Genç yaşlarında İGD ile tanışan daha sonra Parti’yle tanışan ve örgütlenen Rafet Yardım ile o dönemin dinamiklerini, Parti-Gençlik ilişkisini, TBKP sürecini ve son olarak TKH’nin 100. yıl çalışmalarını konuştuk.
Rafet abi merhaba. Çok küçük yaşlarda Parti’nin İGD çalışmasıyla tanıştınız. O zamanki koşullardan, Parti ile, İGD ile tanışma ve örgütlenme sürecinizden bahseder misiniz?
Tarihi objektif anlatmak güzel birşey ve ilkeli.
Evet genç yaşlarda Türkiye’de ve dünyada gelişen süreçte neler oluyordu ben ve arkadaşlarımız sorgular olduk. Ama ülkemizde bize, yaşadığımız semtte 68 kuşağını yaşayan dostların çok katkısı oldu. Evet duvarlarda yazılar, afişler… Neydi bunlar, ne anlama geliyordu? O dönemde bireyselliğe kaymak, sol komünist hastalığına düşmek çok kolaydı; ki gençlik buna kaydı. Tarihte örneklerini görüyoruz, okuyoruz okuduk da.
Belirttiğim gibi en büyük şansımız bulunduğumuz yerde sorunu kavrayan, sıkılmadan sorularımızı yanıtlayan 68 kuşağından arkadaşlar oldu. Araştırmaya başladık, “bu mücadele kimler ile hangi saflar da olacak” diye. Okuduğumuz kadarı ile dünya literatürü, sınıf mücadelesi ve Parti’den söz ediyordu yani öncüden. Peki nerede bu öncü?
Derken İlerici Gençler Derneği (İGD) ile dolaylı tanıştık, sohbet ettik, sorguladık. Ama hala kafamızda goşist kanadımız var. Dostlar ile konuşmalarımız ile bu işin sınıfsal örgütlenme ile olacağına kani olduk. Sonuçta ben dahil hepimiz işçi çocukları idik. Okuduk, okuduk, araştırdık. Sorguladık. İşçi sınıfının mücadelesi bende her zaman mihenk taşı oluşturmuştur. Ya taraf olacaksın ya da bitaraf. Onu belirleyen senin sınıfsal bakışındır ya da ekonomik, kültürerl ve aile yapındır. Onu bir anda ters yüz eden kapitalist düzendir. Ben de sınıfımı ve üyesi olduğumuz örgütümü seçtim.
Parti ile Gençlik çalışmaları arasındaki ilişkiye dair neler aktarırsınız?
Parti ve gençlik çalışmaları derseniz o koşullarda yani konspiratif biz gençlik içinde, her çalışma içinde ve koşullarda olduk. Bu anlatımın objektif ve subjektif koşulları vardır. Gençlik içinde sınıfın yanında olduk, inandık. Çok dostlarımızı yitirdik. Cezaevlerinde yattık, işkencelerden geçtik. Partili olmak başka bir süreçtir. Yani bir üst aşama. Kendini sınıf mücadelesine adamak.
Bugün bize bunu öğretenler, eğitim verenler meğer 1987’den sonra çoktan çözülmüşler. Namaz kılanlar bile var. İşte sonuçta 1980’lerde TKP üyesi oldum. Kırmızı çizgilerimden, Parti tüzüğünden taviz vermedim; verenlerin ne duruma düştüğü bellidir. Bu tüm partilerde böyledir. Sovyetler Birliği neden göçtü? Demem o ki tarihe düz mantıkla bakmamak madalyonun diğer yüzünü görmek gerek!
Parti ve gençlik çalışmaları derseniz, kolektif yönetim, azınlığın çoğunluğa uyması; ama azınlığın eleştirisinin açık olması. Yani tüzük. Lenin şunu der; “en derin koşullarda Parti tüm üyelerine açık ve net olmalıdır”. Uygulandı mı özellikle bizim partimiz açısından. Parti şu değildir; “biz diyoruz yapın ya da ne yapıyorsanız onu yapın”. Bu disiplinsizliktir. Bunu düzenleyen Parti tüzüğüdür. Yoksa kelle kesmek kolaydır. Son söz olarak gençlik birimi olarak sınıfın yanında olduk, olmaya da devam edeceğim.
Türkiye Birleşik Komünist Partisi ve likidasyon sürecine dair neler söylersiniz?
TBKP sürecini sordunuz, herkes neyin ne olduğunu biliyor. Bana göre şu ise başkasına göre bu. Yani konu derin ve uzun. Özetle herkes okumalı, araştırmalı. Şu an bile. “Böyle bir süreci yaşarsak tavrımız ne olmalı diye” düşünmeli. Ben TKP 6’ncı kogresinde gerekli tavrımı koymuştum. Çünkü likidasyon 1980 öncesi başta SBKP olmak üzere bize de yansıdı. Önemli olan tarihsel süreçten ders çıkarmak.
Parti’nin 100. yaşına dair duygularınızı alabilir miyiz? 100. Yıl Komiteleri toplantıları vesilesiyle bir araya geldik. Hem Komitelere ilişkin hem de 100. Yıl çalışmalarına dair neler söylersiniz? Parti’nin eski kuşak komünistlerine ve genç yoldaşlarınıza mesajınız ne olur?
Günümüz herşeye açık. Bu Atılım kararlarında ve açılımda Türkiye Komünist Hareketi’ne (TKH) başarılar diliyorum. Bizler ya da ben, her zaman tarihsel değil o gün olduğu gibi bugün de komünist ilkelerde kaldım ve taviz vermeye de hiç niyetim yok. Ve gençlere, yoldaşlara diyorum ki bu Atılım’ı ve Mustafa Suphi geleneğini kaldırabilecek misiniz, bu tarih sizlerin omuzlarında ve sınıf mücadelesi ile ileri gidecek. Ben dahil yoldaşlarım sizler ile omuz omuza ve kol kola olacaklar. 100’ncü yılında Atılım Parti ile. Genç yoldaşlar ve bu davaya omuz verenler herkese sevgi ve saygılar. Selam olsun 15’ler! Selam olsun Atılım! Selam olsun Deniz yoldaşım ve tüm arkadaşlarım!
Bu haber en son değiştirildi 12 Ağustos 2020 09:52 09:52
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…