Tarihsel TİP üyesi İbrahim Selçuk: Solun dağınıklığı mutlaka çözüme ulaşmalı!
Sosyalistlerin mutlaka bir araya gelmesi gerekiyor. İşçi sınıfının sendikaları da bölünmüş durumda. Güçleri birleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şu anda bu kadar bölünmüş sosyalist örgütler ve sendikalar devletin, sermayenin işine geliyor. Solun dağınıklığı mutlaka çözüme ulaşmalı. Bugün ukalalardan ve ulemlardan kurtulmazsak devrimin gerçekleşmesi söz konusu olamaz.
İşçi sınıfı mücadelesinin militanlarından Maden-İş’li, Tarihsel Türkiye İşçi Partili ve Tarihsel TİP’in Gebze İlçe Başkanı İbrahim Selçuk ile komünist hareketinin 100. Kuruluş yıldönümünde röportaj yaptık.
60’lı 70’li yıllarda sınıf mücadelesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle ben 1948 yılında bir dağ köyünde doğmuş, 17 yaşında işçi olmuş bir abinizim. 60’lı yıllarda Gebze sanayileşmeye başlamıştı. Bu dönemde yaşım tutmamasına rağmen bir işçi olma şansına eriştim. Başladığım iş yeri Gebze’de DEBAK Demiröz Çivi fabrikasıydı. 5 Mayıs 1965 yılında işçi oldum. O zamanlar sendika nedir, siyaset nedir bilmiyoruz. İş yerinde yemek yok, iş elbisesi yok yani sosyal hak dediğimiz şeylerden bahsetmek mümkün değil. Sendikalardan haberi olan bir abimiz bir gün: ‘’Şimdi bir sendikamız olsaydı elbisemiz olurdu, molamız olurdu, yemeğimiz olurdu.’’ dedi. Bunu söylediği gün bir şeyler anlatmaya başladı bana. Ben de ‘’Kuralım sendikamızı, bizim kuracağımız sendika kimi ilgilendirir!’’ dedim. Bunun üzerine işvereni ilgilendirdiğini söyledi. Patronun bizim üzerimizden kazandığı paradan hakkımızı almamız için mücadele etmemiz gerektiğinden bahsetti. Bana ‘’Patron sana ölmeyeceğin kadarını verir çünkü lazımsın ona.’’ dedi. TİP’e gidip geliyoruz o aralar. Sosyalist parti diye dinsiz imansız gibi söylemler vardı TİP’e karşı. Bu yüzden o zamanlar biraz daha mesafeliydik. Bana sendikaları anlatan abiyle bir gün Pendik’te sendikaya gittik. Orada Mustafa Yıldırım ile tanıştık bana kağıtlar verdi fabrikadaki işçileri örgütlemem için. Fabrikada çalışan tam 192 işçi vardı. Ben üç gün içerisinde 163 işçiyi örgütledim. Dördüncü gün fabrikadakiler beni duyunca kapının önüne koydular. O zamanlar tazminat da yok. Tazminat alabilmek için üç yılı tamamlaman gerekiyor. Benim aklıma işverenin nereden duyduğu takılmıştı. Abiye sormuştum. O da işçilerin içinde patronlarla işbirliği yapan muhbirler olduğunu söylemişti. Sonra kimin muhbir olabileceğini düşünmeye başladık. Onları o gece bulup konuşup sendikalı yapmaya karar verdik. Biz Maden-İş’i böyle örgütledik. Sonra iki yıl içerisinde iki kere zam aldık. Elbisemiz, yemeğimiz, molamız ve tatilimiz oldu. Böylece sendika oturmuş oldu. Şimdiki sendikacı geçinenleri biliyorsunuz. Ben onlara sendikacı demiyorum, sandıkacu diyorum. Türkiyede gelmiş geçmiş en iyi sendika lideri Kemal abi vardı. Sosyalist değildi ama emek örgütlerinin en büyük lideriydi. Tahta sandalyeler üzerinde oturuyordu bu insan. Öldüğünde de eski siyah bir arabası vardı. Faşistler tarafından onun içinde öldürüldü. Benim çok atılgan bir yapım var. Bir kongrede Kemal abiye karşı sert konuşmamdan dolayı Maden-İş yönetimi üyeliğimi iki yıla yakın askıya aldı.
1986 sonrası TKP ve TİP’in likidasyon dönemini açabilir misiniz?
Önce 1 Mayıs 1975’ten yani TİP’in ikinci kuruluşundan bahsedeyim. TİP’te Gebze ilçe başkanıydım. Benim TKP’ye katılmam için o zamanlar çok ısrar ettiler. İsmail Bilen Karadenizli sen de Karadenizlisin senin yerin burası dediler. Ben de orası akraba partisi mi, akrabalarımın olduğu bir partide mi olmak zorundayım ben diye karşılık verdim. Bu yaklaşımlarının sosyalizme, komünist ilkelere uygun olmadığını söyledim. Ben bulunduğum partiden son derece memnunum, Türkiye tarihinin ilkeleriyle, direnişleriyle Türkiye sol tarihine damga vurmuş bir liderin partisinde 24 yaşında ilçe başkanığı yapıyorum dedim. 1921 bu partinin önemli liderleri katledildikten sonra partinin iç kavgası hiç bitmedi, herkesi eleştiren bir yapı oldunuz aksine solu toparlamanız gerekirken dedim.
Türkiye Komünist Hareketi’nin bugün 100. Yıl çağrısını nasıl buluyorsunuz?
Sosyalistlerin mutlaka bir araya gelmesi gerekiyor. İşçi sınıfının sendikaları da bölünmüş durumda. Güçleri birleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şu anda bu kadar bölünmüş sosyalist örgütler ve sendikalar devletin, sermayenin işine geliyor. Solun dağınıklığı mutlaka çözüme ulaşmalı. Bugün ukalalardan ve ulemlardan kurtulmazsak devrimin gerçekleşmesi söz konusu olamaz.