AKP Sözcüsü Çelik: Merkez Bankası rezervleriyle ilgili gizli saklı işlem yok
Çelik, "Merkez Bankası rezervleri açısından soracak bir şeyiniz varsa verecek cevabımız var. Aile değerlerini saldıran bir siyasi tutum geliştiriyorlar. Herkesin aile değerleriyle uğraştığı bir siyasi ortamın ne kadar ahlak dışı olacağını herkes görsün. Bunlar doğru yaklaşımlar değil" ifadelerini kullandı.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP’li Cumhurbaşkanı Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a ilişkin muhalefetten gelen eleştirilere yanıt verirken, “Merkez Bankası rezervleri açısından soracak bir şeyiniz varsa verecek cevabımız var. Aile değerlerini saldıran bir siyasi tutum geliştiriyorlar. Herkesin aile değerleriyle uğraştığı bir siyasi ortamın ne kadar ahlak dışı olacağını herkes görsün. Bunlar doğru yaklaşımlar değil” ifadelerini kullandı.
Çelik, AKP MYK’nın ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “3 milyon 600 bin Suriyeliye 40 milyar dolar para harcadınız. Bu para esnafa, çiftçiye, sanayiciye harcansaydı ne olurdu? Ülke âbad olurdu” sözlerine tepki gösterirken, “Esnafımız Türkiye’deki demokrasinin, orta sınıfın bel kemiğidir. Kuşkusuz AK Parti ile esnafımız arasında sağlam bir bağ vardır. Maalesef bugün sayın Kılıçdaroğlu grup konuşmasında Suriyeliler için harcadığınız parayı şu toplum kesimi için harcasaydınız dedi. Biz bu lafları genelde Avrupa’nın aşırı sağından duyuyoruz” şeklinde konuştu.
Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:
“Bugün grup toplantıları vardı. Sayın Kılıçdaroğlu’nu daha önce uyarmıştık. Esnafa, öğretmene ve diğer kesimlere karşı ayrıştırıcı dil kullanmaması konusunda. ‘Oy verirseniz iki elim yakanızda’ diye bir söz kullanmıştı. Bu şekilde ifadelerin, öğretmenleri, esnafı hedef gösteren ifadelerin bu kadar kolaylıkla kullanılması son derece şaşırtıcı. Demek ki bilinçli bir politika. Esnafımız Türkiye’deki demokrasinin, orta sınıfın bel kemiğidir.
Esnafımız bir siyasi bilinç unsuru, siyasi duruş unsuru olarak Türk demokrasisin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Demokrasinin ana kolonlarından, taşıyıcılarından bir tanesi esnafımız. Kuşkusuz her meselesiyle ilgileniyoruz, verdiğimiz destekleri sürdürmeye devam ediyoruz. Kuşkusuz AK Parti ile esnafımız arasında sağlam bir bağ vardır.
Biz hep dünyaya karşı şununla övündük, biz zulümden kaçan insanları ülkemizde misafir ettik. Bu bize atalarımızdan kalan mirastır. Devletimizin köklerinde en önemli ifadelerden bir tanesinin burasının tüm mazlumların sığınağı gibi bir ifadeyle adlandırılmasını her zaman gururla söylüyoruz.
Ölümden kaçan insanlar, Suriye, Irak’ta öldürülme tehlikesiyle karşı karşıya kalan insanlar ülkemize sığındılar. Bu büyük millet ölümden kaçan insanlara sahip çıktı. Biz Avrupa’da bu politikamızı anlatırken, Türkiye’de ırkçılık yapan, bu durumu istismar eden bir muhalefet partisi yoktur. Zaman zaman bazı isimler ‘Suriyelileri niye alıyorsunuz, yardımda bulunuyorsunuz’ gibisinden. Türkiye sınırlarını açmasaydı bu insanların hepsi öldürülecekti.
Sonuçta bu insanları ölümden kurtardık. Nasıl geçmişte bizden öncekilerin engizisyondan kaçan Yahudileri, başka yerlerinden kaçan insanları koruma unsuruysak bu geleneği devam ettirdiğimizi gösteriyoruz. Maalesef bugün sayın Kılıçdaroğlu grup konuşmasında Suriyeliler için harcadığınız parayı şu toplum kesimi için harcasaydınız dedi. Biz bu lafları genelde Avrupa’nın aşırı sağından duyuyoruz.
Geçmişte sosyal demokrat olma arayışlarını bir şekilde iyi arayışlar olarak düşünüyorduk. Bugün Avrupa aşırı sağının diliyle aynı dili konuşan bir tutum içerisine giriyor sayın Kılıçdaroğlu. Bu insanları ölümden kurtarmak, geçmişte olduğu gibi insan haysiyetine, şerefine uygun olmayan yaşam koşullarından kurtarmak için yapılmıştır. Fransa’nın kuzeyinde göçmen kampında insanlar o halde bırakılıyor ki, insanlar donmamak için elbiselerini yakarak yaşamayı sürdürüyorlar. Bu bizim devletimize, milletimize yakışmaz.
Yunan adalarından göçmenler nasıl gayri insani yaşam koşullarına mahkum ediliyorlar. Yunan sahil güvenliği onların botlarını şişleyerek ölüme terk ediyor. Bizim tarihimizde, bugünkü politikamızda böyle bir şey yok. Bu insanlara kucak açılmasaydı, zulümle mi karşılaşsaydılar? Milletimizin tarihine, değerlerine yakışır, siyasi tutumumuza yakışır şekilde burada muhafaza edilmişlerdir. Bu bütün dünyanın vicdanını tek başına Türkiye yüklenmiştir.
Avrupa’daki aşırı sağ bu insanlara karşı kışkırtmada bulunan dilin kullanılması bir genel başkan tarafından kullanılması ilk defa oldu. Bu sağlıklı bir yaklaşım değil. Bunun sonu ırkçılığa varır. Bunun sonu çeşitli şekilde nefret politikaları üretmeye varır. Bu zehirleyici dilin etkisinin Avrupa demokrasilerini nasıl istikrarsızlaştırdığını çok yakın bir şekilde görüyoruz.
Bu hassasiyetin korunması gerekiyor. Hepimiz bu konuda elele verirsek, bu politikaları dünyaya anlatmakta daha güçlü hale geliriz. Bugünkü grup konuşmasında sayın Kılıçdaroğlu, sürekli söylüyoruz siyasi eleştiri getirin, ama onlar yine aynı şeye devam ediyorlar. Maalesef aile değerleri üzerinden siyaset yapmaya devam ediyorlar. Eski Hazine Bakanı Berat Albayrak’tan bahsederken aile ilişkileri üzerinden sürdürmeye devam ettirdiğiniz zaman gayriahlaki bir iş yapıyorsunuz. Merkez Bankası rezervleri açısından soracak bir şeyiniz varsa verecek cevabımız var. Aile değerlerini saldıran bir siyasi tutum geliştiriyorlar.
Siyasi hayatta hiç olmayan bir şeyi yapıyorlar. Politik tartışma yerine meselenin içerisine aileyi karıştırıyorlar. Bu son derece saygısız, ahlaki olmayan bir yaklaşımdır. Allah’tan bir tek bunlar yapıyorlar. Yoksa bu kötü örnek Türk siyasi hayatına bulaşsa son derece vahim ve içinden çıkılmaz bir yol açar. Herkesin aile değerleriyle uğraştığı bir siyasi ortamın ne kadar ahlak dışı olacağını herkes görsün. Bunlar doğru yaklaşımlar değil.”