Tarihsel TİP üyesi Semra Aşık: Umudun ve mücadelenin tükenmediğini gençlerin gözlerinden anlarsınız
Çözülen ve eridiği düşünülen biz komünistlerin her zaman umutları vardır. Umudun ve mücadelenin tükenmediğini gençlerin gözlerinden anlarsınız. O bakış ve tutku bizleri nice 100. yaşlara götürecektir. Ben Parti!yi bu günlere taşıyanlara elbette minnettarım fakat gelecek yeni nesillere de minnettarım.
Tarihsel TİP üyesi Semra Aşık’tan dönemin mücadelesini ve TKP’nin 100. yılına dair değerlendirmelerini dinledik.
Semra abla merhaba, senden öncelikle Parti ile nasıl tanıştığını dinlemek isteriz.
1987 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik bölümünde başladığım üniversite hayatımda TİP’li yoldaşlarla tanıştım.
TKP ile tanışmam daha erken oldu. Babamın Partili olması dolayısı ile çocukluğum sosyalizm mücadelesi veren Partililerin arasında geçti. Bu benim için büyük şanstı. Erken yaşlarda sorgulamaya, okumaya ve bilinçlenmeye başlayabildim. Babam Partili bir öğretmendi. Çocukken TÖB-DER’in yaz kamplarında dayanışmayı ve kolektivizmi öğrendim. Sonrasında Partili hayatımda bu iki başlığı hep gözettim.
Üniversitede gençlik içerisinde yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?
1980 darbesinin etkisi o yıllarda üniversitelerde de hissediliyordu. Solcu öğrencilere nefes bile aldırmak istemeyen faşist bir rektörümüz vardı. Öğrenci kulüplerinin zor da olsa yeniden kurulmaya başlandığı bir dönemdi. Darbe ile birlikte korku ve apolitizm üniversiteli gençlikte yer bulmaya başlamıştı.
Partinin gençlik çalışmalarının yayın organı olan Yarın dergisinde görev aldım. Üniversiteli gençliği bu dergi etrafında toplayabiliyorduk, çeşitli etkinlikleri yine dergi çatısı altında gerçekleştirebiliyorduk. Kültür-sanat etkinlikleri düzenleyen öğrenici kulüplerinin kuruluşlarında yer aldım. Bir tiyatro kulübünün kurucularından oldum. O yıllarda mücadele gündemimizde; yüksek yurt, yemekhane ve yol ücretleri vardı. Bu başlıklarda sayısız eylemler yaptık. Kazanımlarımız da oldu.
Üniversite yıllarının sonlarında TBKP süreci ve sonrasındaki çözülmeleri yaşadık. Bu süreçten sonra bizler yaşadığımız ve çalıştığımız her alana komünist kimliğimizi taşıdık.
Çözülen ve eridiği düşünülen biz komünistlerin her zaman umutları vardır. Umudun ve mücadelenin tükenmediğini gençlerin gözlerinden anlarsınız. O bakış ve tutku bizleri nice 100. yaşlara götürecektir. Ben Parti!yi bu günlere taşıyanlara elbette minnettarım fakat gelecek yeni nesillere de minnettarım.
Parti’yi ve mücadeleyi ileriye taşıyacak ve yenileyecek genç yoldaşlarımdır.
Türkiye Komünist Hareketi’nden (TKH) yoldaşlarım ile birlikte İlerici Kadınlar Derneği’nin yarattığı birikimi ileriye taşımak için 2016 yılında tekrar yola çıktık. Küçükçekmece İKD çalışmaları içerisinde yer alıyorum ve biliyorum ki kadınların kurtuluşu sosyalizm ile olacak.
Laikliği ortadan kaldırmak isteyenlere, kadına yönelik şiddeti meşrulaştıranlara, eşitsizliği fıtrat olarak gösterenlere, kadınları toplumsal hayattan uzak tutmaya çalışanlara karşı mücadelemizi yükseltmeye çalışıyoruz.
13 Eylül’de Kartal’da yapılacak mitingi hakkında ne söylemek istersin?
Parti’nin 100. yılında yurdumun yaşadığı sorunları ve çıkmazları görünce komünist olduğuma ve hayata bu pencereden baktığıma bir kez daha seviniyorum. Emekçilerin, kadınların ve gençlerin üzerinde giderek baskısını arttıran bu vahşi kapitalist sistemden kurtulmak ve başka bir yolun var olduğunu göstermek, köleliğe, yoksulluğa karşı koyabilmek için örgütlenmek gerekmekte.
Sermaye biçim değiştirse bile emekçilerin mücadelesi her zaman var olacaktır.
100. yılımızda; sosyalizm mücadelesine, Parti’ye emek veren tüm yoldaşlarımı ve bu ülkenin emekçilerini bir arada görmek isterim. 13 Eylül’de Kartal’da görüşmek üzere.