Reklam
Kategoriler: Köşe Yazıları

Tonguç ve yüksek öğrenim

Reklam

Cumhuriyet tarihinin en ilginç yüksek öğrenim deneyimlerinin başında Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü (YKE) gelir desem, sanırım yanılmış olmam. Biliyorum, bu satırları okuyanlara Köy Enstitülerinden söz etmeye gerek yok ama işin “yüksek” kısmı biraz konuşmayı gerektiriyor bence:

Yüksek seviyeli eğitim kurumlarımızın çalışmalarında köyde eğitim problemi ele alınamıyordu. Bu sebepten köy okulu, köyde eğitim ve öğretimi ilgilendiren yüzlerce problem, hiçbir inceleme ve araştırmaya tabi tutulmamış bir halde, el sürülmeden olduğu gibi duruyordu. Bu işler yüzüstü kalırsa memlekette bilimsel çalışmalara dayanan bir pedagoji hayatının yaratılmasına imkân yoktu. Yeni açılacak kurumun bu görevi de üzerine alması lazımdı”. İsmail Hakkı Tonguç bu gerekçelerle YKE’nin zorunlu olduğunu düşünüyordu.  Tonguç’a göre YKE’nün, Köy Enstitülerine öğretmen yetiştirmek, köyü ilgilendiren bütün konularda bilimsel araştırma yapacak bir merkez oluşturmak ve köyün her türlü sorununu çözebilecek uzmanlar yetiştirmek şeklinde üç maddede toparlanabilecek hedefleri vardı. İşte bu amaçla 1942 yılında Hasanoğlan’da YKE kuruldu.

YKE’nde Ankara’daki yüksek öğrenim kurumlarından öğretim üyesi desteği alınarak derslere başlandı. Bunların dışında ülkenin önemli kültür insanları da derslere giriyordu.  Yönetmelikte saptanan amaçlara uyularak YKE ülke çapında bir ‘Köy Araştırma Merkezi’ olacağı için, profesör ve öğretmenler kendi derslerinin araştırma yöntem ve tekniklerini öğrencilere öğretiyorlardı. YKE yönetiminde çoğunluğu öğretmen ve öğrencilerin seçtiği, daha az kısmı ise Millî Eğitim Bakanlığınca atanan kişilerin oluşturduğu bir yönetim vardı.  Ağırlıklı olarak seçimle gelen bu yönetim kurulu bütçeyi de hazırlıyordu.

Üç dönem mezun verdikten sonra “komünist yuvası olduğu” gibi gerekçelerle 1947 yılında kapatıldı. Kısa süreli ömrü nedeniyle amaçlanan araştırma merkezi olma işlevini yerine getiremedi ama demokratik yapısı, bütünüyle köyde kurulan tek yüksek öğretim kurumu olması gibi benzeri olmayan özellikleri nedeniyle alternatif bir kurum olarak toplumsal belleğe yazıldı.

Kurulduğu 1942 yılında Türkiye’de sadece bir üniversite (ve İstanbul ve Ankara’da bazı tekil fakülteler) olduğu düşünülürse, köyde bir yüksek öğretim kurumu açma “cesareti” bile çok önemlidir. Kaldı ki, yukarıda anlattığım gibi seçimle gelen bir yönetim cesaretin bile ötesindeydi. Anımsayın, o yıllarda da üniversite özerk değildi, bakanlığa bağlı bir kurumdu.

Hadi bir adım daha ileri gidelim, Köy Enstitülü Hüsnü Cırıtlı’nın aktardığına göre, Tonguç’un beklentileri daha da fazlaydı: “Bu üniversite (İstanbul Üniversitesi) ile olmaz. YKE ile biz geleceğin üniversitesini hazırladık. Türkiye bu üniversite ile Türkiye’nin yükseköğretim sorununu çözemez. 1933’de üniversite reformu yapıldı ama üniversite geleneğinden kopamadı. Üniversite oturan bir kurumdur, hareketsiz bir kurum. Biz bu kurumla 21. yüzyıla hazırlanamayız. Daha hareketli, toplumla iç içe, toplumun içinde kanatları olan bir kurum olması gerek. Canlı, hareketli bir üniversite gerek…Biz Köy Enstitülerinde yüksek bölümler açacağız ve olması gerektiği gibi olacak. 21. yüzyılın insanını yetiştirebilecek bir kurum olacak. Yani önümüzdeki yüzyıla bizi götürecek bir kurum olacak”. Eğer bu sözler doğruysa, Tonguç’un kafasında çok farklı bir üniversite sisteminin olduğu söylenebilir. Hatta Cırıtlı Mustafa Ekmekçi’ye, Tonguç’un şunları da eklediğini söyler: “Yalnız üniversiteler için değil, nasıl medreseler bir günde, bir gecede kapatıldıysa, bütün okullar, üniversite de dahil, bir gecede kapatılacak, onun yerine, Köy Enstitüleri örne­ğinde okullar, üniversiteler açılacak, biliyorum”.

Uygulamaya geçmese bile düşünsel planda bu ülkede farklı bir üniversite birikimi varmış. Şimdilik bunları yorumsuz olarak aktarayım, ileride başka bir yazıda tartışırız diyorum.

Reklam

Önceki Haberler

Kaymakamlığın Zeytinli Rock Festivali yasağı yargıdan döndü

Türkiye'nin en geniş katılımlı ve ilgi gören müzik festivallerinden Zeytinli Rock Festivali, 'orman yangınları' gerekçe…

21 Ağustos 2025 18:15

T24 muhabiri Can Öztürk emniyette ifade verdi

T24 muhabiri Can Öztürk, Prof. Dr. Ahmet Akın hakkındaki iddiaları haberleştirdiği gerekçesiyle “halkı yanıltıcı bilgi…

21 Ağustos 2025 18:12

Rezerv alan ilan edilen Topağacı Mahallesi’nde yurttaşlara polis arasında ‘kentsel dönüşüm’ gerginliği

Ümraniye'deki Topağacı Mahallesi'nde kentsel dönüşüm kapsamında başlatılan yıkım ve tahliye işlemlerine karşı mahalle sakinlerinin direnişi…

21 Ağustos 2025 17:52

Yurttaşın ekonomiye güveni düzelmiyor

Türkiye ekonomisi olumlu sinyaller vermezken geçim krizi yaşayan yurttaşın ekonomiye dair güveni de yükselmiyor. Tüketici…

21 Ağustos 2025 17:17

Tutuklanan İnan Güney: Haksızlığa alet olanlar insan içine çıkamayacak

Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, sosyal medya hesabı aracılığıyla halka seslendi. Kendisi gibi tutuklanan çalışma…

21 Ağustos 2025 17:03

Şaban Vatan tahliye edildi

11 yaşındaki Rabia Naz’ın şüpheli ölümü sonrası adalet arayan babası Şaban Vatan, eski AKP Giresun…

21 Ağustos 2025 16:41
Reklam