Ersin Tatar Erdoğan'ın izinde: Erdoğan'ı boykot kararı alan muhalefeti ihanetle suçladı
Erdoğan'ın bugün Kuzey Kıbrıs'ta katılacağı Meclis oturumu, muhalefet partileri tarafından boykot edilecek.
50 sandalyeli Kuzey Kıbrıs Cumhuriyet Meclisi’nde ana muhalefetteki 12 milletvekiline sahip Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile 3 vekile sahip Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Erdoğan’ın konuşma yapacağı oturuma katılmama kararı aldı.
Eski Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da Yenidüzen gazetesine yaptığı açıklamada, kararı doğru bulduğunu belirterek, “Dünyaya meydan okunacak ve ilkel politikalara dönüştürülmesi muhtemel bu törenlere katılmayı düşünmüyorum” dedi.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası da iki partiyi kutlayan bir açıklama yaptı. Kuzey Kıbrıs’taki çeşitli sendikaların oluşturduğu Sendikal Platform da iki partinin yanında olduğunu ve karara destek verdiğini açıkladı.
ERSİN TATAR: BOYKOT KARARI ESEF VERİCİ
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yazılı açıklama yaparak, Meclis’teki muhalefet partilerinin boykot kararına tepki gösterdi.
“Türkiye’ye daha da sıkı sarılacağız” Tatar, “Yunanistan Başbakanı ile yabancı ülke liderlerinin huzurlarına giderek, saygı duruşunda bulunanların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşacağı Meclis oturumunu boykot edecek olmaları oldukça düşündürücü ve esef vericidir” ifadelerini kullandı.
Türkiye gazetesine de açıklamalar yapan Tatar, boykot kararını “ihanet” olarak değerlendirerek, “Bu kararı alanlar Rum tarafı ile işbirliği içerisindeler” iddiasında bulundu.
BOYKOTUN GEREKÇESİ NE?
CTP Parti Meclisi’nin açıklamasında, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasındaki mevcut ilişki biçiminin “doğru zeminden kaydığı ve sürdürülebilir olmadığı” görüşü dile getirildi.
CTP, oturumda ana muhalefet partisinin herhangi bir söz hakkı olmaması ve farklı görüşlerini ortaya koyma olanaklarının bulunmamasını göz önünde bulundurarak toplantıya katılmama kararı aldıklarını kaydetti.
TDP’nin açıklamasında ise Türkiye ile ilişkilerde “buyuran-biat eden bir anlayışın hakim kılınmak istendiği” belirtildi.
Açıklamada, “Özellikle son yıllarda karşılıklı saygıya dayalı eşitler düzeyinde bir ilişki kurulmadığı” savunuldu. TDP, “Kıbrıs Türk halkının iradesine, özgür ve özgün kimliğine yapılan müdahalelere” tepki gösterdi.