Yunan sahil güvenliğinde Bodrum açıklarında 2 kez taciz atışı
Seyir halinde olan Türk yatına Yunan sahil güvenliği Bodrum ve Datça açıklarında iki kez taciz ateşi açtı. Yatın kaptanı Türk sahil güvenliğine şikayette bulundu. Öte yandan, Yunanistan ve Türkiye birbirlerini sınırlarını ihlal etmekle suçlayarak karşılıklı nota verdi.
Yunan Sahil Güvenlik botlarının, Türk karasuları içerisinde bir Türk yatına taciz ateşinde bulunduğu ortaya çıktı. Yatın kaptanı Ferhat Koray (30), Datça Limanı’nda Sahil Güvenlik ekiplerine şikayette bulundu. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da yaşananlara tepki gösterdi.
Yunan Sahil Güvenlik botlarındaki askerler, geçen perşembe gecesi, Aydın’ın Didim ilçesinden Muğla’nın Fethiye ilçesindeki Göcek Limanı’na gitmek için yola çıkan Türk yatına taciz ateşi açtı.
Yunan Sahil Güvenlik botunun kendilerini önce havaya ateş ederek, ardından telsiz anonsu ile İstanköy (Kos) Adası Limanı’na girmeye zorladığını anlatan kaptan Ferhat Koray, “Havaya taciz ateşi açıp bizi Yunan sularına girmeye ve durmaya zorladılar. Oysa Türk karasularında seyrediyorduk. Plastik mermi kullandıklarını anladık. Olayı cep telefonu ile videoya çektik. Bodrum’a ve Datça’ya doğru yolumuza devam ettik. Datça’yı geçince, sabaha 06:00 sıralarında Sömbeki (Simi) Adası’ndan gelen Yunan Sahil Güvenlik botu tarafından havaya ateş edilerek ikinci kez tacize uğradık. Hep kendi sularımızda ve kıyılarımıza yakın seyrediyorduk” dedi.
Taciz ateşinin ardından Türk Sahil Güvenliği’ne bilgi verdiğini kaydeden Koray, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu esnada tekrar Türk Sahil Güvenliği’ne bilgi verdim. Ardından devamlı Sahil Güvenlik tarafından arandım. Halimi hatırımı, yaralı olup olmadığımı sordular. Teknede iki kişiydik. Datça Limanı’na girerek, Sahil Güvenliğe bilgi verdik. Tutanak tutuldu. Akabinde plastik mermilerden tekneye zarar gelip gelmediğini öğrenmek için yatta kontrol yapıldı.”
MİLLİ SAVUNMA BAKANI TEPKİ GÖSTERDİ
Öte yandan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ramazan Bayramı nedeniyle İskenderun’da Deniz Üs Komutanlığı ve Akdeniz Kalkanı Harekatı’nda görevli Barbaros Firkateyni’ni ziyaret etti.
Son dönemde Ege’de yaşanan bazı olaylara da değinen Bakan Akar, şöyle dedi:
“İyi komşuluk ilişkileri konusunda tüm girişimlerimize, anlayışımıza, sabrımıza rağmen son günlerde Ege’de yapılan tacizlerin izahı mümkün değildir. Bunlar çok ciddi tahriktir, provokasyondur. Bunun kendilerine hiçbir yararı yoktur. Bu konuda herkesin aklını başına toplamasının, iki tarafın da menfaatine olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Biz olayların diyalog ve karşılıklı anlayış çerçevesinde çözülmesi için bugüne kadar her türlü gayreti gösterdik, bundan sonra da aynı gayreti göstermeye devam edeceğiz.”
Bu dönemde Türkiye’ye karşı birçok risk ve tehdit olduğunu ifade eden Bakan Akar, “Bunlara karşı mücadele etmek bizim ana görevimiz. Dolayısıyla bayram, seyran demeden bize düşen görev neyse bunları bugüne kadar yaptık, yine aynı azim ve kararlılıkla yapmaya devam edeceğiz. Şu anda karada, denizde, havada olumlu-olumsuz tüm arazi ve hava koşullarında kendisine verilen görevi hukuk çerçevesinde şeffaf şekilde yapmaya çalışan tüm silahlı kuvvetler mensuplarına da hayırlı, başarılı görevler diliyorum” dedi.
KARŞILIKLI NOTA
Yunanistan ve Türkiye birbirlerini sınırlarını ihlal etmekle suçlayarak karşılıklı nota verdi. Atina bir grup Türk askerinin sınırdaki küçük bir bataklık bölgeyi “işgal ettiği” suçlamasıyla Türkiye’ye protesto notası verirken, Ankara da Yunanistan’a gönderdiği notada, Atina’yı bölgede arazi çalışmalarıyla kara sınırını ihlal etmekle suçladı.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, notada Ankara’dan bölgedeki bir grup Türk askerinin geri çekilmesini talep etti. Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos da, Türkiye’nin bu talebi reddetmesinden aşırı derecede kaygı duyduğunu belirtti.
Meriç Nehri’nin böldüğü sınırın hemen hemen ortasına yakın bir noktasında nehir Türkiye topraklarına girip geri çıkıyor ve burada küçük bir bataklık oluşturuyor.
Bölgede yaşayan bir Yunanlı, “Ferre Kupürü” olarak adlandırılan bu bölgenin kış aylarında nehir sularıyla dolduğu ve yaz aylarında da insan kaçakçılarınca Yunanistan’a mültecileri gizlice sokmada kullanıldığını savundu.
Athanasios Pemousis adlı bölge sakini, son günlerde bölgeye 35 civarında Türk askerinin yerleştiğini, çadır kurduklarını ve bir ağaca küçük bir Türk bayrağı astıklarını gördüğünü ileri sürdü. Pemousis, buranın bir bataklık olsa da Yunanistan toprağı olduğunu iddia etti.
Yunanistan Savunma Bakanı Panagiotopoulos, özellikle küçük bölgelerde artan gerilimlerin bir kaza yaşanması riskini de arttırdığı uyarısında bulundu.
Savunma uzmanları Amerika’nın Sesi’ne yaptıkları açıklamada, Türkiye’nin bölgeye asker gönderme kararının büyük olasılıkla Yunanistan’ın sınır çitini genişletme planlarından kaynaklandığını söyledi.
YUNANİSTAN’DAN SINIRI DEĞİŞTİRME GİRİŞİMİ İDDİASI
Türkiye de gelişmelerle ilgili olarak Yunanistan’a bir nota verdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Yunanistan 15 Nisan 2020 tarihinde Bakanlığımıza Türkiye-Yunanistan kara hududunun Ferre Kupürü bölgesinde tel çit inşa edeceğini duyurmuştur. Bakanlığımız ilgili kurumlarımızla gerekli koordinasyonu yaptıktan sonra 11 Mayıs 2020 tarihinde Yunanistan’a bir Nota vererek, kara hududumuzu ihlal etmemesini, bunun için inşaat alanının koordinatlarını paylaşmasını ve sınır komisyonunun toplanmasını talep etmiştir” dedi.
Aksoy açıklamasına şöyle devam etti:
“Yunanistan’a aynı zamanda ahdi hududumuzu teşkil eden Meriç Nehri yatağının, hududun belirlendiği tarih olan 1926’dan beri doğal ve yapay nedenlerle önemli ölçüde değiştiği, hududun bu bölgesinde iki ülke arasında mutabık kalınmış hassas koordinatların mevcut olmadığı, bu nedenle iki ülke heyetleri arasında teknik koordinasyon yapılmadan çalışmalara başlanmaması gerektiği bildirilmiştir.
Bu uyarılarımıza ve işbirliği önerilerimize rağmen Yunanistan 13 Mayıs 2020 tarihinde arazi tesviye çalışmalarına başlamış ve ahdi kara hududumuzu ihlal etmiştir. Bu ihlal ilgili makamlarımız tarafından gerekli tedbirler alınarak anında önlenmiştir.
İki ülkenin teknik heyetleri arasında yapılmasını teklif ettiğimiz görüşmeler gerçekleştirildiği takdirde sorun aşılabilecektir.
Sınırlarımızda bir oldu-bittiye hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecektir.”