Beyoğlu'nda 'İstihbaratın adamıyız' dediler, iki otele el koymak istediler
İstanbul Beyoğlu'nda kendini istihbaratçı olarak tanıtan kişi ve yanındakiler, iki otelden 200 bin dolar istedi, alamayınca da silahlı bıçaklı baskın düzenlediler.
Beyoğlu’nda, esnafa kendisini ‘istihbaratçı’ olarak tanıttığı iddia edilen kişi ve yanındakiler, tehdit ve zorbalıkla ele geçirmeye çalıştıkları iki otele tabanca ve bıçakla baskın düzenledi. Çalışanları darp ederek yaralayan saldırganlardan ikisi çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, bir kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Saldırıya uğrayan otellerin sahipleri, oteli basan kişilerce uzun süredir tehdit edildiklerini belirterek, kendilerine ve otel çalışanlarına yönelik sözlü ve fiziki saldırıların 1 yıldır değişik zamanlarda tekrarlandığını söyledi. Saldırı anları güvenlik kameralarına yansıdı.
Şehit Muhtar Mahallesi Süslü Saksı Sokak’ta geçen pazar günü 23.00 sıralarında meydana gelen olayda, sokak üzerindeki bir otelin ortaklarından olan Adnan S., kardeşleri Melik ve Faysal S. ve adamları ile birlikte, yanlarında ve karşılarında bulunan iki otele baskın düzenledi.
Ellerinde tabanca ve bıçaklarla darp ettikleri otel çalışanlarını yaralayan saldırganlar, ihbar üzerine olay yerine gelen polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Polisteki ifadelerinin ardından dün mahkemeye sevk edilen saldırganlardan Adnan S. ile kardeşi Melik S. tutuklanırken, diğer kardeş Faysal S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
‘HER SEFERİNDE SERBEST KALINCA DAHA DA CESARETLENDİLER’
Baskına uğrayan ve çalışanları darp edilerek yaralanan otellerin sahipleri, Adnan S. ile beraberindekilerin uzun süredir kendilerini tehdit ettiğini, zorbalıkla iş yerlerine el koymak istediğini iddia ettiler. Şimdiye kadar defalarca şikayetçi olmalarına rağmen saldırganların her seferinde serbest kalması nedeniyle daha da cesaretlendiklerini belirten işletme sahipleri can korkusu yaşadıklarını söylediler.
TEHDİTLE PARA İSTEDİ
Adnan S.’nin 1 yıl önce yanlarındaki otele ortak olmasının ardından kendilerinden tehdit ile para talep ettiğini iddia eden Reha Y., şunları söyledi: “Otelin müdürü beni aradı, ‘sokakta adamın biri bizim otele saldırdı. Patronunuzu çağırın, öldüreceğim diyor’ dedi. Ben telaşlı ağabeyimi aradım. Zatın çağırdığı yere gittik. ‘Yanınızdaki otelin yüzde 33’ünü aldım. 400 bin dolar verdim. 200 bin dolar daha var. Bunu sizden tahsil edeceğim. Yoksa otelinizi vereceksiniz. Her caddenin bir ağabeyi var, o da benim burada. Ya 200 bin dolar verirsiniz bu oteli alırım ya da siz gidersiniz bu oteli ben çalıştırırım. Benim, Adnan S., Google’a gidin bakın, Avrupa Milliyet Cemiyet başkanıyım ben. Arkamda kamyonla adam var’ dedi” diye konuştu.
‘İŞ YERİME GİDEMİYORUM, AİLEMİ ÖLDÜRMEKLE TEHDİT EDİYOR’
İşçilerine yönelik saldırıların yıl boyunca çeşitli aralıklarla sürdüğünü belirten Reha Y., Adnan S.’nin kendisine de bıçakla saldırdığını ve omzundan ameliyat olduğun anlattı.
Adnan S.’nin mahkeme sürerken haber göndererek, serbest kalmazsa ailesini öldürmekle tehdit ettiği iddiasında bulunan Reha Y. sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben kendi evimi bıraktım başka bir yerde kirada oturuyorum. İş yerine de gidemiyorum. Pandemi döneminde zaten kapısından geçemedim. ‘Senin bu sokakta adımını attığını görmeyeceğim. Seni en son oturağa mahkum edeceğim’ dedi.
Önceki akşam benim çalışanım onlara dedi ki; ‘Esnaflığa sığmıyor bu. Bak benim patron laf etmiyor, söz etmiyor’ dedi. ‘Sen ne konuşuyorsun’ deyip, silahın kabzasıyla vurdu. Giderken de, ‘Devlete git de bir göreyim. Devlet benim. Bu caddede benimdir. Ben derin devletim’ dedi.”
‘İSTİHBARATIN ADAMIYIZ DİYEREK KORKUTUYOR’
Saldırıya uğrayan diğer otelin sahibi Sami Y. ise yaşananları şöyle anlattı: “Bunlar yaklaşık 1 yıldır sokağa geldiğinden beri sokağımızın huzuru kalmadı. Gerçekten çok huzurlu bir sokaktı bunlardan önce. Yalnız bunlar esnafı darp ederek, vurarak, yaralayarak hep gözdağı verdiler. Bu gözdağından sonra da hemen akabinde ‘İşte hani, bizi bak kimse almadı’ tavırları. 20 kişi, 30 kişi sokağa girip ‘İşte buraların hakimi biziz. Ya burada bize biat edeceksiniz ya da buradan gideceksiniz’. Hani bu kadar olay yapıyor, tutuklanmıyor.
Bunu da sokaktaki insanlara şöyle lanse ediyorlar; ‘İşte biz, istihbaratın adamıyız, şöyleyiz, böyleyiz’ diyerek. Bazı insanları buna inandırmaya çalışıyor. Ama hakkında hiçbir işlem olmadığı için hep vitesi artırdı.
Olay buralara kadar geldi. Biz şu an gerçekten kendi yerimize kendi mekanımıza gidemiyoruz. Tehditler işte. Uzaktan yeğenleri var, bize bir ay önce de saldırı yapmışlardı onlar. Onlar şu anda hâlâ bizi tehdit ediyor. Bunların cezaevine girmesi durumunda bizden çok kötü intikam alacaklarını söylüyorlar. Biz devletten yardım istiyoruz. Kendi yerimize gidemiyoruz. Can ve mal güvenliğimiz kesinlikle hiçbir şekilde yok. Ama asla ve asla bu insanlara da boyun eğmeyeceğiz. Sonu nereye varsa varsın.”