Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen'den düğün fotoğrafı çektiren çiftler için akıl almaz sözler
Diyanet İşleri Başkanı yardımcısı Burhan İşliyen, düğün fotoğrafı çektiren çiftlerin hem günah işlediklerini hem de insanları 'tehşircilik' yaptıkları için günahlarına şahitlik ettirdiklerini söyledi.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen’in 23 Ekim’de sosyal medya hesabından “Sosyal medyada teşhir” başlığıyla yayınladığı video kaydında, parklarda düğün fotoğrafı çektiren gelin, damat ve ailelerini hedef aldığı ortaya çıktı.
T24’ten Eray Görgülü’nün haberine göre, düğün hazırlıklarının dini ölçülere uygun yapılması gerektiğini ifade eden İşliyen, şu ifadeleri kullandı:
“Parklarda bahçelerde, siz de görmüşsünüzdür elinde fotoğraf makinesi olan bir kişi, gelinlik giymiş bir hanım kız, yanında damatlık kıyafetiyle damat. Ağacın altında uzanıp resim çektiriyor. Ne oluyoruz yani?
“BU EZİYETİN SEBEBİ NEDİR; BU NASIL BİR ADET”
“Kimin adetleri, kimin yaptıkları bizi bu kadar etki altına alıyor da onların yaptıklarını yapmak için bir yarış içerisine giriyoruz. Çocuğumuzu, kızımızı gencecik, hele bir de tesettüre uygun değilse kıyafeti Allah’ın emretmiş olduğu örtünme emrine uygun değilse gencecik kızlarımızı teşhir etmek… Sokaklarda, parklarda, bahçelerde birkaç fotoğrafçı, elinde bir tane ışık tutan, bir tane ayna tutan, bir tane fotoğraf çeken falan. Bu eziyetin sebebi nedir Allah aşkına? Bu nasıl adet? Sonra nereden çıktı bu adet. Niye birbirimize eziyet ederiz kolaylaştırmaktır esas olan.
“TEŞHİR EDEREK BAŞKA BİR GÜNAHA ARACILIK EDİYOR”
“Ama bazen sosyal medyada biri paylaşıyor, ‘Kızımın mutlu gününe birlikte katıldık’ falan. Bakıyorsun çocuğu Allah’ın emrettiği tesettürden uzak. Hem o günahı işlemiş hem de bunu teşhir etmek, yaymak suretiyle günahına şahitlik edenleri çoğaltıyor. Başka bir günaha aracılık ediyor, sebep oluyor. Bu nasıl bir hal, bu nasıl bir anlayış? Bütün işlerimizin ölçülere uygun olmak zorunluluğu olduğu gibi düğünlerimizin düğün hazırlıklarımızın vb. törenlerimizin de dini ölçülere imanımızın bizden beklediği ölçülere uygun olması gerekir.”