AKP'liler uçuyor halk sürünüyor: Emeklisi en fakir ülkelerden biri de Türkiye
"Türkiye'de en az bir sosyal güvenlik koruması altında olanların oranı yüzde 79.8 seviyesinde. Bu durum yüzde 21'lik kesimin hiçbir koruma altında olmadığını ortaya koydu."
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 1 Eylül’de açıkladığı rapor, Türkiye’de güvenlik şemsiyesi altında olanların dahi “fakir” olduğunu ortaya koydu.
GÜVENCESİZ KİŞİ SAYISI 4.1 MİLYAR
Dünyada 4.1 milyar kişinin tamamen sosyal güvence koruması dışında olduğunu ortaya koyan rapora göre, sosyal güvence şemsiyesi altında olanların da ciddi bir fakirlik tehlikesi içinde yer aldığı belirtiliyor ve “seçilmiş” ülkelerdeki ortalama emekli maaşının o ülkenin yoksulluk sınırına oranı karşılaştırılıyor.
Sözcü’den Özlem Ermiş Beyhan’ın haberine göre raporda, “Pratikte, bazı ülkelerde sosyal güvenlik destekleri minimum standartlarının da altında kalıyor. Örneğin; birçok ülkede emekli aylıkları, ülkenin yoksulluk sınırının yüzde 50’sinin dahi altında. Bu ülkelerde emekli maaşı ile yaşayan yaşlı kesim, güvence altında olmasına rağmen fakir olarak tanımlanmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Uganda’da emekli maaşı ülkenin yoksulluk sınırının yüzde 43.5’ine karşılık geliyor. Bu oran Mısır’da yüzde 91.2, Endonezya’da yüzde 56.1, Azerbaycan’da yüzde 46.6, Mozambik’te ise yüzde 32.7’yi buluyor. Türkiye’de ise bu oran sadece yüzde 21.7.
Raporda, dünyada en azından bir sosyal güvenlik koruması altında olanların oranı yüzde 46.9 olarak açıklandı. Araştırmaya göre Türkiye’de en az bir sosyal güvenlik koruması altında olanların oranı yüzde 79.8 seviyesinde. Bu durum yüzde 21’lik kesimin hiçbir koruma altında olmadığını ortaya koydu.
ILO raporu pandemi ile sosyal güvenlik korumasının öneminin daha da ortaya çıktığını vurguladı. Rapora göre, küresel hasılanın sadece yüzde 3.6’sı çalışma çağındaki insanların gelir güvenliğini sağlamak için harcanıyor. Araştırmada ülke grupları bazında sosyal güvenlik için sağlık dışı kamu harcamalarının milli gelire oranı da sıralanmış. Dünya ortalamasında bu oran yüzde 12.9 yüksek gelirli ülkelerde oran yüzde 16.4’e çıkarken, orta gelirli ülkelerde yüzde 8’e kadar iniyor. Düşük gelirli ülkelerde ise bu oran yüzde 1.1 seviyesinde kalıyor.