Tarihsel TKP'li Matbaacı Hüseyin: Sınıf hareketi konuysa ben her şeyi unuturum, benim için her şey tamamdır
Matbaacılık önemlidir benim için. Şu an doktor olayım, öğretmen olayım, avukat olayım istemem, yine matbaacı olayım isterim. Matbaacı olarak katkı koydum hep mücadeleye ömrüm boyunca.
1960’lı yıllarda TKP’lilerle tanışan, Nazım Hikmet’in kitaplarıyla okumalara başlayan, Parti’nin bildirilerini gizlice basan Hüseyin Özbal; bilinen adıyla Matbaacı Hüseyin, Parti’ye dair hatıralarını, tanışıklıklarını, o dönemde sosyalist mücadeleyi ve 100. yaşımızda duygularını anlattı.
Hüseyin abi, Parti’yle nasıl tanıştınız? Örgütlenme sürecinizden bahseder misiniz?
Ömer Karadayı (Kahraman), Nazım Hikmet’in arkadaşıydı, Nazım ile birlikte yatmışlar, onunla tanıştım o şekilde temasım kuruldu. 1960’lı yılların sonuydu. Matbaacıydım. Kestelli’deydi, Konak’ta matbaa. Tabi çocukluk dönemimde Kore harbi sırasında kafamda soru işaretleri oluşmuştu. Okulda genç bir öğretmen, edebiyatçı vardı. Öğlen okulda yemek yerken, arkadaşın yemekhanede geldi yemeğini döktü. Orada bir durum oluştu. Aradan 3 gün geçti. Rize meslek lisesine geçeceğim o sırada. Müdür çağırdı yanına, çay ısmarladı. Sonra yanımıza başka bir İbrahim hoca geldi. Beni aldı, çarşıda gezmeye çıkardı. Bir matbaaya girdik, ‘’bu sana emanet’’ dedi. Ertesi gün işbaşı yaptım, o liseye gitmedim. O şekilde matbaacı çırağı olarak başladım. Sonra iki arkadaş geldi ikisi de Kore gazisi, sakatlar. Bir gün anlatıyorlar, bir gün bir uçaktan bildiri dağıtıldı diye. Dağıtılan bildiri Nazım Hikmet’in Kore şiiri. Ankara yurdundan bir sürgün arkadaş geldi. Kaynaştık onunla. ‘Ben sana bir kitap vereceğim’ dedi; ama ‘kimseye söyleme, okuduktan sonra bana verirsin’ dedi. Nazım Hikmet’in kitabı… Bu şekilde tanıştım sosyalizmle, okumalarla… O zamanlar Samsun’da kocaman bir tütün fabrikası var. Orada bir grev oldu. Orada bir komünist vurduk, öldürdük diyorlar. Herkes seviniyordu.
Gencim, kahvede oturuyordum, işe gitmek istemedim. Ömer amca geldi, yaşlıydı çok. TKP üyesi olduğunu anlatırdı. Ömer amca matbaaya geldi, ‘ne yapmayı düşünüyorsun’ dedi? ‘Bana 7 tonluk kamyon lazım’ dedim ‘ve biraz para lazım’ dedim. Matbaa kuracağız. ‘Şimdi atla’ dedi, ‘Boz Mehmet’e gideceksin’. Gittim İstanbul’a, evi buldum. Tanıştık. Anlattım, sen git ben geleceğim dedi. Mehmet ağabey gelmiş, İzmir’de görüşmeler yapmış. N’apacak bu kamyoneti demişler, Mehmet ağabey de gitmiş geri. Gazeteyi basmak için seyyar bir matbaa düşünmüştüm. Olmadı.
Partili olarak hangi çalışmalarda bulundunuz?
Ömer amca üzerinden TKP ile bağım vardı. TİP İzmir’de kurulmuştu. Cemal Kıral’lar içindeydi, yönetimdeydi. Beni de çağırdılar gittim. Benim matbaada başka evrak basılıyor gibi gösteriyordum, bildirileri bastırıyordum. Matbaaya tüm sol gruplar geliyordu bastırıyordu zaten aynı zamanda. Sol içi çatışmalar çıkınca kestik diğer grupları. Matbaacıyken çok kere para teklif ettiler tanımadığım birileri. Sınıf hareketine bir kez giren adam para için mücadelesini satmaz. Kabul etmedim hiçbir zaman.
TİP üyesiydim. O zamanlar sizin gibi gençler var. Behice hanım bir şeylerden konuşuyordu. Ben elimi kaldırdım, kestim. “Hocam çok güzel konuşuyorsunuz ama o bahsettiğiniz kadınlar tarlada başka yerlerde çalışıyor. Hiçbir bilgisi yok onların. Eğitimli değiller. Kadınlar üniversite mezunu olması, başlık parasını kaldırması, insan gibi yaşamaları gerekir” dedim. Ahmet Piriştina da söz aldı, ‘Hüseyin’in çok güzel düşünceleri var’ dedi, katıldı. O yüzden bu ülkede, kadınların canlanması, bilgi düzeylerinin yükselmesi gerekir. Kadın mücadelesi çok önemlidir. Aynı zamanda o zamanlar İşçi Partili’ydim (TİP) ama beynim TKP’liydi. O zamanlar Cemal Kıral ile tanışıyorduk tabi. Bir arkadaş eleştirdi onu, “dedim onun doğruları bizim en doğrumuzdan doğrudur”. “Komünizmi yalamış, yutmuş Partili.”
Matbaacılık önemlidir benim için. Şu an doktor olayım, öğretmen olayım, avukat olayım istemem, yine matbaacı olayım isterim. Matbaacı olarak katkı koydum hep mücadeleye ömrüm boyunca.
Parti’nin 100. yaşına dair neler söylemek istersiniz?
Gençleri hep çok sevdim. Lak lak yapan, asalak gençleri hiç sevmedim. Gençlerle ilgilenin. Çalışan gençler her zaman çok önemlidir. Onlarla olur bu iş. Sınıf hareketi konuysa ben her şeyi unuturum, benim için her şey tamamdır. Şunu söylemek isterim, işçi sınıfının örgütlenmesi gerekiyor. Gençliğe çok değer verilmesi lazım. Bilakis genç kızların eğitimi çok önemli. Meslek lisesi bitirmek önemlidir düz liseye göre. Meslek liselerinde güçlenme gerekli. Bizim büyük hatalarımız var. Bizim gibi düşünmeyene serttik. Öyle olur mu, yaklaş adama, belki fayda göreceksin.
TKP’nin 100.yılı kutlu olsun.