İktidara yakın görüşleriyle bilinen yazar Alev Alatlı, gündemde yer alan konulara ilişkin olarak Sabah gazetesinden Tuba Kalçık’a açıklamalarda bulundu.
CHP’nin sol bir parti olmadığını söyleyen Alatlı, “Tespitleri doğru yapmamız lazım. İlle de tanımlamam gerekirse, elitist muhafazakar partidir. CHP solculuğunun ‘durum politikası’ olduğunu düşünürüm. ‘Durum komedisi’ gibi yani, hadiselerin dayattığı solculuk” dedi.
Alatlı, söyleşide Türkiye’nin ekonomik durumuyla ilgili ise ilginç görüşler dile getirdi. Kendi çocukluğunu anlatan ve o günleri bugün ile kıyaslayan Alatlı, ülkede açlık yaşandığı yönündeki siyasi söylemi ‘inandırıcı bulmadığını’ belirterek şunları ifade etti:
(…) O yoksul Türkiye’den bugünlere geldik, çok şükür. Hızlı bir ekonomik dönüşüm yaşadık. O kadar hızlı olması da beni korkutuyor. Talepler arttı, kıymet bilinmiyor. Zenginlik ve fakirlik hep vardı ama zenginle fakir arasındaki uçurum bu kadar derin değildi. Zenginler varlıklarını teşhir etmezlerdi. Örneğin, biz dışarıda ekmek bile yemezdik, insanların canı ister diye. Şimdi sergiliyorlar zenginliklerini. Bir de tabii koşullar da eskisi gibi değil. Türkiye’nin karnı doydu. Tokuz, çok şükür.”
Oysa ben eve çamaşıra gelen bir teyze hatırlarım; çocukları açlıktan ağladığında sussunlar diye dövdüğünü anlatırdı. Abartmış olduğunu düşünmek istiyorum ama gördüklerim doğruluyor. Çok şükür, bugün artık açlıktan ziyade açgözlülük var. Açlık görecelidir, mutlak açlık, alınması gereken günlük besinden mahrum olmaktır. Ben gerçek açlığın ne demek olduğunu bizzat yaşadım, gördüm. O yüzden, siyasi bir söylem olarak açlık Türkiye’nin bugünkü koşullarında inandırıcı gelmiyor. Bir de, bizler komşumuz açken tok uyuyamayan insanlarız. Bizde acından ölen kimse olmaz.”
Alatlı, mülteciler konusunda Türkiye’de son dönemde artan tartışmaları da değerlendirdi.
“Komşunuz açken tok uyuyabilir misiniz? Uyuyabiliyorsanız mesele yok. Uyuyamıyorsanız, aç, hasta insanlar kapınıza gelmişlerse, almamazlık yapamazsınız” değerlendirmesinde bulunan Alatlı, şunları kaydetti:
“Bakmayın siz ülkeye alındılar diye ‘kızanlar’ da iş başa düştüğünde insanları ortada bırakmazlar. Mesele muhalefet olsun. Yalnız şunu söylemeliyim. Göç hadisesini ağzımıza yüzümüze bulaştırmadan çok dikkatli yönetmek zorundayız. Meşhur sözdür, hayrı uzatma şerre dönüşür. Şikayetler artar, düşmanlıklar oluşur filan. İşin başından misafirlik koşullarını, süreci, aldı-verdiyi kağıda dökmek lazım ki sonradan kimse küsmesin, mızıkçılık da etmesin.”
Metro İstanbul’da Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde işveren tarafından herhangi bir teklif sunulmaması üzerine Demiryol-İş Sendikası'na…
Tutuklanan arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep eden üniversite öğrencileri Kadıköy Festival Park'ta dayanışma sahnesi kurdular
Laiklik Meclisi İzleme Merkezi tarafından düzenli periyotlarla hazırlanan Laiklik İhlalleri Raporu'nun Şubat 2025 dönemine ait…
ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye Büyükelçisi adayı Thomas Barrack, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonunda yaptığı…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından süren eylemlere katılan…
İBB'ye yönelik operasyonların ardından başlayan protestolarda tutuklanan öğrencilerden birinin cezaevinde saldırıya uğradığı iddia edildi. Yaşananları…