Akademisyen, profesör, araştırmacı yazar Prof. Dr. Esergül Balcı, 2002’den bugüne tüm kabinelere bir bakın, tüm tarikatların belli ölçülerde temsil edildiğini göreceksiniz. İktidarın ana gövdesini oluşturan Nakşiler ve kolları; İlim Yaymacılar, Menzil, Hak Yol ve tabii ki FETÖ. FETÖ daha organize olduğu ve uluslararası bağlantıları daha erken kurduğu için belli bir zaman gelince Erdoğan’ı ve diğerlerini tasfiye edip tek başına iktidar olmak istedi. 15 Temmuz’un özeti aslında budur diyerek FETÖ sarsıntısı iktidarda devam ediyordu ve diğer tarikatlara yönelim oldu. Onlara alan açıldı. Mesela TSK’de, poliste, adalette belli gruplar FETÖ’nün yerini almaya başladı.
TÜGVA bütün bu tarikat yapılarının çatı örgütü diyen Balcı, ‘hükümette temsil edilen ya da hükümete yakın tarikatların gençlik örgütlenmesi. TÜGVA bir çeşit tarikatların insan kaynakları birimi gibi dizayn edildi’ dedi.
Balcı, yüzlerce tarikat şirketi faaliyet yürütüyor. Milyarlarca dolarlık ciroları var. Devlette hepsinin kaydı olduğunu biliyoruz. O listelerdeki çocukları memur yapıp bir işe yerleştirmekle bitmiyor. Her birinden düzenli para kesiliyor ifadesini kullandı.
Cumhuriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Prof. Dr. Esergül Balcı şunları şöyledi;
Aslında AKP, kuruluşundan itibaren zaten bir tarikatlar koalisyonuydu. 2002’den bugüne kadar kurulan tüm kabinelere bir bakın, tüm tarikatların belli ölçülerde temsil edildiğini göreceksiniz. İktidarın ana gövdesini oluşturan Nakşiler ve kolları; İlim Yaymacılar, Menzil, Hak Yol ve tabii ki FETÖ.
FETÖ daha organize olduğu ve uluslararası bağlantıları daha erken kurduğu için, belli bir zaman gelince, Tayyip Erdoğan’ı ve diğerlerini tasfiye edip tek başına iktidar olmak istedi. 15 Temmuz’un özeti aslında budur. Bizim raporu açıkladığımız zaman FETÖ sarsıntısı iktidarda devam ediyordu ve diğer tarikatlara yönelim oldu. Onlara alan açıldı. Mesela TSK’de, poliste, adalette belli gruplar FETÖ’nün yerini almaya başladı. TÜGVA bütün bu tarikat yapılarının çatı örgütü diyebiliriz. Hükümette temsil edilen ya da hükümete yakın tarikatların/cemaatlerin gençlik örgütlenmesi. Kuruluşu 2014, yani FETÖ ile hükümet arasında iplerin koptuğu yıl. Dershanelerin kapatılma kararıyla eşzamanlı. Kurucusu kim: Bilal Erdoğan. Bu yolla, tüm tarikatların altyapısı ve insan kaynağı bir arada toplandı. FETÖ’den boşalan devlet kadrolarına TÜGVA üzerinden diğer tarikatların adamları yerleştirildi. TSK’ye, polise, adliyeye, Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) ve diğerlerine. TÜGVA bir çeşit tarikatların insan kaynakları birimi gibi dizayn edildi. Hepsinin kaydı olduğunu görüyoruz. FETÖ de özellikle TSK’deki üyelerinin dosyalarını tutardı. Aynı yöntemi TÜGVA’nın uyguladığını görüyoruz.
Balcı, Milli Eğitim Bakanlığı ile TÜGVA’nın yaptığı protoköllere değinerek;
Bunun iki yönü var: 1. TÜGVA için Bakanlık kaynaklarını, yani milletin hazinesini kullanabilmek; 2. MEB üzerinden Türkiye’deki bütün öğrencilere ulaşmak. TÜGVA’nın hemen hemen bütün gelir kaynağının milletin hazinesi olduğunu yayımlanan belgelerden anlıyoruz. İktidarın yerel yönetimde olduğu yerde belediye, belediyenin iktidar partisinde olmadığı yerlerde valilikler para, bina, yemek sağlamış. Olmadı kaymakamlıklar, o da olmadı işinsanları devreye girmiş. FETÖ de aynı yöntemle kamuya ait yerleri işgal eder, devlete yerleştirdiği memurlardan aylık olarak düzenli “Himmet” toplardı. Mahkeme kayıtlarında var.
Bunların neredeyse hepsi birer holding haline geldiğini şöyleyen Prof. Dr. Esergül Balcı; yüzlerce tarikat şirketi faaliyet yürütüyor. Milyarlarca dolarlık ciroları var. Devlette hepsinin kaydı olduğunu biliyoruz. O listelerdeki çocukları memur yapıp bir işe yerleştirmekle bitmiyor. Her birinden düzenli para kesiliyor. Bu insanlar biliyor ki parayı vermezse kapının önüne konulacak. Aynı FETÖ yöntemi. Belediyelerin, özel idarenin, bakanlıkların ve bağlı iştiraklerinin ihaleleri incelensin. Çoğunu bir tarikat şirketinin aldığını göreceksiniz. Zaten o kamu kurumunun başına bir tarikat temsilcisi getirilmiş. Onun yaptığı ihaleyi kim alacak sanıyorsunuz. Bire bin verilen ihaleleri Sayıştay raporlarından okuyoruz. Yani bu bir kısırdöngü. Tarikat dinle siyasete hâkim oluyor, siyasi bağlantılarıyla adamını devlete yerleştiriyor, o adam ihaleyi tarikata veriyor, tarikat oradan kazandığıyla siyaseti finanse ediyor ve belli kesimleri yönetiyor.
Gülen yapılanması gibi eğitim kurumları üzerinden örgütlenen TÜGVA dair Balcı şunları söyledi;
Aslında bunlar da aynı yöntemi kullanıyorlar. Özellikle köyden kente göç eden yoksul aile çocuklarını alıp sözüm ona eğitim veriyorlar. Yoksul aile de çevre etkisi sonucu güvenilir hoca düşüncesi ile çocuklarını bu okullara gönderiyor. Nitekim Aladağ’daki yurtta yanan kız öğrencilerin aileleri bunu itiraf etmediler mi? Bu yapıların, üniversitelerin açıldığı günlerde üniversite bahçelerinde birtakım stantlar kurup kendi yurtlarına öğrenci avladıklarını biliyoruz. Bu yurtlara gidenler çoğunlukla ekonomik durumu bozuk olan aile çocukları. Bu çocuklar, bir yerde gelecek kaygısı ve geleceğini güvence altına almak için zorunlu olarak bu yurtları tercih ediyorlar. Bazıları az da olsa gerçekten dinini öğreneceği varsayımıyla tabii.
Bakanlık, TÜGVA dışında İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı, Birlik Vakfı vb. vakıflarla da çeşitli protokoller imzaladığını ifade eden Prof. Balcı; bu vakıflarla imzalanan protokollerin amacı, yaygın-örgün eğitim kurumları ve halk eğitim merkezlerinde, öğrencilere sosyal, sanatsal, kültürel, sportif, bilimsel, teknolojik etkinlikler, yarışmalar, mesleki ve teknik kurslar düzenlemek gibi kulağa hoş gelen faaliyetleri içeriyor. TÜGVA ile “Kültür ve Medeniyet” seminerleri, Ensar Vakfı ile “Değerler Olimpiyatı”, “namaz bilinci” ve “diriliş” temalı çalışmalar yapmak için protokoller imzalanmış. Açılacak kurslarla ilgili planlama, uygulama ve organizasyon MEB tarafından yapılacak ve kurslarda görev alan vakıf personelinin de ücretini MEB ödeyecek.
Bütün dünyadaki devletler, kendi varlık sebebine kastetmiş yapılara bu kadar müsamaha göstermezler. Devletin şuna karar vermesi lazım diyen Balcı son olarak şunları ifade etti; Cumhuriyet mi kalacağız, yoksa Taliban mı olacağız? İrade gösterildikten sonra kanunlarımız açık ve uygun. Tarikatların tamamı derhal kapatılarak mal varlıkları tekrar milletin hazinesine kazandırılmalı. Yeniden böyle vakıf ve dernek adı altında örgütlenmelerini ve milleti sömürmelerini engelleyecek düzenlemeler yapılmalı. Torpil ve irtikapla devlete yerleştirilmiş olanlar tek tek ayıklanmalı. Hakkı yenen gençlerimize işleri ve hakları iade edilmeli. Tarikat okul ve yurtları MEB’e devredilmeli ve buralardaki tüm çocuklar rehabilitasyona tabi tutulmalı. Bütün bunların yasal dayanakları vardır ve Türkiye, kanun devleti olduğunu hatırlamalıdır.
GSS prim borçları için düzenleme geliyor. Buna göre yaklaşık 2 milyar TL'lik prim borcu silinecek.
AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, aile hekimlerince verilen raporların ücretlendirilmesiyle ilgili düzenlemeye gidileceğini belitti.…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Kreşlerle ilgili hiçbir yazımız yok. Bahsettikleri yazı anaokulu ve anasınıfları ile…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, belediyelere kreşler konusunda gönderilen ve tepkilerin ardından…
Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy tarafından yapılan açıklamada "Belediyeler kreş açtığında yoksul…
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Savunma yapan sanık…