Eminağaoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'na sert yanıt: O zaman kadın yargıçların 'kara çarşaf' giymesine de bir engel yok!

Eminağaoğlu, "Duruşma salonu özel yaşam alanı değildir" diyerek Kılıçdaroğlu'nun "özel yaşam tarzı" nitelemesine tepki gösterdi.

Eminağaoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'na sert yanıt: O zaman kadın yargıçların 'kara çarşaf' giymesine de bir engel yok!

HABER MERKEZİ

CHP’li eski bakan ve milletvekili Fikri Sağlar’ın türbanla ilgili sözleri konuşulmaya devam ediyor.

CHP’li eski bakan ve milletvekili Sağlar, katıldığı programda “Türban irticai faaliyetlerin şeriat isteyenlerin üniformasıdır, başörtüsü yüzyıllar boyunca Anadolu’da bir geleneksel giysidir arada fark var. Kendimden söylemek istiyorum ben yargılandığım zaman türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var” ifadelerini kullanmıştı.

Kılıçdaroğlu Sağlar’ın bu sözlerine katılmadığını belirterek şu değerlendirmeyi yapmıştı:

“Nasıl paylaşırım arkadaşlar? Ya çağın neresindeyiz biz ya? Kişi başörtüsü takar takmaz o onun tercihidir. Benim görevim onun tercihine saygı duymaktır.

Efendim hakim böyle olursa ya da şöyle olursa… Hakim hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar verirse gerçek anlamda hakimdir ve benim başımın üzerinde yeri vardır.

Başörtüsü takar takmaz başka bir şey yapar yapmaz o ayrı bir şey o onun özel yaşam tarzıdır. Ona benim saygı duymam lazım.

Ama ben saygı duyarken ondan ne bekleyeceğim gerçek anlamda adalet dağıtmasını bekleyeceğim. Adalet dağıttığı süre içinde hiçbir sorunum yok.

Kaldı ki bizim parti meclisinde de var. Üstelik hukuk mezunu arkadaşlarımız da var parti meclisinde görev yapıyor. Evet dolayısıyla böyle bir ayrımcılığı asla kabul etmiyorum ve doğru bulmuyorum.”

“DURUŞMA SALONU ÖZEL YAŞAM ALANI DEĞİLDİR!”

Kılıçdaroğlu’nun adliyede türbanı “özel yaşam tarzı” olarak nitelemesine YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’ndan sert bir yanıt geldi. Eminağaoğlu, “Duruşma salonu özel yaşam alanı değildir” diyerek Kılıçdaroğlu’nun “özel yaşam tarzı” nitelemesine tepki gösterdi. Eminağaoğlu sosyal medya hesabından verdiği tepkide, “O zaman kadın yargıçların ‘kara çarşaf’, erkek yargıçların ‘entari’ giymesinde de YAZILI bir kuralla engel yok!” diye yazdı.

Eminağaoğlu duruşma salonlarında türban tartışmalarına ilişkin ‘özgürlük’ temelli savunmalara karşı şu değerlendirmeleri yaptı:

“Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin,
Yargıçlar ve Savcılar Sendikası’nın,
Yargıçlar Sendikası’nın kurucu başkanlıklarını da yapmış bir “hukukçu” olarak,
Duruşma salonları, yargıç ve savcıların özel alanı değildir.
Evrensel kural gereği tarafsızlık, tarafsız olmak ve tarafsız görünmek demektir.
Üstelik;
Din ve inanç denilince, sadece İslam dininin akla geldiği,
Laikliğe aykırılıkların hala daha her alanda sürdüğü de ülkemizde,
Yargı, yargıya ve hukukun üstünlüğüne bırakılmalı,
Yargıda türbanı da, hiç kimse özgürlükmüş gibi sunmamalı…”

Eminağaoğlu’nun “Buradaki amaç, bir inanca veya belli bir inanca müdahale değil. Bu bir ayrımcılık değil. Evrensel hukuka, yargı etiğine, laik hukuk devletine bağlılığın zorunlu gereği.” değerlendirmesine Emekli Danıştay Başsavcısı Turgut Candan’dan da destek geldi. Candan, “Birisi, Sn. Kılıçdaroğlu’na, BM İnsan Hakları Komisyonunun 23.4.2003 t. Bangalor Yargı Etiği Kurallarının 1.3 ve 2.3’üncü md.lerini okutmalı. Belki, yargıcın tarafsız görüntü vermesinin, yargıca ait inanç ve düşünce sorunu değil, tarafların adil yargılanma sorunu olduğunu anlar.” değerlendirmesini yaptı.