Gençlerden oy aparmak

Eski Türkiye’yi kötüleyip yeni Türkiye’yi överek Z kuşağından oy istemek bomboş bir stratejidir. Yarınlarını planlamaya gereksinim duyan gençlerin iktidar sahipleri gibi bugüne şükrederek yaşamaları için hiçbir akılcı neden yoktur.

Kapitalist sistemde iletişim profesyonelleri, ticari ya da siyasi markaların bekası için hedefler koyar, strateji ve taktikler geliştirir. Nicel ya da nitel araştırma yöntemlerinden yararlanarak toplanan veriler, ölçümlenerek değerlendirilir. Markanın mevcut gizilgücüyle hedef kitlelerin gereksinimlerini ne denli karşılayacağı saptanmaya çalışılır. Türkiye’nin yirmi yıllık siyasi markası olan Recep Tayyip Erdoğan da iktidarının bekası için çabalıyor. Bu bağlamda AKP Gençlik Kolları, 2023 seçimlerinde ilk defa oy kullanacak gençlere yönelik iletişim çalışmalarına başlamış. Yaptırılan bir araştırmayla ailelerin yüzde 75’inin gençlerin oy kullanmasında etkili olduğu sonucuna ulaşılmış! Bu doğrultuda genç seçmenlerin aileleriyle bire bir temas kurulması düşünülüyormuş. Sosyal medyanın aktif kullanımını da içeren “ilk oy ilk heyecan” adlı projeyi başlatmak için ise Erdoğan’ın onayı bekleniyormuş[1].

Parti’nin iletişimden sorum(n)lu birimleri, Reis’ten onay almayı, muhtemelen proje hedeflerine ulaşmaktan çok daha fazla  önemsiyordur. AKP’nin siciline bakarak proje paydaşlarının kampanya bütçesinden nemalanmak gibi dünyevi bir motivasyona sahip olduklarını söylemek de mümkündür. Oy kullanmayı, ilk defa ‘milli’ olacak ergenlerin heyecanlı aşk oyununa benzeten “ilk oy ilk heyecan” projesi, daha en başından hedef kitlesini az sayıda tuzu kuru gençle sınırlandırmış görünüyor. Gençlerin yüzde 75’inin aile reisinin sözünü dinleyerek oy kullanacağı yönünde kuşkulu bir çıkarım yapan araştırmanın metodolojisine vakıf olamadık. Ancak şahsım rejiminin, ülkede kendi doğasına uygun aile modeli oluşturma hevesini çok iyi anlıyoruz.  Rejimin reisi, şahsına benzeyen çok sayıda aile reisinin katkısıyla kültürel iktidarını kurma hayalini epeydir canlı tutuyor. Yani AKP, seçim kampanyasında reşit bireyler olan gençlere doğrudan ulaşıp onları ikna etmek yerine ailelerden çocuklarının iradelerini yönlendirmelerini isteyecek. Vesayet altındaki demokrasiyi bundan daha iyi tanımlayacak başka bir örnek bulunamaz. Öyle anlaşılıyor ki ebeveyninin sözünden çıkmayan genç tipolojisini yücelten Erdoğan’dan onay alabilmek için AKP Gençlik Kolları böyle bir proje tasarlamış. Oy verecek gençlerden çok Reis’in ikna edilmesi önemli olunca doğal olarak ortaya bambaşka bir hakikat çıkıyor. Dışa kapalı Saray düzeni, kendi hakikatini yücelttikçe nesnel gerçeklerden uzaklaşıyor.

Zamana yenilen itibar

Projede, Z kuşağıyla iletişim için sosyal medyanın aktif kullanımına vurgu yapılırken bir yandan da rüştünü ispat etmiş gençlerin aileleriyle görüşmek hedefleniyor. Gençleri özerk kılan sosyal medya aidiyetinin aile, okul, cami gibi toplumsal birimlerin birey üzerindeki otoritesini aşındırmış olduğu ıskalanıyor. Ayrıca genç işsizliğinin doruğa çıktığı, gelecek kaygısının herkesi tutsak aldığı bir sosyal buhran döneminde, “ilk oy ilk heyecan” gibi çocuksu bir sloganla Z kuşağından oy istenecek olması, genç kitlenin gerçeğine ne denli kör bakıldığını çok net açıklıyor. Geçmiş deneyimler, bize en başarılı iletişim faaliyetlerinin bile gerçeklere toslayınca etkisini yitirdiğini gösteriyor. Örneğin 1978 yılındaki reklam kampanyasıyla dikkatleri üzerine çeken Jill kadın çorapları, “atın, atın, eskimiş çoraplarınızı atın, Türkiye’ye Jill geliyor” sloganıyla iddialı bir lansman yapmıştı. Reklam iyiydi ama mal çok kötü olduğu için insanlar çorabı ikinci kez almamıştı. Şirket de kısa bir süre sonra batmıştı[2].

Kapitalist sistemde reklamın iyisi, kötüsü olmasa da sonuçta markanın iyisi satıyor. İtibar, ticari ya da siyasi markalara ömür biçen en önemli değer olarak önemini her daim koruyor. Zamana direnebilen birçok ticari markanın sırrı, ürettikleri mal ya da hizmetin yüksek standardını koruyup geliştirmelerinin yanı sıra görece etik duyarlılığa sahip olmalarıdır. Bir siyasi markanın sırrı ise söylemleriyle eylemleri arasındaki tutarlılık, dürüstlük ve sorun çözme becerisidir. Tüm bunlar, itibar yönetimine odaklı iletişim faaliyetlerindeki başarının en önemli dayanaklarıdır. Örneğin hakkında yolsuzluk, kişisel kayırma, kara para, vergi kaçırma gibi iddialar çıkmayan ender politikacılardan olan Merkel’in[3] itibarının zamana direnebildiği ancak Erdoğan’ın itibarının gitgide zamana yenik düştüğü kamuoyu araştırmalarından anlaşılıyor.

Yalanın da bir ömrü var

Eski Türkiye’yi kötüleyip yeni Türkiye’yi överek Z kuşağından oy istemek bomboş bir stratejidir. Yarınlarını planlamaya gereksinim duyan gençlerin iktidar sahipleri gibi bugüne şükrederek yaşamaları için hiçbir akılcı neden yoktur.  Tersine, geçtiğimiz ay yapılan bir araştırmada, katılımcıların yüzde 61,5’i, gençleri de yakından ilgilendiren ekonomiyi ve işsizliği ülkenin temel sorunları olarak belirtmiştir[4].

Geçen yıl gençlerle yaptığı söyleşide, üniversite mezunu olduğu halde işsiz kalan gençlerle ilgili düşünceleri sorulduğunda Erdoğan, gençlerin geleceklerini özel sektörde aramaları gerektiğini belirterek, “Asıl istihdam, özel sektörde, sanayide, üretimde, yüksek teknolojide, ticarette ve tarımda olacaktır. Gençlerimizden kendilerine ve kabiliyetlerine güvenmelerini istiyorum” diyordu[5]. Bu yılki görüşmede ise bir genç, “Birçok arkadaşımız üniversiteden mezun oluyor. Fakat istihdam sorunu yaşıyor. Burada bir planlama sorunu mu var?”  diye sorunca Erdoğan, “Kalite, kalifikasyon noktasında kendini ispatlıyorsa bir genç iş bulur” dedi[6].

Elleriyle büyüttüğü birçok toplumsal sorunun çözümünü hep mağdura havale eden Erdoğan’ın umutsuz gençlere yönelik yeni bir hikayesi yoktur. Sadece kendi iktidar hikayesini sürdürmek için debelenen AKP, gençlere göre fazla yaşlıdır. Sıradan kampanya sloganlarıyla, kurnaz taktiklerle iktidarın Z kuşağından oy aparması artık zordur. Yalanın hükmü uzun sürse de ömrünün sınırlı olduğu sonunda görülecektir.

Avantacıların Reis’e yaranma projeleriyle israf yapması önlenmelidir. Bunun için seçimde ilk kez oy kullanacak gençlerin oy kabinlerine velileriyle birlikte girmesi yönünde bir Cumhurbaşkanlığı kararı aldırmak çok daha heyecan verici olabilir!..

[1] https://odatv4.com/akpnin-z-kusagi-plani-14042156.html

[2]  http://www.gercekhayat.com.tr/yazarlar/iyi-reklam-kotu-malin-batisini-hizlandirir/

[3] https://tarihdergi.com/papazin-komunist-kizi-kapitalist-almanyanin-yildizi/

[4] https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/metropollden-son-anket-turkiyenin-en-onemli-sorunu-ekonomi-ve-issizlik-1835470

[5]  https://www.haberler.com/cumhurbaskani-erdogan-a-genc-issizlik-soruldu-13364630-haberi/

[6] https://onedio.com/haber/erdogan-in-issizlikten-yakinan-gence-yaniti-kalitesini-ispatlayan-is-bulur-976526

 

Yazarın Diğer Yazıları
Ronald-Donald döngüsü 14 Kasım 2024
Neofaşist küreselleşme 20 Eylül 2024
Kirli mahremiyet 25 Temmuz 2024