı duymadığım ekibin hazırladığı etkinlik saati görüntülerini ben de onaylamıyorum” diyerek sorumluluğu ekibin üstüne attı. AKP iktidarının süreci uygun bir şekilde yönetememesi 18 yıllık başarısızlığın hikayesidir. Sağlık açısından yaşadığımız büyük sıkıntılı dönem bize bilimsel eğitimin ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. Uzaktan eğitimin bilimden uzak bir şekilde hazırlanması ve sunulması biz öğrencilere yapılmış en büyük kötülüklerdendir.
Ülkemizde okullar zorunlu din derslerinden, seçmeli din derslerine; vakıflarla, cemaatlerle imam hatibe dönüştürülmüş durumda. Daha uzaktan eğitimin ilk haftasında gördüğümüz gibi imam hatip okulu evimize geldi. AKP iktidarı bizleri bu tip taktikler ile karanlığa sürüklüyor, eğitimi ve öğretimi bilimsellikten uzak tutuyor. Bundan anlıyoruz ki Milli Eğitim Bakanlığı’nın amacı öğrencilerin derslerdeki eksikliğini gidermek değil, fırsattan istifade ideolojik propaganda yapmaktır.
Yine salgın sürecinde 2.5 milyon öğrenci nitelikli üniversiteye yerleşmek, iyi bir eğitim almak ve gelecekte insancıl koşullarda yaşayabilme umutlarıyla sınava girmeyi beklerken aniden sınav tarihlerinin değişmesi öğrencilerde geleceksizlik ve sağlık korkusunu 2 kat daha arttırmıştır. Biz liseli gençlik 4 yıl boyunca, sık sık eğitim sisteminin değişmesine rağmen, test kitaplarına gömülerek, özel derslere, butik dershanelere, kaynak kitaplara vs. para yetiştirerek hazırlanıyoruz bu sınavlara. Birçok aile bu masrafları karşılayamıyor, kimi öğrenci işe gitmek zorunda olduğu için sınava hazırlanamıyor, kimi ise hepten çalışmayı bırakıyor. Zaman kavramının ne kadar önemli olduğunu bu dönemlerde anlarken, AKP iktidarı patronların kârı için YKS’yi 1 ay erkene çekmiş ve 2.5 milyon öğrencinin geleceği göz ardı edilmiştir. Tekrar edilemeyeceğinin böyle bir düzen ve onun temsilcisi olan siyasal iktidar tarafından garantisi yoktur…
İktidarın elinde oyuncak olan eğitim sistemi, hayatlarımızı en güzel ve verimli geçirmemiz gerektiği yerde at gibi yarıştırılmamız biz gençlere fırsat eşitliği, iyi bir gelecek vaat etmiyor. Bizler yetersiz değiliz! Bizim yeterliliğimizi hiçbir zaman eşit koşullarda hazırlanmadığımız, kimi zaman sağlığımızı, psikolojimizi bozarak girdiğimiz birkaç saatlik sınavlar belirleyemez. Yetersiz ve yetisiz olan varsa o da bu düzendir.
Hepimiz bilimsel, eşit, parasız ve nitelikli eğitimi hak ediyoruz! Bizler yoksulluk ve işsizlikle dolu bir gelecek değil, iyi ve güvenceli bir geleceği hak ediyoruz! Tüm liseli arkadaşlarımı hakkımıza sahip çıkmaya geleceğimiz için, laik ve bilimsel bir eğitim için mücadeleye çağırıyoruz.