Tarihsel TKP üyesi İbrahim Özyürek: Son söz "Orak-çekiç yukarı, daha daha yukarı" olmalı
“Biz 100. yıl dolayısıyla işçi sınıfı partisinin değerini bilen genç ve emektar bütün yoldaşlarla bir arada mücadele etmek istiyoruz. Tabii ki kutlamamızı da birlikte yapmak istiyoruz.”
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) temelleri 1920’de Bakü’de atılan ülkenin en köklü partisi olan komünist partinin 100. yaşını karşılamaya hazırlanıyor. Bu yılı Atılım yılı ilan ederek, ülkenin işçi sınıfına dayanan, güçlü, gerçek komünist partisini kurmak için kolları sıvayan TKH 100. Yıl Komiteleri ile de 10 Eylül’e güçlü bir giriş yapmak için kolları sıvamış durumda. Partinin hem genç hem de emektar komünistleri ise dünün olduğu gibi bugünün de hakkını vermek için en ön saflarda mücadele ediyor. Tarihsel TKP üyesi İbrahim Özyürek de onlardan biri. Kendisiyle, partiyle tanışmasından, 74 Atılımı’na, TKH’nin 100. Yıl Komiteleri’nden, ülke ve dünyadaki değişikliklere dair bir dizi başlıkta konuştuk.
50 yılı aşkın bir süredir partili mücadelenin içerisindesiniz. Sizi mücadeleye çeken başlıkları, TKP ile yollarınızın nasıl kesiştiğini biraz anlatabilir misiniz?
9 Kasım 1966’da Arçelik-Halıcıoğlu tesislerinde işçi olarak ekmeğimi kazanmaya başladım. 1967 yılı sonbaharında fabrika yeni yeri olan Çayırova’ya taşınmıştı. Çoğu Galatasaray Lisesi mezunu olan arkadaşlarımla siyasi konularda fikir alışverişi yapıyorduk. Kitap alıyor, okuyup birbirimize anlamadığımız yerleri sorup üzerinde tartışıyorduk. 1967 yılının aralık ayı başlarında bir arkadaşım seni biriyle tanıştıracağım dedi, ilk defa gördüğüm kişinin 4. Levent’teki evine gittik; orada konuşurken “ben TİP’e girsek nasıl olur” diye söze girince; evine gittiğimiz arkadaş “TKP için ne düşünüyorsun?” diyerek bana bir soru yöneltti. Ben de “nerede bulacağım” deyince, “sen karar ver gerisi kolay” dedi. Ben de “Temmuz ayında askere gideceğim, gelince olsa olmaz mı” diyerek cevap verdim. Bana Şişli’de bir özel üniversite ismi vererek orada örgütlen, sonra gidersin dedi. 10 Ocak 1968’de parti üyeliğim kabul edildi. Kendisi ben askere gitmeden Fransa’ya tahsile gitti. Askerden gelince 4 Haziran 1970’de tekrar Arçelik-Çayırova’da işbaşı yaptım. 15-16 Haziran direnişini bizim bölgede ilk başlatan bizim işyeri oldu. Bir sıra neferi olarak işçi sınıfın partisinin hizmetinde oldum. Tâ 12 Eylül 1980’e kadar aynı işyerinde çalıştım.
Türkiye Komünist Hareketi, 100. yaşı Atılım yılı ve kararları ile karşılamaya hazırlanıyor. Türkiye sosyalist hareketi tarihinin son derece önemli bir kesiti 74 Atılımı, bu süreci bir de sizden dinleyelim mi?
TKP’nin 100. yılında TKH’nin almış olduğu Atılım yılı kararı çok isabetli ve doğru bir karar. Bu karar kendini işçi sınıfına adamış birçok insanın dikkatini çekmiştir. 12 Mart 1970 faşist cunta sonrası, 1973 14 Ekim genel seçimleri, peşinden 9 Aralık yerel seçimlerde sağ partilerin bir arada sarı sendika yönetiminin de yardımları ile işçi sınıfını daha fazla ezmeye başlamışlardı. Bugün de aynı düzen partileri yanlarında sarı TÜRK-İŞ , HAK-İŞ ve kamuda yetkili memur sendikalarının desteğiyle işçi sınıfını nefes alamayacak duruma getirdiler. İsmail Bilen yoldaşın başında olduğu Merkez Komitesi 1974 Atılım kararı ile tüm katmanlarla birlikte ABD emperyalizmine karşı savaşmak için bütün propaganda araçlarını faaliyete geçirip; sırf radyo ile yetinmemek gerektiğini açıkladılar. DİSK’in içinde örgütlü olan başta T. Maden-İş Sendikası olmak üzere tüm işkollarındaki sendikalarda, öğretmen hareketi (TÖB-DER) içinde Birlik Dayanışma ağırlıklı çalışma, Gençlik içinde İGD ve İLD, kadın örgütlenmesinde İKD’yi mahallelerde halk kooperatifleri kurarak hızlıca örgütlenmeye başlandı. DİSK’in Kemal Türkler başkanlığında ve İbrahim Güzelce’nin genel sekreterliğinde geniş katılımlı ve görkemli bir şekilde 76 1 Mayıs’ı kutlandı. 16 Eylül 1976’da DGM (Devlet Güvenlik Mahkemeleri) kalksın diye 20 Eylül’e kadar DİSK’in örgütlü olduğu işyerlerinde iş bırakıldı. 1977 ve 1980’de emperyalist sermayenin yurt içindeki en azgın örgütü MESS’e karşı 1977’de 8.5 ay 1980 de 5.5 ay sonunda 12 Eylül darbesine kadar süren grevleri parti kadroları öncülüğünde gerçekleşmiştir. Bu tarihler arasında çeşitli işkollarında grev ve direnişler örgütlenmiştir. TKH’nin de başlattığı 100. YIL ATILIM YILI, aynı koşullarda yoğun sermayenin her türlü devlet desteğini alarak işçi sınıfın bütün haklarını tırpanlayıp ölmeyecek kadar ücret karşılığı kölelik şartlarını dayatıyor. Tekelci sermaye küçük işyerleri ve esnafı tek tek ufaltıp yok olmasını istiyor. Taşeronla işçilerin örgütlenmelerinin önüne geçmeye çalışıyor. Eğitim ve sağlığa yatırım yapmayıp vakıf ve tarikatlar aracılığıyla özelleşmeleri ve kendi ideoloji çerçevesinde şekillendiriyor. Son pandemi salgını döneminde de kendi yandaş müteahhitlerine para aktarıp işten atılan işçilere en ufak destek olmadığını gördük. En son öldürücü yumruklarını kıdem tazminatı için sıkmış olduğu görülüyor.
Peki ya o dönemin Türkiye’si ve bugünün Türkiye’si… 45 yılda neler değişti ülkede ve dünyada?
45 yıl içinde ülke her konuda geriye gitti 1975 yılında bir ABD doları 15.30 Lira (altı sıfır sonradan atıldı) şimdi 7 TL’ye yaklaştı. 12 Eylül askeri darbesiyle Cumhuriyet’in bütün kazanımları tek tek elden çıkarıldı. Yasalar tek tek işçi sınıfı aleyhine dönüştürüldü, ekonomik ve demokratik bütün kararlar emperyalist ABD ve diğer finans çevrelerinin istediği biçimde patronların lehine tecelli edildi. Kamuya ait bütün işyerleri tek tek peşkeş çekilerek kendi zenginini yaratmaya ve sadece işyerleri değil ona bağlı olarak tarımda da dışa bağımlılık ve durgun üretim pozisyonlarına dönüştürüldü. 1975 – 80 arası işçilerin ekonomik hakları sendikalar vasıtasıyla zorlaya zorlaya piyasa seviyesinin üzerine çıkabiliyordu, şimdi bütün ücretler asgari ücretin civarında seyrediyor. Sovyetler Birliği’nin dağılması da bütün emperyalist ve çıkarcı çevrelerin rahatça hareket ettiği bir döneme kapı açtı.
Türkiye Komünist Hareketi “TKP için yolumuza devam ediyoruz” sloganı ile çıkışını ilan etmişti. TKH, yaklaşan 100. yaşa ilişkin ne gibi hazırlıklar içerisinde?
Partimiz TKH 100. yıl hazırlıklarını pandemi dönemi içinde olmamıza rağmen 100. yıl şanına yakışacak biçimde hazırlıklarına başladı, devam ediyor. Bu özel yılda komünistim diyen herkesi çalışmalara katmak için belli il ve ilçelerde Yüzüncü Yıl Komitesi kurarak onların da bu komitelerde yer alıp bilgi alışverişi yaparak en üst seviyeyi yakalamayı arzuluyoruz. Bu kimsenin tekelinde değil bütün komünistlerin 100. yılı kutlamak hakkıdır.
Biz ise bütün bu çalışmaları emektar TKP, TİP, TSİP, Birlik Dayanışma, İGD ve İKD saflarında yetişmiş mücadele vermiş Mustafa Suphi ve yoldaşlarının kurduğu İsmail Bilen yoldaşın Atılım dönemini benimseyen ve kucaklayan yoldaşlarla birlikte yapmak için yola çıktık.
Hem mücadeleye omuz vermek isteyen gençlere hem de yeniden mücadeleye atılmak niyetinde olan dostlarımıza nasıl bir çağrınız olur?
Biz 100. yıl dolayısıyla işçi sınıfı partisinin değerini bilen genç ve emektar bütün yoldaşlarla bir arada mücadele etmek istiyoruz. Tabii ki kutlamamızı da birlikte yapmak istiyoruz. “Bütün işçiler birleşin, bütün komünistler birleşin” diyoruz; Orak-Çekiç her dönem olabilecek en yüksek makamda olmalı. Son söz; “Orak-çekiç yukarı, daha daha yukarı” olmalı.