TTB'den 3. ay değerlendirmesi: Salgın sırlarla yönetiliyor
Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının görüldüğü 11 Mart tarihinin üzerinden geçen 3 ay vesilesiyle gelinen durumu değerlendiren TTB üyeleri, "Salgının kontrol altına alınabildiğine dönük bir kanıt yok" dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Covid-19 İzleme Kurulu ‘Türkiye’de İlk Hasta Duyurusundan Bugüne… Salgında Neredeyiz?’ başlığıyla, Covid-19 pandemisinin üç ayının değerlendirdi.
Basın toplantısında TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, pandeminin üçüncü ayı itibariyle Türkiye’de 5 bine yakın kişinin yaşamını yitirdiğini, yüzlerce kişinin yoğun bakımda olduğunu, her gün bine yakın pozitif vaka tespit edildiğini ve 43 sağlık çalışanının yaşamını yitirdiğini belirtti.
Sağlık Bakanlığı’nın sağlık çalışanlarının durumuna ilişkin sessizliğini koruduğuna dikkat çeken Adıyaman, “Salgın sırlarla yönetiliyor” dedi. Adıyaman, çalıştıkları ortam nedeniyle sağlık çalışanlarının toplumdan daha fazla risk taşımasına rağmen Covid-19’un halen işe bağlı hastalık olarak kabul edilmediğini hatırlattı.
Kamuoyunda yer alan ‘vakalar hafifledi’ yönündeki açıklamaların TTB olarak hayretle izlendiği belirtilen toplantıda, buna ilişkin bir kanıt olmadığı, var olan akademik çalışmaların bunun tam tersini ortaya koyduğu vurgulandı.
İşte TTB’nin açıklamasında öne çıkanlar:
-Türkiye nüfusa göre dünyanın en kalabalık 17’nci ülkesi. Pandeminin üçüncü ayı bittiğinde bütün dünyada Covid-19 doğrulanmış olgu sayısında 12’nci sırada, Covid-19 doğrulanmış ölüm sayısında ise 17’nci sırada.
-Türkiye, milyon kişi başına toplam doğrulanmış olgu sayısı bakımından komşu ülkelerle karşılaştırıldığında İran ile benzerlik gösteriyor, Bulgaristan ve Yunanistan’da ise toplam doğrulanmış olgu sayısının Türkiye’den daha az olduğu gözleniyor.
-Vaka sayısında dalgalanma sürüyor. Her gün testi pozitif çıkan bine yakın hastamız oluyor. PCR testi negatif olan ancak Covid-19 tedavisi alan kaç hasta var? Bilmiyoruz, çünkü açıklanmıyor.
-Türkiye’de salgın süreci yönetimi, katılımcılıktan ve veri paylaşımından uzak, epidemiyoloji biliminin salgın yönetiminde gereksinim duyduğu hiçbir veriyi ve analizi paylaşmayan, ne ölçüde kanıta dayalı yürütüldüğü belli olmayan bir biçimde ilerliyor.
-Salgının kontrol altına alınabildiğine dönük bir kanıt yok. Salgın eğrisinin tepe noktasına ulaştıktan sonra çıktığı hızla iniş göstermemesi ve özellikle 11 Mayıs’taki erken açılmanın ardından doğrulanmış olgu sayılarındaki kümelenmeler ve yurt çapında çok sayıda ilan edilen karantina uygulamaları salgının kontrol altında olduğunu söyleyebilmek için henüz erken olduğunu gösteriyor.
-11 Mayıs tarihinden bu yana AVM’ler başta olmak üzere kapanan bütün işyerleri hızla açılırken, “Çok başarılıyız” açıklamaları peş peşe geliyor, zaman zaman ikinci dalga ne zaman gelir tartışmaları yapılıyor. Ancak salgının en yıkıcı etkisini gösterdiği ilk dalgayı tam olarak bastırabilmiş değiliz. Üstelik bütün dünyada tedavide kullanılan ilaçlarla ilgili yaygın bir tartışma halen devam ediyor. Bunlar bilinmesine rağmen Türkiye’nin tedavideki başarısı bilimsel çalışmalara dayanmayan bir şekilde erkenden ilan edilebiliyor.