Reklam
Kategoriler: Sol Şerit

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: AKP halkı aldattığını itiraf etmiştir

Reklam

Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) haftalık basın toplantısı TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek’in katılımı ile canlı olarak gerçekleşti. Toplantıda AKP’nin baskı politikaları, AKP’nin FETÖ ile ilişkileri, emeğe yönelik saldırılar ve ABD’nin Suriye müdahalesi başta olmak üzere bir dizi gündem maddesi değerlendirildi.

“EBRU TÜMTİK VE AYTAÇ ÜNSAL’IN TALEPLERİNE SESSİZ KALINMAMALI”

Tekerek, adil yargılanma talebi ile ölüm orucunda olan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın taleplerine sessiz kalınmaması gerektiğini vurgulayarak konuyla ilgili şunları kaydetti:

“Öncelikle,  adil yargılama talebiyle ölüm orucuna başlayan,  Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar,  Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın taleplerine sessiz kalınmaması gerektiğini’ buradan Parti olarak biz de ifade etmek istiyoruz. ‘Adalet sağlansın, Ebru ve Aytaç yaşasın diyoruz. İki avukatın karşılaştıkları hukuksuzluğa karşı adil yargılama talebiyle başlattıkları ölüm orucunun sona ermesi için acilen taleplerinin karşılanmasını biz de buradan talep ediyoruz. İki avukat arkadaşımızın yaşam hakkını savunuyor, AKP iktidarının sessizliğini ise buradan protesto ediyoruz.”

“FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞININ AÇIĞA ÇIKACAK OLMASI BİRİLERİNİ TEDİRGİN ETMEKTEDİR”

Tekerek basın toplantısında tutuklu gazetecilere değinerek AKP’nin FETÖ ile ilişkisine dair şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ülkemizde haksızlıklar ve baskılar bitmediği gibi her geçen gün daha da artıyor. Başta Odatv emekçileri Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan olmak üzere,  sadece muhalif oldukları için susması istenen ve hapse atılan gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrımızı bir kez daha yineliyoruz.

Son olarak, Odatv’den Müyesser Yıldız’ın tutuklanması, bugün AKP’nin ‘FETÖ’ye karşı mücadele ediyoruz’ söyleminin de aslında bir kılıftan ibaret olduğunu göstermektedir. Dün FETÖ eliyle kumpas ve tezgâh kurulan gazeteciler, bugün ve bu defa AKP eliyle yeni bir tezgahla karşı karşıyalar. Açıktır ki, yapılan haberleri gerekçe göstermek bahanedir. Asıl bugün AKP’nin zamanında ‘FETÖ’yü ve ‘FETÖ’cüleri nasıl koruduğunun ve FETÖ’nün siyasi ayağının açığa çıkacak olması birilerinin tedirgin etmektedir.

AKP medya işlerinden sorumlu şahsın ‘Kemalistlere karşı FETÖ ile ittifak yaptık’ itirafı her şeyi yeterince açıklamaktadır. Daha düne kadar ‘aldandık’ diyerek FETÖ’yle ilişkilerini saklamaya çalışanlar, aslında bilerek ve isteyerek FETÖ ile ittifak yaptıklarını açıklamış oldular.  Halkı aldattıklarını itiraf ettiler. Evet AKP Medya Başkan Yardımcısının bu sözleri aldanmak değil bizzat bilerek halkı aldatmak anlamına gelmiştir.

Tam da burada FETÖ ile ittifakı bilerek yaptık diyen AKP yöneticisi gerçeği vardır. FETÖ’nün siyasi ayağının bir kez daha başka yerde aranmayacağı gün gibi ortaya çıkmıştır.

FETÖ ile ittifak edenler değil ‘FETÖ’ye karşı olanlar bugün hapse atılmaktadır. Halkımız bu gerçeği iyi görmelidir.”

“GÖSTERİ VE YÜRÜYÜŞLERİN YASAKLANMASI ANCAK VE ANCAK DİKTATÖRLÜK REJİMLERİNDE OLUYOR”

HDP’nin başlatmak istediği adalet yürüyüşünün polis tarafından engellemesine ilişkin ise Tekerek şunları kaydetti:

“Baskı, susturma ve hukuksuzluk her yerde devam ediyor. Halkın Demokrasi Partisi tarafından Edirne ve Hakkari’den başlatılmak istenen adalet yürüyüşüne dönük polisin müdahalesini ve valiliklerin yasaklama girişimlerini kınıyoruz.

Demokratik hakların yasaklanması asla kabul edilemez. Haksızlıklara karşı gösteri ve yürüyüşlerin yasaklanması ancak ve ancak diktatörlük rejimlerinde oluyor. Ne yazık ki ülkemizde yaşanan durum bundan farksız değildir.

HDP tarafından başlatılan yürüyüşlere yönelik baskı, yasaklama ve zor kullanımının karşısında yer aldığımızı bugün bir kez daha ifade etmek isteriz.”

“BİRİLERİ SARAYLARDA YAŞARKEN HALKIMIZ BÜYÜK BİR YOKSULLUKLA KARŞI KARŞIYA BIRAKILMIŞTIR”

Tekerek basın toplantısında emeğe yönelik saldırılara da değinirken, şu değerlendirmelerde bulundu.

“Ülkemizdeki düzenin bir soygun düzeni, bir yağma düzeni, bir haramiler düzeni olduğu her geçen gün ortaya çıkıyor.

Asgari ücretin artık açlık sınırının çok altında olduğu gerçeği hepimizin malumu. DİSK’e bağlı Birleşik Metal İşçileri Sendikası tarafından yayınlanan raporda açlık sınırı rakamları ülkemizin yaşadığı acı tabloyu,  emekçilerin karşılaştığı gerçek durumu gözler önüne sermektedir.

Sizlere bazı rakamlar vermek istiyoruz. Örneğin, İzmir’de açlık sınırı 2648 TL, İstanbul’da açlık sınırı 2557 TL ve Ankara’da açlık sınırı 2323 TL  olarak ortaya çıkmıştır.

17 yılda açlık sınırı 5 kat artmıştır. 2003 yılında 4 kişilik bir aile günlük 15,2 TL’ye sağlıklı beslenebilirken, bugün 79,81 TL’ye beslenebilmektedir. Aynı dönemde enflasyon 4,6 kat artmış bulunuyor. Metal sendikası tarafından yayınlanan rapora göre bir yılda yüzde 18, 3 artmıştır.

Ülkemizin acı tablosu, emekçilerin karşılaştığı gerçek tablo budur. Birileri saraylarda yaşarken halkımız büyük bir yoksullukla karşı karşıya bırakılmıştır.

Tabi bir de yoksulluk sınırı var.

Evet ülkemizde yoksulluk sınırı ise 8282 TL’dir. Asgari ücretin 2250 TL olduğu, bir emeklinin maaşının bu miktarda olduğu düşünüldüğünde emekçi halkımızın durumu net olarak görülmüş olacaktır.

AKP bununla da yetinmemektedir. İşçi sınıfının temel hakkı olan kıdem tazminatının yok edilmesi için yine düğmeye basılmıştır. Her fırsatta bu hakkı gasletme planları yapan AKP, gelen büyük tepkiler sonrasında tasarısını geri çekmiş, ancak bu saldırıdan vazgeçmediğini göstermiştir. Pandemi fırsatçılığı, işçi düşmanlığı yine iş başındadır.

Bu kabul edilemez, normal sayılamaz, böyle gelmiş böyle gider denilemez!”

“AKP’LİLER ÇİFTER ÇİFTER MAAŞLAR, HEM DE YÜKSEK MAAŞLAR ALIRKEN SESSİZ KALINAMAZ”

Tekerek kamuoyunda tepki ile karşılanan yandaşlara yapılan atamalara ve maaşlarına da değinerek şunları kaydetti:

“Emekçilere reva görülen durum ortadayken AKP’lilerin ve yandaşların devletin her noktasında nasıl maaş aldıklarını, bir değil iki ve hatta üç maaş aldıklarını unutabilir miyiz?

Bugün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı olarak görev yapan Fahrettin Altun’un kamudan kaç maaş aldığı tartışmaları henüz bitirmemişken, Tarım Kredi Kooperatifi yöneticilerinin aldıkları maaşların miktarının hesabı daha verilmemişken AKP şimdi de kamu bankaları yönetim kurullarını yaptığı atamalarla nasıl bir yağma ve harami düzeni kurduğunu göstermiştir.

Spor Bakanı Yardımcısı ve AKP Genel Başkanı yardımcısı eski güreşçi Hamza Yerlikaya’nın  Vakıfbank yönetim kuruluna atanması, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in Halkbank yönetim kuruluna atanması, eski Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın  Ziraat b-Bankası yönetimine atanması yaşadığımız AKP düzeninin resmidir.

Bunlar bildiklerimiz…

Halkımız, işçiler, emekçiler, emekliler asgari ücretle geçinmeye çalışırken, ülkemizde işsizlik büyük bir boyutlara ulaşmışken, AKP’liler çifter çifter maaşlar, hem de yüksek maaşlar alırken sessiz kalınamaz!

Haramilerin saltanatına karşı sesimizi yükselteceğiz. Bu yağma düzenine karşı boynumuzu eğmeyeceğiz!”

“BU TEDBİRSİZLİK BİZZAT AKP’NİN SERMAYE YANLISI POLİTİKALARIYLA İLGİLİDİR”

Tekerek, basın toplantısında pandemi sürecinin AKP iktidarı tarafından son derece kötü bir biçimde yönetildiğine işaret ederek konuyla ilgili şunları kaydetti:

Pandemi sürecinde yeni bir aşamadayız. Şimdi de normalleşme adını verdikleri bir süreç yaşıyoruz. Ancak vaka sayılarının arttığı ve AKP’nin bir kez daha büyük yanlışlar yaptığı gerçeğini açıkça ortaya koymak durumundayız

İran ve İtalya başta olmak üzere koronavirüs salgını daha o zamanlarda bile somut bir gerçekken AKP, bu virüsün ülkemizde yayılmasına engel olamamıştır. En başta umre ziyaretinden dönen yurttaşlar karantinaya alınmamış ve tedbirsizlik salgının Anadolu’da yayılmasının birinci derecede nedeni olmuştur.

Zamanında önlem alamayan AKP, halkın bütününe test yapamamış ve sonrasında maske bile dağıtamayacak bir yeteneksizlik göstermiştir. Bunları biliyoruz.

Şimdi de AVM’ler ve turizm patronları için henüz salgın bitmeden tedbirler kaldırıldı. Ve 1 Haziran itibariyle salgın yeniden yükselişe geçti.

Açıktır ki bu tedbirsizlik bizzat AKP’nin sermaye yanlısı politikalarıyla ilgilidir.

Şimdi önümüzde  gençlerin gireceği iki sınav var.

Aynı politika burada da karşımıza çıkmıştır. Sınav tarihleri,  otel patronlarının kar hırsı uğruna değiştirilmiştir. Yüzbinlerce gencin gelecekleri ile tehlikeli bir oyun oynanmıştır.  Bütün zorluklarına rağmen sınavlara girecek gençlerimize başarılar diliyoruz.  Gençlere ve onların velilerine sesleniyoruz. Asla bu dönemi unutmayın ve iki elinizi bu fırsatçıların yakasından asla çekmeyin.”

“SURİYE HALKIYLA DAYANIŞMAMIZI BİR KEZ DAHA İLAN EDİYORUZ”

Tekerek, bugün yürürlüğe giren ve ABD’nin Suriye’yi ekonomik olarak boğmak için devreye soktuğu Sezar Yasası’na ilişkin şunları kaydetti:

“Suriye’de yaşanan savaşa ve Suriye halkına yönelik bir noktanın altını çizmek istiyoruz.

Emperyalist ABD, Suriye’de silah ve asker sevkiyatını ara vermeden sürdürüyor. Suriye’nin petrolleri bizzat ABD tarafından çalınmaktadır. ABD emperyalizmi tarafından çalınan petroller Suriye’den Irak’a kaçırılıyor ve buradan pazarlanıyor.

Bu hırsızlık bir yana aynı zamanda ABD emperyalizmi tarafından Suriye’ye yönelik ekonomik ambargo ağır bir şekilde uygulanıyor. Sezar Yasası diye bilinen ABD emperyalizminin Suriye’ye yönelik ekonomik yaptırımları Suriye halkına karşı düşmanlıktan başka bir şey değildir.

Suriye halkını cezalandıran emperyalist yaptırımlara karşıyız. Halkımız emperyalizmin gerçek yüzünü görürken, Suriye politikasında AKP’nin yaptıklarıyla ABD emperyalizminin yaptıklarının nasıl paralel olduğunu da açıkça görmelidir.

Bugün Suriye halkıyla dayanışmamızı bir kez daha ilan ediyoruz. Amerikan emperyalizmine karşı mücadele sadece bölgemizin değil ülkemizin de kurtuluşu için birinci adımdır.”

“15-16 HAZİRAN DİRENİŞİ HALEN YOLUMUZU AYDINLATMAKTADIR”

Tekerek basın toplantısını 50 yıldönümü kutlanan 15-16 Haziran Direnişi ile sonlandırırken şu değerlendirmelerde bulundu:

Son olarak ülkemiz işçi sınıfının en büyük direnişlerinden olan 15-16 Haziran Direnişi’nin 50. yılındayız.  1970 yılında işçi sınıfımız, haklarına göz dikenlere, ‘patronların dediği olmayacak’ cevabını vermiş, örgütlü gücü ile saldırıları elinin tersi ile itmiştir.  Bu direniş halen yolumuzu aydınlatmaktadır. Bugün yeni bir Cumhuriyet tam da bu nedenle işçi sınıfının omuzlarında yükselecektir.  Bu direniş nedeni ile katledilen işçilerin anısı önünde saygı ile eğiliyoruz. Değerli yurttaşlar bu düşüncelerle basın toplantımızı sonlandırıyoruz.”

Bu haber en son değiştirildi 17 Haziran 2020 15:59 15:59

Reklam

Önceki Haberler

Pek çok Avrupa ülkesi Filistin devletini resmi olarak tanıyacak iddiası

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, birçok Avrupa Birliği ülkesinin mayıs…

29 Nisan 2024 17:20

TKH, ülke genelindeki 1 Mayıs programını açıkladı

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) 1 Mayıs İşçi Bayramı ile alakalı bir açıklama yayımladı. Yapılan açıklamada…

29 Nisan 2024 16:39

Sosyalist partilerden ortak 1 Mayıs açıklaması: Sömürü düzenine karşı 1 Mayıs’a

SOL Parti, EMEP, TİP, Halkevleri ve TKH, 1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek üzere saat 10.00’da Saraçhane’de…

29 Nisan 2024 15:07

DİSK’ten AYM kararını hatırlatan 1 Mayıs açıklaması

DİSK, Bakan Yerlikaya'nın 1 Mayıs açıklamasının ardından AYM kararının bir bölümünü hatırlatarak paylaşım yaptı. DİSK…

29 Nisan 2024 13:46

Sinan Ateş cinayetinin iddianamesi tamamlandı

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in, suikast sonucu öldürülmesine ilişkin soruşturma tamamlandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,…

29 Nisan 2024 13:42

Yargıtay Başkanı 27’nci turda da seçilemedi

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin 27.…

29 Nisan 2024 13:39
Reklam