AKP Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının gündemine ilişkin olarak açıklamalarda bulundu. Çelik, “Açık ve net şekilde söylüyorum; valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına “militan” diyenler faşistlerin ta kendileridir. Nazi ağzı ile konuşmayı bırakmalılar.” dedi.
Çelik CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İçişleri Bakanlığı bir yazı yazıyor bütün valiliklere, hepiniz dava açın diyor. Dava açmazsanız namertsiniz. Hepiniz militansınız. Hepiniz yolsuzluğun, ahlaksızlığın militanısınız.” sözlerine; “Açık ve net şekilde söylüyorum; valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına “militan” diyenler faşistlerin ta kendileridir. Nazi ağzı ile konuşmayı bırakmalılar.” diye yanıt verdi.
Çelik’in konuşmasından satır başları şöyle:
“Türk devlet ve siyaset hayatında görülmeyen bir yıkım siyasetiyle karşı karşıyayız. İlk defa bir siyasi partinin meşruiyet çizgilerinin dışına çıktığını görüyoruz. CHP’nin dilinin yıkım siyaseti olduğunu daha önce ifade ettim. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından anlıyoruz ki, nefret ve husumet siyaseti Kılıçdaroğlu tarafından bir yazılım haline getirilmiştir.
Bu yazılım nefreti arttırmak şeklinde tavır ortaya çıkıyor. Geçmişte CHP’nin önde gelen siyasileri, saygın isimler. Dünyaya bütünleşmiş bir sosyal demokrat partinin nasıl olması konusunda çok şey yazdılar, çok şey söylediler. Bunun teorisini oluşturdular, pratiğiyle ilgili çalışma atölyeleri oluşturdular.”
“Bu birikimin yeni parti yönetimi tamamen berhava edildiğini görüyoruz. CHP’nin motivasyonu tamamen yok olmuştur. Avrupa’daki aşırı sağcıların liginde bir CHP söylemiyle karşı karşıyayız. Şüphesiz CHP’ye destek veren vatandaşlarımız açısından da büyük bir haksızlıktır. Bugün sayın Kılıçdaroğlu çok kötü bir grup konuşması yaptı. Tamamen dağınık bir zihinle, nefret, husumet siyasetini mümkün olduğu kadar üretmek, Avrupa’daki sosyal demokrat partiler liginden aşırı sağcı liginin en üst sıralarına yerleşmek gibi bir siyasi tutum üretmiştir.
Kılıçdaroğlu döneminde Avrupa’nın aşırı sağcı ve ırkçılarıyla bir siyasi dil kullanımını kayıtlara geçirmek gerekiyor. Diyor ki ‘AK Parti ne yapmak istedi de engel olduk?’. AK Parti ne yapmak istediyse karşımızda oldunuz. Sizin milletvekillerinizden bir tanesi ‘Türkiye’de ordu kağıttan kaplanmış, darbe bile yapamıyor’ dediğinde hepiniz sessiz kaldınız. AK Parti’yi kapatma girişimleri söz konusu olduğunda yine sessiz kaldınız. Ne zaman iyi bir şey gerçekleştirsek jüristokrasi ve askeri vesayet üzerinden bir şey yapamadığınızda Anayasa Mahkemesi’ne indirgeyen bir tutum sergilediniz.
Siz milletin kazanımlarını hedef alan, büyük demokrasi mücadelesini hedef alan bir tutum içerisine giriyorsunuz. 15 Temmuz darbe girişimine karşı yapılan direnişi itibarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz. Sürekli olarak militarizm peşinde koşuyorsunuz ondan sonra da utanmadan bize militan diyorsunuz. Bunlar sizin kendi tarihinizde gerçekleştirilmiş şeyler. Türkiye’deki vali ve kaymakamlarımıza militan diyerek büyük skandala imza attı sayın Kılıçdaroğlu. Osmanlı’dan bugüne kadar son derece köklü bir idare geleneği oluşmuştur. Valiler, kaymakamlar, yargı mensupları ellerinden gelen en iyisini milletin emrinde olmak anlayışıyla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bazı faaliyetleri beğenmediğiniz zaman eleştiri getirebilirsiniz.”
“Çok net söylemek isterim, bu eğer tekrarlanmasaydı bu cümleleri kurmaya gerek kalmayacaktı. Valilere, kaymakamlara, yargı mensuplarına militan diyenler faşistin ta kendisidir. Şehit kaymakamlarımız, yargı mensuplarımız var, insan biraz bundan utanır. Yargı mensuplarını tehdit edip, baskı kurmaya çalışıyorsunuz. Gelin bize eleştiri getirin. Size cevap veremeyecek durumundaki vali, kaymakam, askerlere bunu söyleme sebeplerini biliyoruz. Biz siyasi tomografisinde, MR’ında neler var biliyoruz. Kendiniz iktidar değilsiniz, mülki idareyi baskı almaya çalışıyorsunuz.
Askerin içerisinde fitne çıkarmaya çalışıyorsunuz. Milli iradeye, TBMM’ye bağlı bir ordudan rahatsız olduğunuz için. Terörle mücadele eden bir ordudan rahatsız olduğunuz için bunu yapıyorsunuz. Sağduyulu CHP’de siyaset yapan arkadaşlarımızın, devlete, millete bağlılıklarına şahidim. O arkadaşlarımızın şunu düşünmesi gerekiyor. ‘Biz devleti kuran partiyiz’ derler, şimdi devlete saldıran bir parti haline gelinmesinde bu CHP’li arkadaşlarımızın çok iyi düşünmesi gerekiyor.
CHP içerisinde, CHP’ye emek vermiş, demokrat arkadaşlarımızın iyi düşünmesi gerekiyor. Bu gerçi anlayış sona ermiştir. Ne yaparsanız yapın bu gerici anlayış geri gelmeyecektir. Yeniden kaos çıkarmayı çalışan, parçalı siyaset oluşturduğunuzu net bir şekilde görüyoruz. Sizin sağ elinize militarizmi, sol elinize jüristokrasiyi almış tavrınız bir daha geri gelmeyecektir. Bize militan diyenlere aynaya baktıklarında görecekleri tek şeyin faşist ve Nazi anlayışla konuştuklarını göreceklerini bir kez daha söylemek isterim.
Cumhurbaşkanımıza karşı kullanılan dilin Avrupa’daki faşistlerin diliyle aynı olduğudur. Fransa’nın faşisti Le Pen’in diliyle aynı olduğu, Almanya Nazi bağlantılı partiyle aynı olduğunu görebiliriz. Bu topraklara ait bir siyaset değil. Türkiye’nin demokratik kazanımlarına düşman bir dili sürekli olarak yeniden üretmeye çalışıyorlar. Namertlik, mertlik tartışması ne kadar ayıp bir şey! Namertlik, mertlik nedir 15 Temmuz gecesi gördük. Cumhurbaşkanımız ölümü göze alırken kimlerin sokağa çıkmaktan bile çekindiğini açık ve net şekilde gördük. Herkesin kendine bakıp ona göre mert ve namert tartışması açmaları lazım.”
Demokratik bir sistemde en sert eleştiriyi yapın, biz buna cevap veririz. Biz siyasi kavgadan çekinmeyiz. Ama yıkım müteahhitliği yaptığınız zaman, nefret suçu ürettiğiniz zaman buna cevap vermek durumunda kalıyoruz. Hiç kimsenin mülki amirleri, yargı, askeriyeyi yönlendireceğini düşünmemesi lazımdır. Eleştireceğiniz bir şey varsa bize söyleyin, biz de size cevabını verelim.
Ne istiyorsunuz? Sizin militanınız olduğu zaman iyi vali, iyi kaymakam oluyorlar. Milletin emrinde çalışınca siz onlara militan diyorsunuz. Bizim bütün ömrümüz bu dille mücadeleyle geçti. Bazı yerlerdeki vali ve kaymakamların 1 günlük emeğini sayın Kılıçdaroğlu 6 ayda gerçekleştiremez. Mülki idare mensupları ve geleneğimizle gurur duyuyoruz.
Valilerimiz, kaymakamlarımız devlet adamlarıdır. Devlet hayatına, devlet çarkının dönmesine herhangi bir şekilde çomak sokulmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu sözleri söylerken aynaya baktıklarını hiçbir zaman unutmasın diyoruz.”
ABD’nin yeni başkanı Joe Biden ve yönetimi hakkında konuşan Çelik şöyle konuştu:
“ABD’nin yeni yönetimi göreve başladı. Temaslarımız sürüyor. 6 Ocak’taki krizden sonra yeni yönetimin pürüzsüz şekilde işbaşına gelmesi memnuniyet verici. Senato baskının ideolojik kimliği analiz edildiği zaman İslam düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, beyaz olmayanlara düşmanlığının kurumsallaşmış olduğunu görüyoruz. Yeni başkanın bu tehdidin farkında olarak göreve başlaması son derece önemlidir.
Bu dönemde üzüntü verici birkaç şey duyduk. Türkiye’deki Amerikan karşıtlığı sebebinin AK Parti olduğuna dair bazı açıklamalar geldi. Bu değerlendirmeler yanlıştır. Türkiye’de anti Amerikanizm söz konusu değildir. Vatandaşımızın tepki gösterdiği konuları Amerikan bürokratlarının iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu olan kişinin ABD’de rahat bir şekilde yaşıyor olmasına vatandaşlarımızın tepkisinden daha normal bir şey yoktur.
Terör saldırıları düzenleyenlerin PKK/PYD/YPG’nin ABD tarafından açık şekilde desteklenmesi tabii ki milletimizin tepkisine yol açmaktadır. Patriotları satın almak istediğimize rağmen verilmediği için S-400 savunma sistemlerini aldık. Sonra bize yaptırımlar uygulandı. Çifte standarttan uzak durduklarını söylemek mümkün değildir. Hasım ülke olarak gördükleri Rusya ve Çin’den silah alanlara F-35 satmada bir mazur görmüyorlar ama Türkiye’ye satmıyorlar.
İlkeli bir müttefiklik ilişkisine yaslandığımız zaman çözemediğimiz sorun olmadığını bir kez daha ifade ediyoruz. Biz sahada hak ve menfaatleri korumakta güçlü bir devletiz aynı zamanda masada da güçlü bir devletiz.”
“Bunlar provokatif eylemlerdir. Herkes müsterih olsun. Türkiye Cumhuriyeti’nde ikinci sınıf vatandaş yoktur. Herkes birinci sınıftır. ”
“Hayvan hakları konusunda bilgi veriyoruz. Bu dünyadaki kader arkadaşlarımıza karşı vahşi eylemler gerçekleştirildi. Çok yakın bir zamanda hayvan haklarıyla ilgili kapsamlı bir yasa TBMM’ye gelecek.”
“Terör örgütü propagandası teröre destek vermek demektir. DEAŞ örgütüne ait propagandalar olsa , hükümeti ve devleti suçlayacak şekilde propaganda yaparlar. Terör açıkça lanetlenmeden demokrasi cümleleri kurulamaz. Demokrasinin en büyük düşmanı terör örgütüdür. Biz ikisini de lanetliyoruz. Terör amasız lanetlenmelidir. Bu terör örgütlerinin hepsi lanetlidir. ”
“Reform çalışmaları MYK’da değerlendirildi. Arkadaşlarımızın desteklediği hususlar var, eleştirdiği hususlar var. Birkaç toplantı daha olacak”
Bu haber en son değiştirildi 26 Ocak 2021 18:43 18:43
GSS prim borçları için düzenleme geliyor. Buna göre yaklaşık 2 milyar TL'lik prim borcu silinecek.
AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, aile hekimlerince verilen raporların ücretlendirilmesiyle ilgili düzenlemeye gidileceğini belitti.…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Kreşlerle ilgili hiçbir yazımız yok. Bahsettikleri yazı anaokulu ve anasınıfları ile…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, belediyelere kreşler konusunda gönderilen ve tepkilerin ardından…
Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy tarafından yapılan açıklamada "Belediyeler kreş açtığında yoksul…
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Savunma yapan sanık…