Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş arasında Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri 13 Ekim’de başladı. Şimdiye kadar iki görüşme gerçekleştiren sendikalar, idari maddeler üzerinde durdu. 10 Aralık’a kadar sürecek olan görüşmelerden bir sonuç çıkmazsa arabulucu dönemi başlayacak. Anlaşma olmaması halinde işçiler greve çıkacak.
Sendikalar, 250’ye yakın fabrika ve işletmede çalışan toplam 150 bine yakın işçiyi ilgilendiren sözleşmeye dair taleplerini açıkladı. Türk Metal Sendikası, ilk 6 ay yüzde 27, ikinci 6 ay enflasyon oranında, üçüncü 6 ay enflasyon artı 1 lira, dördüncü 6 ay ise enflasyon oranında zam önerdi.
Birleşik Metal-İş Sendikası, ilk defa işe girecek bir metal işçisinin ücretinin asgari ücretin yüzde 10 oranında artırılmasını, saat ücreti 20 TL’nin altında kalan işçilerin saat ücretlerine 20 TL’yi geçmemek üzere 0.70 kuruş iyileştirme yapılmasını ve bu iyileştirmeden sonra ilk 6 aylık dönem için öncelikle tüm ücretlerin yüzde 9 artırılmasını, ardından da saat ücretlerine 4.60 TL zam yapılmasını talep etti. Bunun yanı sıra ilk 6 ay için toplam zam teklifi yüzde 30.89, diğer aylarda ise enflasyon artı 3-4 puan olarak zam istedi.
Özçelik-İş Sendikası, birinci 6 ay yüzde 28, ikinci 6 ay enflasyon artı 1 puan, üçüncü 6 ay enflasyon artı 1 lira, dördüncü 6 ay için enflasyon artı 1 puan oranında zam talep etti.
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın TİS uzmanı İrfan Kaygısız, görüşmeler öncesi açıkladıkları TİS taleplerine dair Mezopotamya Ajansı’ndan Kadir Güney’e anlattı.
Sözleşmenin 11 bin civarında üyelerini ilgilendirdiğini aktaran Kaygısız, sözleşmeyle işçilerin 2 yıllık ekonomik ve sosyal haklarının belirleneceğine dikkati çekti. Kaygısız, MESS ile yapılan görüşme sürecine değinerek, “Henüz işin başlangıç döneminde sayılırız. Bu görüşmelerde idari maddeler konuşuluyor, para ve parayı ilgilendiren maddeler ise 60’ıncı günün sonuna doğru konuşuluyor. MESS ile yapılan görüşmeler genellikle 60 günün sonunda başlayan uyuşmazlık döneminde de sürüyor. MESS asgari ücret zammını gördükten sonra Ocak gibi yeni bir tartışma başlatıyor. Ocak ayında esas tartışmalar yapılıyor, Şubat başı gibi bir imzalama söz konusu oluyor” dedi.
Kaygısız, sendikaların tekliflerinde çok sayıda maddenin yer aldığını ve işçilerin ilgilendiren en önemli maddenin “ücret zammı” olduğuna söyledi. Kaygısız, 2 yıl içinde 4 zam dönemi olduğuna işaret ederek, “İlk dönem için ücret zammını yüzde 30.89 olarak önerdik. Aslında önce saat ücreti düşük olan işçilerin maaşlarının yükseltilmesini, sonrasında ise bir zammın yapılmasını istiyoruz. Diğer dönemler için ise enflasyon iyileştirmesi yaparak zam teklifinde bulunduk” diye kaydetti.
Sosyal haklar için yapılan yıllık artışlara değinen Kaygısız, sendikalarının bu noktada yüzde 45 oranında bir artış talep ettiğini belirtti. Kaygısız, bir diğer önemli taleplerinin vergi dilimi konusunda olduğunu kaydetti. Kaygısız, “Bütün ücretliler vergiden çok olumsuz etkileniyor. Çoğu zaman aldıkları zammın bir bölümü vergi diliminin değişmesi nedeniyle ellerine geçmiyor ya da küçük bir bölümü ellerine geçiyor. Diğeri ise devlete vergi olarak gidiyor. Bu nedenle biz yüzde 15’i aşan vergi diliminin işveren tarafından ödenmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Kaygısız, diğer sendikaların zam oranı taleplerinin önemli olduğunu ancak zam yönteminin daha da önemli olduğunu vurguladı. Kaygısız, şunları söyledi: “İşverenlerden bir para istiyorsun ama paranın nasıl istendiği ve işçilere nasıl dağıtılacağı önemli. Diğer sendikalar yüzde olarak istedi. Yüzde olarak isterseniz daha çok yüksek ücretlilerin işine gelir. Metal iş koluna baktığımızda işçilerin 3’te 2’si ortalama ücretin altında zam alıyor. Bu grubun da parasal ve oransal olarak zamdan daha fazla yararlanacağı yöntemi bulmak gerekiyor. Bu yüzden bizim zam isteme yöntemimiz yüzdeli artı seyyanen oldu. Buna göre bir kısmı herkes aynı parayı alacak. Bir kısım ise yüzdeli zam olacak.”
Görüşmelerde halen zam maddelerine gelmedikleri için işverenin bu konudaki tutumunu bilmediklerini dile getiren Kaygısız, şöyle devam etti: “İşverenin genel yaklaşımı rekabetçiliği korumak üzerine oluyor. Bu da işçi maliyetlerini azaltmak anlamına geliyor. Oysa toplam giderler içinde özellikle de ana sanayide işçi maliyetlerinin payı çok düşük. İşçi maliyetinin yüzde 3’ten yüzde 4’e çıkması işveren açısından büyük bir maliyet değil, ama işçiler açısından önemli bir gelir. Rekabetse; İşverenler o rekabeti sağlayacak başka yöntemler bulmak zorunda.”
'Cumhurbaşkanına hakaretten' yargılanan Dilruba Kayserilioğlu hakkında 11 ay 20 gün ceza verildi. Hükmün açıklanması geri…
Tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasına gerekçe olarak sanatçı Rojda Şenses'in Esenyurt'ta konser vermesi…
İzmir Büyükşehir Belediyesi, kent içi toplu ulaşıma zam yaptı. 7 Kasım Perşembe gününden itibaren geçerli…
Datça Eğitim Hakkı Platformu, Datça’da öğretmenlerin sürgün edilmesine karşı toplanan bin 800 imzayı yapılan açıklama…
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasının ardından belediyeye kayyum atanmasıyla birlikte CHP Genel Başkanı Özgür…
Yılmaz Güney’in 19 yaşında kaleme aldığı “Hıltan” isimli öykü ortaya çıktı.