AKP'li Yasin Aktay: Mustafa Kemal’in sonradan açık ettiği düşünce ve siyasi tutumunu baz alarak Milli Mücadele’nin tarihi yazılamaz
“Kendisine karşı savaş verilmiş tek dişi kalmış canavarın bütün kültürüne teslim olunmuştur. Denize atılan düşmanın kültürü, inancı, değerleri, yazısı, giyim-kuşamı devrim denilerek ithal edilmiştir. Bu ülkenin dini ve manevi değerlerine adeta bir cadı avı başlatılarak din eğitimi sonlandırılmıştır"
AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’un 85. yıldönümü nedeniyle kaleme aldığı “Akif vesilesiyle, açılacak bir dosya varsa buradan başlayalım” başlıklı yazısında “Milli Mücadele tarihi Mustafa Kemal’in sonradan açık ettiği düşünce ve siyasi tutumu baz alarak yazılamaz” ifadelerini kullandı.
“Akif’in tam vefatının 85., İstiklal Marşı’nın da yazılışının 100. yıldönümünde Türkiye’nin Milli Mücadele hareketine dair bir tartışma açmanın aslında hayırlı bir tarafı vardır” diyen Aktay, Kurtuluş Savaşı döneminde Mustafa Kemal’in de İslami değer ve sembolleri referans gösterdiğini yazdı.
Aktay, “Bu gerçeğe rağmen muhafazakâr kesimin Kurtuluş Savaşı’na katılmamış olduğunu bugün söyleyebilenler ağaç kovuğundan çıkmış gibi bu ülkeye yabancı. O gün Kurtuluş Savaşı’nda muhafazakâr kesimden başkası mı vardı?” dedi.
Millî Mücadele hareketine karşı muhalefetin de dini gerekçeler ve argümanlarla yapıldığını yazan Aktay, “Bu, muhafazakâr kesimin katılmadığını değil, bilakis muhafazakâr, İslamcı düşüncenin o günün bütün toplumunda en baskın anlayış olduğunu gösteriyor ki bütün taraflar bu anlayışa en uygun olduklarını ispatlama yarışı içine giriyorlardı.” görüşünü dile getirdi.
“Millî Mücadele hareketinden sonra olanlar ise bu ülkenin trajedisidir. “ diyen Aktay, yazısına şöyle devam etti: “Kendisine karşı savaş verilmiş tek dişi kalmış canavarın bütün kültürüne teslim olunmuştur. Denize atılan düşmanın kültürü, inancı, değerleri, yazısı, giyim-kuşamı devrim denilerek ithal edilmiştir. Bu ülkenin dini ve manevi değerlerine adeta bir cadı avı başlatılarak din eğitimi sonlandırılmış, Millî Mücadele hareketinin öncüsü konumundaki ulema itibarsızlaştırılarak toplum dışına itilmiş, uğruna Kurtuluş Savaşı başlatılan başörtüsü aşağılanmıştır.
Bütün bunlar elbette muhafazakâr kesimin onayıyla değil, onlara rağmen, direnenlerin hayatları ve itibarları pahasına yapılmıştır. Olup bitenlerde hiçbir demokratik boyut olmamıştır. Millî Mücadele hareketinin ahitnamesi olan İstiklal Marşı’nın büyük şairi, mücadelenin kahramanı, insani kalite açısından geçilemeyecek yüksek seciyeye sahip Mehmet Akif Ersoy’un peşine hafiye takılarak taciz edilmiş ve ülkeyi terk etmeye mecbur bırakılmıştır.
Ortada açılması gereken bir dosya varsa budur. Yani sonraki yıllarda İstiklal Marşı’nın şartlarından, ruhundan ve anlamından şu veya bu nedenlerle gerçekleşmiş olan sapmadır. Mustafa Kemal’in sonradan açık ettiği düşünce ve siyasi tutumunu baz alarak Milli Mücadele’nin tarihi yazılamaz. Yazılacaksa tahrif edilmemiş, elimizdeki ortak referans metin olarak İstiklal Marşı baz alınarak yazılacaktır.”