Faiz indirimi politikasının altında seçim hesaplarının olduğu iddia ediliyor
Hande Fırat, yazısında iktidarın erken seçim olmaması için faiz indirimi politikası uyguladığını yazdı.
Merkez Bankası’nın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği doğrultusunda politika faizini yüzde 15’e indirmesi, TL’yi daha da değersizleştirip döviz kurunda yeni rekorlara neden olurken, iktidarın faiz indirmekte neden ısrar ettiği yeniden tartışma konusu haline geldi.
AKP iktidarının kontrolündeki Hürriyet gazetesinin yazarlarından Hande Fırat, neden faiz indirildiği sorusunun ‘peşine düştüğünü’ ve bu konuda Cumhurbaşkanlığı’ndaki üst düzey kaynaklarla görüştüğünü belirtti.
Fırat’ın yazdığına göre, hükümetin faiz indirim politikasının başlıca nedeni, erken seçim olmaması. Öte yandan hükümet, ortaya çıkan faturanın da farkında; Fırat yazısında, “Bir anlamda acı reçete şimdi uygulanacak” ifadelerini kullandı.
“İktidar, 2023 seçimlerine yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik oranlarıyla gitmek istemiyor. Yatırımları arttırarak, işsizliğin azaltılması amaçlanıyor” diye yazan Fırat, ‘bu politikanın seçilmesinde bazı ekonomik verilere güvenildiğini’ aktardı.
Hande Fırat’ın “Faiz indirimi politikasının nedenleri 19 Kasım 2021” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
“BU FATURA GÖĞÜSLENECEK”
“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faize bakış açısı yıllardır hiç değişmedi. Yüksek faize karşı olduğu biliniyor. Ancak ekonomideki veriler, günün koşulları, Türkiye’nin gerçekleri ortadayken, tüm gözler ekranlardaki kur göstergelerini takip ederken, “Neden faiz indiriliyor?” sorusu ortada duruyor.
Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 15’e indirmesinden bir gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada faiz indirimi konusundaki kararlı duruşu soru işaretlerini arttırdı. Üstelik karar da konuşma da politikayı yanlış bulan çevrelerce eleştirildi. Ben de sorunun peşine düştüm… Faiz indirimi politikasının nedenlerini Cumhurbaşkanlığı’ndaki üst düzey kaynaklara sordum. Yanıtları madde madde şöyle:
Hükümet faiz indirimiyle ortaya çıkan faturanın farkında. Bu fatura göğüslenecek. Bir anlamda acı reçete şimdi uygulanacak.
Başlıca nedeni erken seçim olmaması. 2023 seçimlerine kadar ana hedef yatırımları arttırmak, işsizliği azaltmak ve alt gelir grubunu rahatlatmak olacak.
İktidar, 2023 seçimlerine yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik oranlarıyla gitmek istemiyor. Yatırımları arttırarak, işsizliğin azaltılması amaçlanıyor.
Bu politikanın seçilmesinde bazı ekonomik verilere güveniliyor.
Bu verilerin başında büyüme geliyor. Türkiye ekonomisi, 2021’in ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.7 büyüdü. Yıl sonunda ise çift haneye kadar çıkabilecek bir büyüme tahmini yapılıyor.”
Diğer veri, ihracat rakamları. İhracat ekimde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20.2 artışla 20.8 milyar dolar oldu. Ocak-ekim döneminde ise ihracat geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüzde 33.9 artarak 181.8 milyar dolar oldu.
Hükümet aynı zamanda dünyada genel ekonomik tablonun da sorunlu olduğuna dikkat çekiyor.
Kaynaklar Türkiye’de “ekonomi yönetilemiyor” yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığını iddia ediyor. Bunun da “psikolojik” olduğu iddiasında.
Son olarak Merkez Bankası’nın rezervlerinin de korunduğu belirtiliyor.
Cumhurbaşkanlığı’ndan üst düzey kaynaklar, faiz indirimi politikasını bu maddelerle gerekçelendiriyor. Bir buçuk yılda hükümet hedeflerine ulaşabilecek mi, göreceğiz. Ancak öyle ya da böyle, 2022 yılının zor geçeceğini söylemek yanlış olmayacaktır.”