Danıştay 10’uncu Dairesi, kamusal alanda cep telefonuyla video çekilmesini engelleyen Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 27 Nisan’da yayımlanan genelgenin yürütmesini oy birliğiyle durdurdu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mayıs ayında yaptığı açıklamayla Anayasa’yı ve demokrasiyi ihlal etmediğini öne sürdüğü genelge, Danıştay’a göre tam tersi. Danıştay kararında, genelgenin haberleşme ve basın hürriyetini kısıtladığı vurgulandı.
Emniyet genelgesinde polisin olduğu olaylarda yurttaşların görüntü almasına fırsat verilmemesi ve adli işlem yapılması istendi. Genelgede ‘özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği’ ve bu durumun polisin görevini engellediği iddia edildi.
BirGün’den Dilan Esen’in haberine göre Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararında temel hak ve hürriyetlerin sadece kanunla sınırlandırılabileceğine dikkat çekildi. Kararda, şu ifadelere yer verildi: “Genelge ile getirilen düzenlemelerin temel hak ve hürriyetlerden olan haberleşme ile basın hürriyetine yönelik kural ve sınırlamalar getirildiği anlaşılmıştır. Emniyet tarafından genelge niteliğinde bir düzenleme ile temel hak ve hürriyetlere sınırlama getirilmesinde Anayasa’ya uyarlılık bulunmamaktadır.” Yürütmenin durdurulması kararı sonrası, genelge uygulanamayacak. Danıştay, genelgenin iptal istemini daha sonra karara bağlayacak.
Danıştay’a başvuru yapan eski Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, kararın henüz kendisine resmi olarak tebliğ edilmediğini söyledi. Kararla birlikte düzenlemenin telafisi imkânsız zararlar doğuracağının kanıtlandığına dikkat çeken Balkan, şöyle dedi: “Haber alma basın ve haberleşme özgürlüğüne ağır bir müdahale niteliğindeydi. Temel hak ve özgürlüklere aykırıydı. Bu temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunan bir düzenleme olduğu için TBMM’nin yetki alanı olan bir konuda içişleri böyle bir düzenlemeye gitmişti. Danıştay’ın bu kararı da iddialarımızın haklılığını ortaya koydu. Kendini hukukla ve hiçbir kurala bağlı görmeyen anlayışa karşı hukuksal bir karşı koyuş, mücadeledir bu dava. Hiçbir güç temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunamaz, bu hak ve özgürlükleri ortadan kaldıramaz.”
Emniyet genelgesi her ne kadar ‘gazetecileri engellemeyecek’ denilse de çok sayıda basın emekçisinin işini yapmasının önü tıkandı. Yurttaşların ise aylarca görüntü alması engellendi, bu nedenle darp edildi ya da gözaltına alındı. Buna örnek olaylardan bazıları şöyle:
Yol TV Ankara Muhabiri Özge Uyanık’ın, genelgenin yayımlanmasından hemen sonra 1 Mayıs’ta eylemde çekim yaptığı cep telefonu polis tarafından alınıp kırılmıştı. Gazeteci Sultan Eylem Keleş de Taksim’e çıkmak isteyen eylemcilere uygulanan polis şiddetini görüntülerken alandan uzaklaştırıldı.
Afyonkarahisar’da 12 Mayıs’ta tartıştığı polis memurunu görüntüleyen yurttaş, gözaltına alındı. Polis, İçişleri Bakanlığı’nın görevli kolluk kuvvetlerinin görüntülenmesini yasakladığını hatırlatarak müdahale etti.
İstanbul Fatih’te 21 Mayıs’ta yapılmak istenen Gezi Direnişi anmasına polis sert şekilde müdahale etti. 13 kişinin gözaltına alındığı polis şiddetini görüntülemeye çalışan Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri Ökkeş Taşkın’ın çekim yapması engellendi. Polisler, Taşkın’ı darp etti ve çekim yaptığı telefonu yere attı.
BirGün Haber Müdürü Uğur Şahin, 3 Ağustos’ta İstanbul Şişli’de haber takibi sırasında turkuaz basın kartını göstermesine rağmen gözaltına alınmıştı. Şahin’in gözaltına alınmasının gerekçesi genelge olmuştu.
ANKA Haber Ajansı Muhabiri Tamer Arda Erşin, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı anması işi anma sırasında bir emniyet mensubu tarafından tehdit edildi.
Taksim İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Yunanistan Konsolosluğu önündeki iki kadının pankart açarak slogan atmasını görüntülemek isteyen Medyatava Haber Müdürü Murat Aydın polis tarafından gözaltına alınmak istendi. Kısa bir süre polis tarafından tutulan Aydın, telefonla yaptığı çekimin görüntüleri silindikten sonra serbest bırakıldı.
Kararı değerlendiren Türkiye Gazeteciler Sendikası avukatı Ülkü Şahin, şu ifadeleri kullandı: “Danıştay 10. Dairesi oybirliği ile verdiği yürütmenin durdurulması kararında Anayasa’da düzenlenen temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanırlığı ilkesine atıfla genelge düzeyinde bu türden bir sınırlamanın hukuka uygun olmadığına karar vermiştir. Ancak bu düzenlemenin kanunla dahi yapılsa kabulü mümkün değil. Özünde genelgenin içeriği kanun düzeyinde düzenlenmiş dahi olsa hukuka aykırıdır, basın ifade özgürlüğü başta olmak üzere tüm temel hak ve özgürlüklerin ihlaline sebep olacaktır. Kararın sonucunu olumlu karşılamakla birlikte önümüzdeki süreçte Avrupa’da iç güvenlik yasaları ile yapılmak istenen değişikliğin yasal düzenleme ile yeniden önümüze gelme ihtimali çok yüksek.”
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis…
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eski basın danışmanı Ahmet Sever, Mustafa Varank’ın açtığı 'Ak trol' davasından…
"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan gazeteci Fatih Altaylı, "Olağan ve alışık…