Murathan Mungan en iyi romanlarından biri olan Şairin Romanı’nda şiirle yatıp şiirle kalkan bir ülkeyi anlatır. Burada bir de şairin kuyusu vardır. İnsanlar buraya gelip, kuyuya eğilip, ki bunu saygıyla yaparlar, sınamak istedikleri bir şiiri okurlar. Bir süre sonra kuyunun derinliklerinden okudukları şiirin yankısı kendilerine ulaşır ancak bu ses kendilerinin değil, şiirin asıl sahibinin yani şiiri yazan kişinin sesidir. Böylece şiirin gerçek yazarının kim olduğu anlaşılır. Şairin kuyusu, ülkede aşırmaya (intihal, plagiarism) karşı bir önlemdir.
Yaşamımızda şairin kuyusu yok ama aynı işlevi yerine getiren bilgisayar programları var. Ben iki üç tane olduğunu sanıyordum ama hızlı bir taramayla 24 farklı programa ulaştıktan sonra devam etmedim. Bunlara da belki “bilimcinin kuyusu” denilebilir.
Peki bunca programın varlığına karşın neden hala aşırma sorun olmaya devam ediyor? Kimse kolayca ulaşılabilen, bahsettiğim programları kullanmıyor mu? Daha doğrusu neden kullanmıyor? Bana kalırsa henüz aşırma bir suç olarak kabul edilmiyor! Evet, adı üzerinde bu bir hırsızlık; başkasının emek verip ürettiği, yarattığı bir eseri, bir çalışmayı aşırmak; ama suç olarak görülmüyor! Üstelik bunu suç olarak görmeyenlerin konuyla ilgisi olmayan kişiler değil, aksine önlemesi gerekenler olması gerçekten dehşet verici.
Bu konuda verilebilecek en çarpıcı örnek sanırım İhsan Doğramacı vakasıdır. İlk kez 1980’li yılların başlarında Uğur Mumcu, Doğramacı’nın Annenin Kitabı’nın Benjamin Spock’ın Çocuk Bakımı kitabından aşırma olduğunu yazmıştı. Daha sonra Hasan Yazıcı 2000 yılında Milliyet gazetesinde konuyu tekrar gündeme getirince Doğramacı, Yazıcı’yı mahkemeye verdi. Başka bir yazıda ayrıntılarına girerim ama sonuçta Yazıcı tazminat ödemeye mahkûm edildi ve Doğramacı’nın Spock’tan değil, Spock’ın Doğramacı’dan aşırdığı kararı çıktı! Üstelik Spock’ın kitabı Doğramacı’nınkinden altı yıl önce yayınlanmasına karşın! Anımsatayım, Doğramacı öğretim üyesi, rektör ve YÖK Başkanı’ydı. Yani hangi unvanını dikkate alırsanız alın, aşırmayı önlemekle yükümlüydü. Bu arada çok sayıda saygın (!) bilim insanı ya konuyu görmezlikten geldi ya da Doğramacı’yı aklamaya çalıştı.
İmam-cemaat örneğindeki gibi, eğer yükseköğrenim sisteminin başındaki kişi böyle yaparsa beklenildiği şekilde aşırma önlenemediği gibi yayılmaya da devam eder. Öyle de oldu. Doğramacı’dan çok daha yüksek oranda aşırmalar artık Türkiye’de akademik yaşamın bir parçası.
Bu aşırmaların en büyüklerinden birine çok yakından tanık oldum. 2005 yılında Türkiye’de bir dergide yayınlanan makalenin1 yüzde 92 oranında bir kitaptan aşırıldığı ortaya çıktı. Orhan Bursalı konuyla ilgili Cumhuriyet Bilim Teknik dergisindeki başyazısında aynı kişilerin eski akademik yolsuzluklarını da anımsatarak, “Ayıp oluyor ama…” deyip “Eğer bu tip olgular ayıklanmazsa Türk üniversitelerinden nitelikli bilim üretmesi beklenemez” diye uyardı2. Sonuçta çok uzun bir süreç sonunda yazarlara kınama cezası verildi ve yazı geri çekildi (retraksiyon)1. Aşırmacılar akademik yaşamlarına yükselerek devam ettiler, hatta etik kurullarda bile görev aldılar. Bu olgu da yine ortopedi ve travmatoloji alanında turnusol kâğıdı gibi çalıştı; bir yandan aklamaya çalışanlar, diğer yandan çok sayıda görmezlikten gelenler. Üstelik sorulduğunda hepsi etikten yana olduklarını söylerken3.
İster şairin kuyusu olsun ister aşırmayı ortaya çıkartan programlar; eğer utanma duygusu kaybolmuşsa hiçbir yöntem hırsızlığı engelleyemez. Akademide yaşanılan tam olarak budur.
1https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15925922/
2Orhan Bursalı. Ayıp oluyor ama. Cumhuriyet Bilim Teknik 998:3, 6 Mayıs 2006.
3Bu da ilginç bir durumdur; şimdiye dek açıkça intihali savunan kimseyi görmedim ama konu önlerine geldiğinde de gereğini yapan çok az kişiye rastladım. Başka bir yazıda da bunu tartışırız artık.
Şahin, " Bilinmelidir ki RTÜK sansür kurumu değildir. Anayasamız net bir hükümle sansürü yasaklar" ifadelerini…
Dokuzuncu olağan kongresini gerçekleştiren Saadet Partisi'nde genel başkanlık için Kayseri milletvekili Mahmut Arıkan ile İstanbul…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK lideri Abdullah Öcalan için yaptığı çağrının yankıları sürüyor. Cumhurbaşkanı…
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında çıkardığı…
ABD'li Senatör Lindsey Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma…
Kadına yönelik şiddeti tek başına biyolojik bir mesele olarak erkek saldırganlığıyla açıklamak en hafif tabirle…