15 Temmuz'un 'kayıp' silahları uyuşturucu operasyonlarında ismi geçen kişilere verilmiş
Gazeteci Erk Acarer, Sedat Peker'in açıklamalarıyla gündeme gelen kirli ilişkiler ağının Ankara ayağında ne olup bittiğine dair önemli bilgiler açıkladı.
Gazeteci Erk Acarer, Süleyman Soylu’nun “15 Temmuz 2016’dan beri 30 suç örgütü çökerttik” açıklamasının ardından Ankara’da AKP ve MHP ile yakın olan birkaç ismin kirli ilişkilerine değindi.
Artı Gerçek’teki habere göre, ARTI TV’de ekrana gelen “Haber Peşinde” programında Sedat Peker’in açıklamalarıyla gündeme gelen kirli ilişkiler ağının Ankara ayağında ne olup bittiğine dair bir örnek verdi. Acarer, 15 Temmuz gecesi ellerinde silahlarla yan yana poz veren üç isim üzerinden giderek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “15 Temmuz 2016’dan beri 30 ulusal suç örgütünü çökerttik” açıklamasına “Ankara bu operasyonlardan muaf mı? Yoksa İstanbul gibi bu il de başka bir bakana mı devredildi?” diye sordu.
“Mesele, kayıp silahlardan başlıyor” diyen Acarer, şöyle devam etti:
“Valilik doğrulamıştı bu meseleyi. 30 Temmuz 2016’da bu kayıp silahlar meselesi çok konuşuluyordu ama belgelendi. Nasıl belgelendi? Ankara Çubuk’taki bir cinayet dosyası iddianamesinde Mustafa Maraş isimli yurttaş, ‘Tabancayı 15 Temmuz darbe gecesi, Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde dağıtmışlardı. Oradan almıştım. Cinayeti bu şekilde işledim’ dedi. Bu cebimizde kalsın.
“O silahlar kimlerin elinde? Darbe gecesi Ankara burası. Ellerinde otomatik silahlar, TRT önü ve çok rahatlar. O silahlar dağıtılmış, alınmış. Aslında bu kişilerin Ankara’yı da ele geçiren kişiler olduğunu göreceğiz. Kullanılmışlar, saldırılarda olduğu gibi, aynı Sedat Peker meselesinde olduğu gibi. Fakat bir süre sonra suçları görmezden gelinmiş. Devlet içindeki küçük kliklerden söz etmek mümkün burada.
“Bu şahıslar kim? Bu şahısların biz 2018 yılında bir dosyada isimlerini görüyoruz. Bu dosyadaki kişilerin gözaltına alınıp, aynı IŞİD operasyonlarında olduğu gibi, serbest bırakıldıklarını, bazılarının da firari olduklarını görüyoruz. Çok konuşulan isimler bunlar. ‘Ankara abileri’ olarak geçiyor. Ayhan Bora Kaplan; uyuşturucu dosyalarında adı geçiyor. Bunların hepsi bir yan yanalar; hem darbe gecesi görüyoruz hem de başka icraatlarda görüyoruz. İsmail Altınok’u görüyoruz; AKP-MHP ilişkileriyle öne çıkıyor. Ve Levent Çiçek ismini görüyoruz, önemli bir isim; Soylu’dan Yıldırım’a, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a kadar çok geniş bir arşivi var. Biz buna Süleyman Soylu’dan ve Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin’den alışığız.
“Ayhan Bora Kaplan: Parasının kaynağı belli değil, şatafatı bir yaşamı var. Kimi iddialar bu ilişkilerin Ankara’da eski belediye başkanı Melih Gökçek’e kadar uzandığını söylüyor. Birçok şaibeden adı geçiyor. Ölçüsüz para harcadığını görüyoruz ve diğer isimlerle iç içe.
“İlişiklerin nereye uzandığına bakalım. Buna da İsmail Altınok üzerinden bakalım. Sık sık hatırlatma yapacağım o kayıp silahlardan yola çıkarak. Kimsenin eline kayıp silahlar öyle boşluktan bir anda gelmiyor. 2018’de organize suçların da işin içine girdiği uyuşturucu suçlamalarında eski futbolcu Tanju Çolak’ın da aralarında olduğu çok sayıda gözaltı yapılmış. Bu arkadaş da gözaltılar içerisindeydi, daha sonra serbest bırakıldı. Darbede silahlarla poz vermişti, polislerle nöbet tuttuklarını aktarmıştı.
“Yavaş yavaş Süleyman Soylu’ya geliyoruz. Nereden geliyoruz? Diyor ki, ‘Mücadele büyük’. TRT’deki programda bunu gördük. 15.07.2016’dan günümüze dek 41 operasyonda 30 ulusal suç örgütü çökertilmiş’ diyor. Peki, şunu soralım: Ankara’da derin ilişkilere dikkat çekilirken, başkent bu operasyonlardan muaf mı? Muaf değilse, bu kişiler muaf mı?
“Yoksa İstanbul gibi Ankara’yı da belli kişiler mi yönetti? Süleyman Soylu, Sedat Peker’in söylediği gibi, damat bakan olayındaki gibi geride mi durdu? Operasyonlar bu şahısları içine almamış, burada görüyoruz.
“Bu operasyonların bu kişilere ulaşmama nedeni, acaba bu mu? Ya da suçlara pozitif ayrım mı yapılıyor? Aynı operasyonda serbest kalan isim, Levent Çiçek. Osmanlı Ocakları’yla kavgalı bir şekilde ayrıldılar, ama ‘kankaları’ aynı.
“Bakan Soylu’ya fotoğraf çektirmiş, hemen arkasında. Sadık Soylu, ‘Babamız vefat etti’ demiş, bu arkadaş hemen retweetlemiş. Son Başbakan Yıldırım’ın yanında. Hakan Fidan’ın arka tarafında. Kayıp silahlar, verilen silahlar, dağıtılan silahlar, suçlar, isimler dosyada ama her zamanki arşiv görüntüleri. Bu suçlular kim tarafından korunuyor?”