CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez’de bir basın toplantısı düzenledi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Merkez Bankası’nın eriyen 128 milyar döviz rezervi hakkında Merkez Bankası’ndan ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaları değerlendiren Öztrak, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yeni sorular yöneltti.
Öztrak şunları söyledi:
“Merkez Bankası yaptığı açıklamayla topu hazineye attı, ‘döviz rezervlerini biz değil, hazine buharlaştırdı’ dedi. Herhalde bu açıklama Hazine ve Maliye Bakanı’nda rahatsızlık yaratmış olacak ki bugün de Hazine ve Maliye Bakanı televizyona çıktı, ‘sorumlu Hazine değil, Merkez Bankası’ dedi.
Anlaşılan 128 dolar yakar top oldu. Kimse elinde tutmak istemiyor. Ama ne mevcut Bakan ne de Merkez Bankası Başkanı rezervlerin döviz piyasalarına müdahale yetkisiyle beraber, Hazineye neden devredildiğini ya da Hazinenin bu işlemlere neden ortak edildiğini bir türlü açıklamıyor.”
Hazine ve Maliye bakanı Lütfi Elvan’ın açıklamasına da değinen Öztrak şöyle devam etti:
“Sayın Lütfi Elvan, tüm bu işlemler için ‘Yöntem eleştirilebilir ama yolsuzluk var denemez’ demiş. Hiç kusura bakmayın Sayın Elvan. Yöntem de eleştirilir, gizli saklı yapılan, milletten saklanan işler de yolsuzluk şüphesi de olur. Eğer bu işlemler doğru yapılan işlemler ise siz göreve geldikten sonra, kasım ayında bu işlemlere neden son verdiniz?”
“Döviz rezervlerimizi yok yere eriten, bu arka kapı operasyonu, siyasidir. Erdoğan siyasetinin finansmanında kullanılmıştır dövizler. Erdoğan şahsım hükümeti, 2019’un Mart ve Mayıs aylarında, Yeni Mahalli İdare seçimi ve yenilenen İstanbul seçimi öncesinde, Merkez Bankası kasasına girmesi gereken, yaklaşık 25 milyar dolarlık döviz rezervini, arka kapı operasyonlarıyla buharlaştırmış, siyasi ikbali için çarçur etmiştir.
Taze Merkez Bankası Başkanı da açıklamasında arka kapı operasyonlarının, 2017’den bu yana yapıldığını da itiraf etmiştir. Yani, rezervlerdeki erime salgından çok önce başlamıştır. Gerçekler ortadadır. Erdoğan şahsım hükümeti milletin dövizlerini tek adam vesayet rejimi inşa sürecinde kullanmış, salgın ise rezervlerdeki erimeyi hızlandırmış ve görünür kılmıştır. Milli rezervlerimiz tek bir kişinin siyasi hırs ve ikbali için kullanılmıştır.”
“Bu, ne iktisadidir, ne hukukidir, ne vicdanidir, ne de ahlakidir. Bu siyasi hırs bugün milletimizi döviz ve faiz baronlarının elinde oyuncak etmiştir. Ülkeyi pahalı döviz ve yüksek faiz arasına sıkıştırmıştır. Başka devletlerin ikide bir, Erdoğan şahsım hükümetine parmak sallamasının önünü açmıştır.
Ortada dünya ekonomi ve finans tarihine geçecek bir skandal vardır. Ortada, çok büyük bir kamu zararı vardır. Bugün 128 milyar doları yerine koymaya kalksak birle 5,30’dan, 5,90’dan, 6,80’den yani sattığımız fiyattan bu dolarları alamayız. Bunlar dünyanın her yerinde sorulur, sorgulanır.”
Hem Hazine ve Maliye Bakanı’nın hem de Merkez Bankası’nın yeni başkanının, yapılan işlemlerin dayanağı olarak Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası arasında 2017 yılında imzalanan bir protokolü gösterdiğini ifade eden Öztrak, Erdoğan’a, Hazine ve Maliye Bakanı’na ve Merkez Bankası Başkanı’na şu soruları yöneltti:
1: Bu protokolün varlığını dört yıl boyunca kamuoyundan neden sakladınız?
2: Serbest dalgalı kur rejimini fiilen ortadan kaldıran bu arka kapı uygulamalarını ve yapılan işlemleri, kamuoyundan bu güne kadar neden sakladınız?
3: 2017’den sonra, Hazine döviz piyasalarına müdahale ederken Merkez Bankası yayımladığı tüm politika metinlerinde, Türkiye’de serbest dalgalı kur rejimi uygulandığını söyledi. Milletimizi ve dünyayı neden yanılttınız? Sebep olduğunuz güven kaybını, nasıl telafi etmeyi düşünüyorsunuz?
4: Döviz rezervlerinin yönetimi ve piyasalarda döviz işlemleri yapan oda, Merkez Bankası’nın harimi ismetidir. Merkez Bankası’nın harimi ismetine siyasetin elinin girmesine neden izin verdiniz? Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, döviz rezervlerini yönetme yetkisi kim tarafından, neden ve hangi amaçla elinden alındı ve damadın yönetimindeki kurumlara devredildi?
5: Bu işlemlere mesnet yaptığınız protokol Hazine’ye, kamu bankaları eliyle döviz piyasasına müdahale etme yetkisini açıkça veriyor mu?
6: Bu protokolün yasal dayanağı olarak Merkez Bankası Başkanı, 2 Temmuz 2018’den sonra yürürlükten kalkmış bir kanun maddesine atıf yapıyor. Bu durumda Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2 Temmuz 2018’den sonra, kamu bankaları eliyle döviz satmaya devam etti mi? Ettiyse hangi yetkiyle etti?
7: Mahalli idare seçimleri öncesinde, 17 Ocak 2019 tarihinde, 4059 sayılı Yasada yapılan bir değişiklikle Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi’ne üye kurum ve kuruluşların, “Yetkileri dışında alınacak tedbirleri belirleme ve uygulama yetkisi” Cumhurbaşkanı’na verildi. Bu çerçevede; Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatını kullanarak, Merkez Bankası rezervlerinin olağandışı yöntemlerle satılması için bir karara imza attı mı? Merkez Bankası ve/veya Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yazılı ya da sözlü talimat verdi mi?
8: 2017 Şubat ayından bu yana, Hazine’nin talimatıyla kamu bankaları eliyle hangi tarihlerde, ne kadar döviz, kimlere satıldı?
9: Hazine talimatıyla kamu bankaları üzerinden satılan dövizlerden birilerinin önceden haberi oldu mu? Döviz piyasalarına yapılacak müdahalelerin dışarıya sızmaması ve özellikle “içeriden öğrenenlerin ticaretinin” engellenmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığı ile kamu bankalarında ne tür tedbirler alındı?
10: Merkez Bankası ve Hazine arasında imzalanan bu protokolün detaylarını kamuoyuyla ne zaman paylaşmayı düşünüyorsunuz?
Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri yaptığı açıklamada en önemli önceliklerinin İsral saldırılarının durdurulması olduğunu ifade…
Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen heyelanda 9 işçinin hayatını kaybettiği…
İçişleri Bakanlığı’nca kayyum atanan Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan, savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle…
Narin Güran cinayetinde amca Salim Güran ve baba Arif Güran'ın araçlarının içinde bulunduğu 5 araç…
Şahin, " Bilinmelidir ki RTÜK sansür kurumu değildir. Anayasamız net bir hükümle sansürü yasaklar" ifadelerini…
Dokuzuncu olağan kongresini gerçekleştiren Saadet Partisi'nde genel başkanlık için Kayseri milletvekili Mahmut Arıkan ile İstanbul…