Beş soruda İdlib
Son olarak Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’ın “Türkiye askerlerini çeksin” açıklaması İdlib konusunun yakıcılığını kamuoyuna tekrar hatırlatmış durumda. Rusya’nın hava operasyonlarını arttırdığı, Suriye ordusunun önemli bölgelere yaptığı yığınak, İdlib’e yönelik nihai operasyonun başlamasına çok az kaldığını gösterir nitelikte. Operasyonun bu denli gecikmesinin nedeni ise, Türkiye’nin İdlib’deki askeri varlığı. Bizde sorularla bu İdlib meselesinin yakıcılığını mercek altına almaya çalıştık.
Haber Merkezi
İdlib neden önemli?
İdlib, 2011’den beri süren Suriye savaşında cihatçıların son kalesi olarak biliniyor. İdlib’de savaşan cihatçı militan sayısının 60-70 bin olduğu bilinirken, bölgeyi kontrol altında tutan örgüt eski adı El Nusra olan el Kaide kökenli Heyet Tahrir-Eş Şam (HTŞ) ve örgüt içerisinde özellikle Uygur ve Çeçen kökenli cihatçılar önemli bir yer tutuyor. Bölgedeki cihatçı varlığındaki artışın nedeni ise, Suriye’nin farklı bölgelerinde kapana kısılan örgütlerin çeşitli ateşkes anlaşmaları sonucu buraya gelmiş olması.
2017 yılında ABD’nin IŞİD’le mücadele koalisyonu özel temsilcisi Brett McGurk, İdlib’i “11 Eylül’den bu yana var olmuş en geniş El Kaide kalesi” olarak nitelerken, Suriye ordusunun İdlib’i temizlemesi, cihatçı çetelerin Suriye savaşındaki nihai yenilgisi anlamına geliyor.
HTŞ kimdir?
Eski adı El Nusra olan HTŞ, BM ve bir dizi ülke tarafından terör örgütü olarak tanırken, Türkiye’nin HTŞ’yi terör örgütü listesine alması Ağustos 2018. Örgütün isminde yaptığı değişikliğin nedeni ise El Nusra’nın bir dizi ülkenin terör listesinde olmasıydı. Ancak örgüt ismini değiştirdikten sonra da bir dizi ülkenin terör listesine adını yazdırdı.
Örgütün şuan ki lideri 1981 doğumlu Ebu Muhammed el-Colani, Şam Üniversitesi’nde tıp okurken, 2003 yılında Irak’a geçerek El Kaide’ye katıldı. Irak El Kaide’sinin lideri Ebu Musab Zerkavi’nin yakın çevresinde yer alan Colani, Zerkavi’nin 2006’da ABD tarafından öldürülmesinden sonra bir süreliğine Lübnan’a gitti. Irak’a döndüğünde ABD’liler tarafından yakalanarak hapse atıldı. Hapisten çıkışıyla beraber Irak İslam Devleti adını almış olan örgüt bünyesine yeniden katılarak Musul sorumlusu oldu. 2011’de Suriye savaşının başlaması ile beraber Irak İslam Devleti lideri Ebu Bekir Bağdadi’nin onayıyla ülkesine dönerek, El Nusra’yı kurdu. Ancak El Nusra’nın büyümesi ile birlikte, IŞİD’in biat çağrılarına yanıt vermeyen Colani, El Kaide’nin lideri Eymen el Zevahiri’ye bağlılığını ilan etti. Başında olduğu El Nusra da artık El Kaide’nin Suriye kolu olarak anılmaya başlandı.
Dönem dönem IŞİD’le savaşsa da, HTŞ ne fikirsel olarak ne de uygulamada IŞİD’den farklı değil. Hakimiyeti altına aldığı bölgelerde şeriat ilan eden HTŞ’nin sivil halka yönelik bir dizi katliama imza attığı biliniyor.
Türkiye’nin İdlib konusunda verdiği sözler neler?
2018 Mart ayı itibari itibari ile Suriye ve Rusya İdlib’e yönelik operasyonlarını arttırmaya başladılar. Ancak AKP Türkiye buradaki cihatçı yapılanmaları desteklemeye devam etti. Türkiye’nin bu yaklaşımı Suriye ile bir dizi soruna neden olurken, 17 Eylül 2018’de Soçi’de Türkiye, İran, Rusya ve İran arasında anlaşmaya varıldı. Anlaşma gereğince Türkiye’nin verdiği sözler buradaki cihatçı örgütlerin ağır silahlarının ellerinden alınması ve yavaş yavaş çekilmelerini sağlamaktı. Ekim ayında bu işi bitireceğini iddia eden Türkiye bu konuda herhangi bir adım atmazken, 2019 yazı itibariyle de Suriye ordusu çevre ilçeleri teker teker alarak ilerleyişini sürdürdü. Türkiye’nin verdiği sözleri tutmaması üzerine gerginlik Şubat 2020’de tırmandı. 5 Mart 2020’de Türkiye ve Rusya arasında İdlib Mutabakatı olarak bilinen anlaşma imzalanırken, Türkiye’nin daha önceki sözlerini yinelediği anlaşmada, Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerin yinelendiği göze çarptı. Özetle 17 Eylül 2018’den beri Türkiye’nin verdiği sözler, cihatçı örgütlerin silahlardan temizlenmesi, bölgeden çekilmelerinin sağlanması ve Suriye devletinin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygılı olmak yönünde.
Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı mı?
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AKP cenahından bir dizi ismin “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız” minvalindeki açıklamaları gerçeği yansıtmıyor. Türkiye Soçi’de verdiği sözleri yerine getirmediği gibi, kontrolü altında olan bölgelere valiler, kaymakamlar atayarak, Türkiye’deki üniversitelerin fakültelerini açarak ve bölge kaynaklarını yağmalayarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü zarar veriyor.
Türkiye’de kamouyu AKP’nin Suriye konusundaki tavrını destekliyor mu?
Türkiye’nin İdlib’deki askeri varlığı toplumun genelinde gereken desteği bulamazken, halkın ezici bir çoğunluğu Türk askerinin İdlib’den çekilmesi gerektiği görüşünde. AKP’nin dış politikadaki tutumu, üzerine en çok yazılan çizilen ve konuşulan konulardan bir tanesi olurken, AKP’ye yönelik Suriye desteğinde hatırı sayılır bir azalma var. Suriye harekat sahasında görev alan 4 generalin istifa ettiği iddiaları ise, AKP’nin bu konuda iyice yalnızlaştığını gösterir nitelikte.