Reklam
Kategoriler: Hafıza-i Beşer

3 Haziran 1963: Komünist şair Nazım Hikmet hayata gözlerini yumdu

Reklam

Komünist şair Nazım Hikmet, 3 Haziran 1963 günü Moskova’da karşı kıyıdan vatanına hasretle seslenerek geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti…

Büyük şair Nazım Hikmet, memleketi, büyük insanlığı, açlık ordusunu en saf biçimiyle anlattığı şiirleriyle kavgaya omuz verdi.

Nazım Hikmet, Selanik’te 20 Kasım 1901’de dünyaya geldi. Ailesi 40 gün için bir yaş büyük görünmesin diye doğum tarihini nüfus kütüğüne 15 Ocak 1902 olarak kaydettirdi.

Nazım Hikmet’in babası Hikmet Bey, bugünkü Galatarasay Lisesi o dönemdeki adıyla Mekteb-i Sultani’den mezun oldu. Önce ticaret yaptı, daha sonra da Dışişleri’nde çalışmaya başladı. Annesi Celile Hanım ise eğitimci Enver Paşa’nın kızı idi. Celile Hanım piyano çalar, Fransızca bilir ve resim yapardı.

Nazım Hikmet, önceleri adını taşıdığı dedesi Nazım Bey’in etkisiyle şiir yazmaya başladı. 1919 yılında Heybeliada Bahriye Mektebi’ni bitirdi. Hamidiye Kruvazörü’nde görev yaparken sağlık sorunları nedeniyle askerlikten ayrıldı. Bu arada ilk şiirleri de yayınlanmaya başlamıştı.

1921 başlarında Kurtuluş Savaşı’na katılmak için Anadolu’ya geçen Nazım Hikmet, Bolu’da öğretmen olarak görev yaptı.

Daha sonra Batum üzerinden Moskova’ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’ne (KUTV) kayıt oldu. Burada siyasal bilimler ve iktisat okudu. 1924’te memleketine dönse de; yayınlanan yazı ve şiirleri yüzünden on beş yıl hapsi istenince yeniden Sovyetler Birliği’ne döndü.

1928 Af Kanunu’ndan yararlanıp tekrar Türkiye’ye döndükten sonra Resimli Ay Dergisi’nde çalışmaya başladı.

1932’de yeniden dört yıl hapse mahkûm oldu, bu kez de Onuncu Yıl Affı’ndan yararlandı. Gazetecilik yaptı, film stüdyolarında çalıştı. 1938’de orduyu ve donanmayı isyana teşvik ettiği iddiasıyla 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yattı. 1950’de özgürlüğüne kavuştuysa da sürekli olarak izlenmekten kurtulamadı; kitaplarını yayınlatma, oyunlarını oynatma olanağı bulamadı.

Dünyaca ünlü komünist şair Nâzım Hikmet, 25 Temmuz 1951’de, Demokrat Parti hükümeti tarafından Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye vatandaşlığından çıkarıldı.

3 Haziran 1963’te bir kalp krizi sonucu yaşama veda etti. Moskova’da Novodeviçye Mezarlığı’nda toprağa verildi.

23 Sentlik Asker’den Açlık Ordusu’na, Benerci’den Beyazıt Meydanı’na, Afrika’dan Moskova’ya, Küba’ya, memleketimize, çocuklarımıza, Piraye’mize, Galip Usta’mıza, mücadelemize, partimize uzanan koskoca bir köprüdür Nazım Hikmet…

Bizler hep umutla, yoldaşça hatırlayacağız komünist şairimizi; unutmayacağız, unutturmayacağız…

Büyük ustayı ölümünün 58. yılında saygıyla anarken; kendi kaleminden otobiyografisini yayımlıyoruz;

OTOBİYOGRAFİ

1902’de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova’da komünist Üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim
kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin
hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık grevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
otuzumda asılmamı istediler
kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metre kare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatta uçtum Pırağ’dan Havana’ya
Lenin’i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924’de
961’de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır
partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında da ezilmedim
951’de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52’de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü
sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim Şarlo’ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımın
içtim ama akşamcı olmadım
hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söyledim
bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim

çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21’den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falıma baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye’mde Türkçemle yasak
kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filân olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün Berlin’de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir.

(11 Eylül 1961/Doğu Berlin)

Reklam

Önceki Haberler

İşçi Filmleri Festivali’nde sansür: ‘Kanun Hükmü’ belgeseline yine yasak getirildi

19.Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin Ankara programında açılış filmi olarak belirlenen Yönetmen Nejla Demirci’nin yönetmenliğini yaptığı…

3 Mayıs 2024 17:04

Gazeteci Barış Terkoğlu’na hapis cezası

Cumhuriyet yazarı gazeteci Barış Terkoğlu, Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’in şikayeti üzerine, 'terörlede mücadele görev…

3 Mayıs 2024 16:02

Can Atalay’ın odasına İyi Parti’li vekil yerleşti

TİP'li Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldüğü için yerleşemediği odası boşaltıldı. Boşaltılan odaya İYİ Partili Erhan Usta…

3 Mayıs 2024 14:21

Erdoğan’ın bir günlük koruma maliyeti 6,7 milyon TL’ye ulaştı

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koruma ordusu için yılın ilk üç ayında 616 milyon TL harcanarak bir…

3 Mayıs 2024 14:03

Laiklik Meclisi yurttaşları 30 Haziran’da İstanbul’daki büyük ‘Laiklik Yürüyüşü’ne çağırıyor

Laiklik Meclisi geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği olağanüstü toplantı sonrasında 30 Haziran'da bir Laiklik Yürüyüşü düzenleme kararı…

3 Mayıs 2024 13:15

Bahçeli 1 Mayıs kutlamalarını hedef aldı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hukuksuzca engellenen 1 Mayıs kutlamaları ve kolluk kuvvetleri ile yurttaşlar…

3 Mayıs 2024 13:06
Reklam